Böbrek yetmezliği nedeniyle diyaliz makinesine bağlı yaşam mücadelesi veren 37 yaşındaki Barış Büyükaydın ve 40 yaşındaki Fatma Büyükaydın çifti, 2018 yılında tedavileri için geldikleri hastanede, birbirlerine destek vererek bir yaşam sürdürmeye başladı. Fatma Büyükaydın, 2012 yılında böbrek nakli olurken, Barış Büyükaydın 2015 yılında böbreğine kavuştu. Kontrollere gelip, giderken önce arkadaş olarak başladıkları ilişki, sonrasında aşka dönüştü. Doktorlarının da desteğiyle hayatlarını birleştiren Büyükaydın çifti evlenerek, zorlu süreçlerinde birbirlerine destek oldu. Büyükaydın çifti, organ bağışı yapması mümkün olan herkese çağrıda bulundu.

“HAYAT KURTARIRLAR”

Kontrollere geldiği sırada eşiyle tanıştığını ve birbirlerine zorlu süreçlerinde destek olduklarını anlatan Fatma Büyükaydın, “2012 yılında böbrek nakil oldum ve kontrollere devamlı geliyordum. Eşimle o sırada tanıştım. Önce arkadaştık, sonrasında ilişkimiz ciddiye döndü. Doktorların tavsiyesiyle evlendik. Birbirimize moral ve destek oluyoruz. Kontrollere beraber gelip, gidiyoruz. Bu zorlukları çeken herkes nakil olmalı. Özgürlüğe kavuşuyorsunuz. Susuz kalmıyorsunuz. Diyalize bağlıyken suyu az içiyorsunuz. Ben 9 yıl diyalize girdim. Diyalize bağlıyken, çok su içince makine kanı temizlemiyor. O yüzden diyalize bağlıyken her şey kısıtlıydı. Ama şimdi özgürüz. İstediğimiz yere gidebiliyoruz, her şeyi yiyip içebiliyoruz. Herkes organlarını, böbreğini bağışlasın. Hayat kurtarırlar” ifadelerini kullandı.

 “HERKES ORGAN BAĞIŞI YAPSIN”

Diyaliz makinesine bağlı kalmanın zorluğunun çok olduğunu söyleyen Barış Büyükaydın, böbrek nakli olduktan sonra eşinin hep destek olduğunu dile getirdi. Büyükaydın, “Ben 2015 yılında böbrek nakli oldum. Hastaneye nakil için geldiğimde eşimle tanıştık. Eşim önceden böbrek nakli olduğu için bana hep destek oldu. Biz mutluyuz. Beraber kontrollere geliyoruz. Nakil öncesi bir yıl cihaza bağlandım. Haftada 3 gün 4 saat makineye bağlı kalıyordum. Tabi ki diyaliz çok zor. 4 saat cihaza bağlı kalmanın zorluğu çok. Ama organ nakli olunca özgürsünüz. Öncelikle suyu çok içebiliyorsunuz. Herkes mümkünse organ bağışı yapsın” diye konuştu.