HAYDİ GIYBET EDELİM (!)
Başlık dikkatini çekti değil mi? Çünkü ne çirkin bir şeydir ki gıybet etmek ölmüş kardeşinin etini yemek kadar berbat bir fiil olduğunu alemlerin Rabbi Allah Kuranın da bize ders vermiş. O halde düşmanıma gıybetle ceza vermekten nefsimi yüksek tutuyorum diyen zat gibi bizlerde gıybetten uzak durmalıyız.
Peki gıybet nedir? Gıybet Arkadan çekiştirmek. Hazır olmayan birisinin aleyhine konuşmak. Birisinin gıyabında hoşuna gitmeyen bir şeyi söylemek gibi manalara gelir. Hani denilir ya halk arasında gıyabında konuşuldu yani haberi olmadan o kişinin hakkında konuldu.
Fakat anlamamız gereken bir husus var.
Ben gıybetin ne kadar pis bir şey olduğundan çok gıybet etmenin de bazı zamanlar lüzümu olduğunu ve bu gıybet çeşidi ile hayır dahi işlenebileceğini pis ve necis iken istifadeli bir hizmet olduğu üstünde duracağım.
Hadi canım olur mu öyle şey dediğinizi duyar gibiyim.
Evet öyle şey olur. Zira Allah insanları yaratırken birçok duygu ve özelliklerde yaratmıştır. Ve bu özelliklerini duygularını insanın kullanacağı yerleri de bildirmiştir. Sevgi duygusu vermiş seveceğin şeyleri Allah öğretmiş. Gerçi genelleme yaparak yazıyorum yani Müslümanları nazara alarak konuşuyorum. Yoksa bir ateistin sevgi ye bakış açısı ile Müslümanın sevgiye bakışı elbet bir değildir.
Açlık veren bir Rabbi Rahim o açlığa mukabil bir gıda ihsan etmiştir. Kadına erkeği eş olarak murat etmiştir. Hastalıklara karşılık ilaçları ihsan etmiştir. Ve insanın öyle duyguları vardır ki aşk gibi muhabbet sevgi gibi o duygularda kullanılacak yerlerine göre insana yine o özellikle verilmiştir.
Kin nefret öfke sinir hayal gibi.. şimdi kin tutma diyorlar sana öfkelenme diyorlar sana nefret etme diyorlar sana.. diyorlar da diyorlar… Yahu kardeşim bu duyguları bana sahibi hakikim vermiş. Madem kullanmayacağım boşu boşuna mı bu duygular bana verilmiş. Haşa!
Evet kin tutmalısın ama kime? Bile bile insanlara zulüm eden o zalimlere. Evet nefret etmelisin ama kime? Ar haya damarı yırtılmış edepsiz ahlaksızlara. Yoksa din kardeşine elbet kin tutulmaz ve nefretle bakılmaz. Onların fena halleri için acıma şefkat ve af etme duygularını kullanarak karşılık verilir.
İşte diğer duyguları sen kıyas et. İşte gıybet etmekte de böyle bir kıstas var. Kime ve neye ve niçin gıybet edinile bilinir.
Haksızlığa uğradın biri sana zulüm etti. O zaman sana bu haksızlığa uğratan kişiyi şikayet suretinde vazifedar bir adama şu falanca kişi bana böyle böyle yaptı diye gıybet edebilirsin. Ta ki o vazifadar senin hakkını ondan alsın. O kişinin yaptığı yanına kalmasın.
Yahut bir dostunun biri ile yakınlık kurduğunu görüyorsun halbuki sen biliyorsun ki tecrübenle o kişi senin dostuna zarar verecek biri ama bu onu henüz bilmiyor ve farkında da değil başına gelebilecek tehlikelerden. İşte onu uyarmak ve ikaz etmek mahiyetinde yine o kişinin gıybetini yapabilirsin.
Yahut bir insana karşı hakaret alay etme maksadı ile değil de o kişiyi tarif için dese filanca başı kel ayağı topal mavi ceketli gözlüklü insan diyerekten de gıybet edebilirsin.
Ve en önemlisi olmazsa olmaz gıybet diyorum ben buna. Bir adam var ki tam bir fasık Allah’ın emirlerine karşı bir hayat içinde günahları utanmadan işliyor ve bu kişi kimseden çekinmiyor utanıp sıkılmıyor belki de işlediği rezaletlerle iftihar ediyor, yaptığı zulüm ile lezzet ve keyif alıyor. İşte bu kişinin de gıybetini yapabilirsin.
İşte bu verdiğim misallere uyan varsa gıybetini doğru söz suretinde güzelce yap. Aksi durumlarda ise bil ki nasıl ateş odunu yer bitirir işte gıybette işlediğin samimi ihlaslı amellerini yer bitirir yakar bilmelisin.
Şunu da hatırlatayım sana: eğer gıybeti gereken zaruretler dışında dinledi şahit oldu. O zaman Allah’ım beni affet ben çok çirkin bir iş yaptım demelisin ve gıybet edilen adama rast geldiğinde hakkını bana helal et demelisin.
Gerçi, çiği insan eti yeme yamyamlığında bugün mahalle mahalle sokak sokak basın neşriyat her yerde bu gıybet eti yeniliyor ne büyük iğrenç günahlar işleniyor.
Hele elinize hangi gazeteyi alırsanız alın köşe yazarlarından haber içeriklerine kadar o gıybet haberler helalliksiz yayınlanıyor. İnsanlar o gıybetler üzerine toplanıp yorumlar yapıyorlar.
Bir siyasetçi diğer bir siyasetçinin gıybetini milyonların gözü önünde yapıyor. Bir sanatçı başka sanatçının gıybetini çekiştirmesini yapıyor. En garibi dini kisvede ki hocalar birbirlerinin gıybetlerini toplum önünde yapıyorlar.
İşin en iğrenci bir sektör haline dönüşmüş. Gıybet günahı ile para kazanılıyor. Bu gıybetlerden nemalananlar var. Birçok sosyal paylaşım sitesinde kadar hayatımızın her alanına gıybet etmemiz için gerekli silahlar verilmiş. Alın sıkabildiğiniz kadar sıkın bu kurşunu diye. Bir resmin altında, bir yazının altında, bir videonun altında yorum yap kılıfı takılmış gıybet et butonuna.
Bilemiyorum eğer manevi gözlerim açık olsaydı bu gıybet edenlerin ağızlarını yüzlerini dişlerini vampirler gibi görüp, masumların kanını emen canavarlar şeklinde görebilirdim. Hayal gözüm gösterdi gerçi bana.
Sözün özü bugün bir toplumda kavga huzursuzluk anarşi varsa doğru zamanda doğru gıybetin yapılmaması ve o gıybetten oluşan kararların da uygulanmamasıdır. Eğer bir toplumda kavga huzursuzluk anarşi varsa yine yapılan gıybetlerin yanlış şekilde yapılmasındandır.
Haydin gerekilen yerlerde gıybet etmeye, haydin yasaklanan yerlerde gıybetten kaçmaya… Şunu da yazıma ekleyeyim; benim gıybetimi yapmayın, yaparsanız da kalbimi yarıp içine bakmayı unutmayın.