HAYAT CAN BULDU

Bilindiği üzere geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı sonrası koronavirüs ile mücadele kapsamında yeni kuralları açıkladı.

Bazı kısıtlamalar kaldırılırken, mevcut bazı kısıtlamalar ise esnetildi.

Özellikle yeme içme sektörü ile ilgili alınan karar oldukça güzel karşılandı.

Yaklaşık 1 haftadır hazırlıklarını tamamlayan yeme içme sektörü dün itibariyle rahat bir nefes aldı.

Tedbirler ışığında müşterilerini ağırlayan sektör temsilcileri halinden memnundu.

Bununla birlikte hafta içi sokağa çıkma yasağının 22.00’de başlayacak olması da sektör temsilcileri için bir avantaj oldu.

Aylardır kapalı esnaf bu kararlarla geleceğe daha da umutlu bakabildi.

Bununla birlikte neredeyse pandeminin başından itibaren kapalı olan kahvehaneler, çay ocakları ve spor salonları gibi işletmeler ise belirli kurallar çerçevesinde tekrar açıldı.

Bu da yaşanan güzel gelişmeler arasındaki yerini aldı.

Bundan sonra ne yapmak gerekiyor?

Asıl mesele bu.

REHAVE KAPILMAMALI

Vaka sayılarının 6 bin civarına gelmesi toplumsal bir bilincin getirisi oldu.

Hükümetin aldığı kararlara uyan vatandaşlar, kısıtlamaların kalkmasındaki en etkin rol oldu.

Hazır aşılanma kampanyası hız almışken, sakın ola ki rehavete kapılmamalı.

Aksine daha tedbirli, daha kurallı olmalıyız.

Kurallara ne kadar uyarsak sosyal hayatımızı o kadar geri alabiliriz.

Bilinçsizce yapacağımız her davranış toplumsal olarak zarar görmemizi sağlayacak.

Kafelerde, restoranlarda otururken hijyen kurallarına uymalı, sosyal mesafe faktörünü unutmamalıyız.

Hiçbir hükümet yasakçı bir anlayışı benimsemez.

Yasakçı anlayış beraberinde birçok ekonomik çıkmazın getirisi olur.

Yapmamız gerekenler belli.

Sosyal mesafe, hijyen ve tedbirli olmak.

YEREL YÖNETİMLERE İŞ DÜŞÜYOR

Bütün bunların yanı sıra yerel yönetimlere de büyük bir iş düşüyor.

Özellikle denetim konusunda sıkı takipçi olmak gerekir.

Toplu ulaşım, sosyal hayat her şeyin denetimi yapılmalı.

Kurallara uymayanlara gereken ceza verilmeli.

Bireysel anlamda yapılan hatalar toplumsal boyuta çıkmamalı.

Hükümetin aldığı kararları uygulama konusunda yerel yönetimler elini taşın altına koymalı.

Bireysel hata, toplumsal sonuç doğurur