HER GÜN BİRAZ DAHA ÖLÜYORUZ

Bugün günlerden Cuma. Dün bu satırları yazarken inanın içim karardı, göğsüm sıkıştı. Bir tek kelime bile yazmak içimden gelmedi. Ama görev bu ya, bu köşenin boş çıkma şansı yoktu. Rehaveti üzerimden biraz atıp klavyenin başına geçtim. Aslında yazılacak önemli konular vardı ama onu pazartesiye bıraktım, “MÜBAREK GÜN KİMSENİN CANINI SIKMAYAYIM” diye.

Hani bugün MÜBAREK GÜN ya bunun için şöyle ortadan bir durum tahlili yapalım istedim. Hem SİYASETTEN uzak durmak hem de ALENGİRLİ işleri buraya taşımak yerine. Kış mevsiminin en sert günleri yaşıyor Antalya, Hava soğuk ama bir günde 4 mevsimi yaşayan bir şehirdeyiz. Lakin biz bunun bile KIYMETİNİ bilmiyoruz vesselam.

Allah’ın verdiği bütün mevsimleri olanca güzelliği ile yaşamak varken, bir birimizle didişmekten başka bir iş yapmıyoruz. Ne evde ne çarşıda HUZUR yok. Ya dünya KÖTÜ yada biz. Çıldırmış bir toplum, geleceğe UMUTSUZ bakan gençler. Geleceği ve kurtuluşu başka başka şeylerde arayan bir gençlik. Yaşı ilerlemişlerde ise “Nerde o eski günler” dedirten düşünce. 

Cinayet, şiddet, SAMİMİYETSİZLİk, silah, kan içeren nice haberler var günlük yaşantımızda.  Kimsenin kimseye TAHAMMÜLÜ kalmamış. İnsanların birbirine SEVGİ ve SAYGISI kalmamış. Dolayısıyla eşin kocaya, babanın evlada TAHAMMÜLÜ yok. En önemlisi de HOŞ GÖRÜ kavramını lügatımızdan silmişiz. Hiç kimse bir diğerini düşünmez olmuş. 

Havada bir GÜVENSİZLİK ve tahammül edememe duygusu almış başını gidiyor. Hayatımızın her alanına olumsuz şekilde yansıyan bu görüntüler insanın kanını dondurtacak nitelikte. Yanı başımızdaki Rusya-Ukrayna savası, insanlık katledilirken film gibi izleyen dünya devleri ateşe benzin döküyor. Dünyanın dört bir tarafında yaşanan kargaşalar, bir lokma ekmek uğruna sönüp giden yaşamlar.

Yani tüm dünya ile birlikte ülkemiz de HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜ ve ŞİDDETİ ne yazık ki içine sindirmekle meşgul. Ne demeli bilmem ki?  Ne oldu bize diye sormak lazım belki de. Ne oldu da böyle tahammülsüz, böyle bir güvensizlik hakim aklımıza ve yüreğimize. Bu HIRS ne, bu ÇEKEMEMEZLİK, bu KEŞMEKEŞLİK?

Üzülüyor insan. Her yer ŞİDDET, KİN VE NEFRET! Her yerde güvensizlik ve tahammülsüzlük. Hoşgörüden yoksun ve SEVGİSİZ toplum. Olanda bir elin parmağını geçmez. Bu yaşananlara bakınca MANEVİYAT kelimesi anlamını yitirmiş durumda. YARDIM ve DAYANIŞMA gibi kavramları tozlu raflara kaldırmışız inanın. Hele MERHAMET kelimesini lügatımızdan çıkarmışız.

Ne demeli bilmem ki? İnsanlığın ve çevremizin yok olduğu bir yolda her gün biraz daha eriyoruz, bitiyoruz.  Ağaç ölüyor, sevgi ölüyor, dostluk ölüyor, aşk ölüyor ve İNSANLIK ÖLÜYOR. Daha doğrusu HER GÜN BİRAZ DAHA ÖLÜYORUZ.

AZ BİLE CEZA YAZILMIŞ!

Antalya’da Rusya-Ukrayna savası ile yaşanan göç nedeniyle bu iki ülke vatandaşlarının gelirken getirdikleri araçlar büyük sıkıntı oluşturmuştu. Her kes bundan mustarip. Kimisi yanlış park ediyor, kimisi akan trafiği içinden çıkılmaz hale sokuyor. Birçoğu da kurallara uymak şöyle dursun uyaranlara da hakaretler yağdırıyor. BABALARININ MEMLEKETİ YA!

Yolu yetersiz olduğu için çileden çıkan Antalyalılar, birde RUS ve UKRAYNALILARIN getirdiği yükle ZIVANADAN çıkmış ŞİKAYETLERİ artmıştı. Nihayet Antalya Emniyet Müdürlüğü bu konuda AÇIKLAMA yapmış. Antalya İl Emniyet Müdürü ORHAN ÇEVİK tarafından yapılan açıklama aslında genel bir rakam. RUS ve UKRAYNALILARA özel değil. 2022’nin trafik kazası ve denetim verileri.

Antalyalıların MUSTARİP olduğu bu konuda ARAYA SIKIŞTIRILMIŞ.  Trafikteki yabancı plakalar ile yabancı sürücülerin karıştığı ihlal ve kazalara ilişkin verilere de değinilmiş. Geçen sene 10 ölümlü, 736 yaralanmalı trafik kazasına karışmışlar. 

Her milletten bu rakam.  Bu kazalarda ölen yabancı sayısı 6, yaralı sayısı 678 imiş. 6 bin 846 yabancı sürücü ve 15 bin plakaya ceza yazılmış. Toplam 22 bin 799 cezai işlem uygulanmış.

Ben onunu bunu bilmem. Antalya şehir içi trafiğini Rusya-Ukrayna yolları zanneden bu zat-ı muhteremler PES edinceye kadar denetimler devam ettirilmeli. Yoksa bu serzeniş bitmezzz!