HEMŞİRELERİN ZORLU KORONAVİRÜS NÖBETİ

Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Yoğun Bakım Servisi'nde görev yapan hemşireler, 1 yıldır hastalarla birlikte koronavirüsle mücadele ediyor. Aralarında koronavirüse yakalanıp atlattıktan sonra görevine dönenler, ailesinden ayrı kalanların da olduğu ekip, hastane yönetiminin yer değişikliği teklifini de geri çevirdi. Hastalarını aileleri gibi gören hemşirelerin en büyük mutluluğu, onlara nefes olmak.

Bir yılı aşkın süren pandemi döneminde Covid-19 yoğun bakım servislerinde tedavi olan hastaları hayatta tutabilmek için büyük mücadele yürütülüyor. Mücadelenin ana aktörleri arasında, hastaların sadece sağlıklarıyla değil tüm yeme, içme, temizlik ihtiyaçlarını hatta psikolojik desteklerini sağlayan hemşireler yer alıyor. Son 1 yılda yaşamları planladıklarından farklı ilerleyen hemşirelerin çoğu, ailelerinden, çocuklarından, yakınlarından uzakta hayata devam ediyor.

Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Yoğun Bakım Servisi'nde görev yapan 8 kişilik ekip, 1 yıldır hastalarla birlikte koronavirüsle mücadele ediyor. Aralarında koronavirüse yakalanıp atlattıktan sonra görevine dönen, 9 aylık bebeğini bırakıp görevine gelenin de bulunduğu ekip, hastane yönetiminin yer değişikliği tekliflerini ise geri çevirdi. 1 yıldır hastaları sağlıklarına kavuşturmak için gece gündüz çalışan ekibin en büyük mutluluğu ise yoğun bakımdan sağlıkla çıkan hastalarını uğurlayabilmek.

MOLADA OĞLUYLA GÖRÜNTÜLÜ GÖRÜŞÜYOR

Ekibin sorumlusu hemşire Zuhal Aydın, verdiği 5 dakikalık molada 8 yaşındaki oğlu Gökay Görkem ile cep telefonu ile görüntülü görüşüyor. Anne Aydın, oğlunun eğitimini ise gün içerisinde görüntülü görüşerek takip etmeye çalışıyor. Cep telefonu ile özlem gideren anne- oğlun konuşmasının sonunda Gökay annesine, "Hastalara iyi bakın. Seni seviyorum" diyerek telefonu kapatıyor.

'ÇOK YOĞUN DÖNEMLERİMİZ OLDU'

Pandemi süreci başladığından bu yana yoğun bakımda görev yaptığını belirten Aydın, “1 yıldır burada koronavirüs hastalarını tedavi etmeye çalışıyoruz. Çok yoğun dönemlerimiz oldu. Bu 1 yıllık süreçte yoğun tempoyla çalıştık. Pandeminin başından bu yana çalıştığımız için 3 çocuğumu bırakmak zorunda kaldım. Çalışma arkadaşlarımızla burada bir ekip bütünlüğüyle hizmet veriyoruz" dedi.

'SEVİNÇTEN AĞLADIĞIMIZ OLUYOR'

Serviste görev yapan hemşirelerden Ümmü Sarıbıyık, “Covid çıkmadan önce de biz enfeksiyon hastalarına bakıyorduk. Bu süreçte koronavirüse yakalanan arkadaşlarımız da oldu. Onlar da iyileşir iyileşmez görevlerine döndü. Kronik hastalığı olan hastaların iyileşmesi zor. Ama biz yine de var gücümüzle o hastanın nefes alması, iyileşmesi, taburcu olması için çalışıyoruz. Hasta buradan çıktığı zaman ailemizden biri çıkmış gibi mutlu oluyoruz. Sevinçten ağladığımız oluyor. Aynı şekilde bir hastamızı kaybettiğimiz zaman da ailemizden birini kaybetmiş gibi üzülüyoruz. Biz de insanız, hastaların yakınlarından çok biz onları görüyoruz. Tüm isteklerini bize iletiyorlar" diye konuştu.

'İYİ Kİ BU MESLEĞİ SEÇMİŞİM'

Pandeminin topluma ve kendilerine birçok şey öğrettiğini söyleyen Sarıbıyık, “Pandemi hepimize samimiyeti, aile değerlerini, sevgiyi, saygıyı birçok şeyi öğretti. Mesleğimden hiç pişman olmadım. Aksine hep 'İyi ki bu mesleği seçmişim' dedim. Çünkü insanlara yardım etmek, onlara nefes olmak çok güzel bir şey. Tekrar dünyaya gelsem, tekrar bir meslek seçecek olsam kesinlikle hemşire olurdum" ifadelerini kullandı.

'TÜM ZORLUKLARINA RAĞMEN MESLEĞİMİ SEVİYORUM'

Esra Türkoğlu, koronavirüs başladığından bu yana yoğun bakımda görev yaptığını belirterek, "2.5 yaşında çocuğum var ve bu süreçte ona annem bakıyor. Görevden çıktıktan sonra çocuğumu almaya giderken önce kendi tedbirlerimi alıp kıyafetlerimi değiştiriyorum. Tüm zorluklara rağmen mesleğimizi seviyoruz. Az önce bir hastamızdan iyi haber aldık. Ufak dahi olsa iyi bir haber almak bizi çok mutlu ediyor" diye konuştu.

'HASTALARA BİR YAKINI OLARAK YAKLAŞIYORUZ'

Yoğun bakım servisinde çalışan Semiha Kurt, hastalara psikolojik olarak da destek sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Kurt, “Mesleğimiz çok kutsal. Savaşlarda ve salgınlarda ortaya çıkan bir meslek ve şu anda tam zirveyi yaşıyoruz. Hastalarımıza sadece hemşire olarak değil, bir yakını olarak yaklaşıyoruz. Burada hastalarımızın kimsesi olmuyor, manevi destek de veriyoruz. İnanılmaz yorulduk ama insanların iyileştiğini görmek bizi çok mutlu ediyor" ifadelerini kullandı.

'BEBEĞİME SARILAMADIM'

Hastalığı çocuklarına bulaştıracağını düşündüğü için korku yaşayan Aysel Çetiner de, “2 çocuğum var. Küçük olan geçen sene dünyaya geldi ve 9 aylıkken tekrar çalışmaya başladım. Çok zor dönemlerden geçtim. Görevden çıkıp eve gidince bebeğimi kucaklayamadım, sarılamadım. Onlara bulaştırırım diye korkuyordum. Bu korkularım hala devam ediyor. Çok yoğun çalışıyoruz, çok yoruluyorum. Çocuklarımla dahi vakit geçiremiyorum" dedi.

'ZOR DÖNEMLER GEÇİRDİK'

Eşinin de koronavirüse yakalandığını söyleyen yoğun bakım çalışanlarından Meryem Aksoy ise, “Eşim de yoğun bakımda çalışıyor ve bu hastalığa yakalandı. Eşim yoğun bakımda yatarken biz evde 3 oğlumla birlikte çok zor dönemler geçirdik. Bu hastalığın şakası yok" diye konuştu.

DHA