HAYAT, BİZE ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ

Yepyeni, yenilendiğimi hissettiğim bir güne uyandım bu sabah, erken uyanmak mı hissettirmişti bunu yoksa odama dolan günışığı mı bilmiyorum içtiğim kahvenin bile tadı farklıydı sanki özene özene giyinip hazırlandım düştüm yollara yüreğimde aynı duyguyla…

Ne kadar çok şeydik aslında; ne kadar kıymetli, ne kadar özel ama hiç bilemiyoruz kıymetini sahip olduklarımızın hep bir telaş hep bir koşturmaca hep bir memnuniyetsizlik duygusu…

Aslında hayatın kıymetini anlamak için son zamanlarda çok şey yaşamıştık, evlerimize tıkılmış yüzümüzü kapatan maskelerin esiri olmuş, alkol bazlı her şeyle yıkanmıştık, ölüm kapımızın eşiğinde dururken ölmemek için her denileni yapmıştık…

Hayat yaşadığın tecrübeler, yaşayamadığın keşkeler bütünü aslında güzel anıları zihnimizin küçük bir bölümüne koyup mutsuzlukları tecrübe diye cebimize dolduruyoruz, keşkelerin esiri olduğumuz gerçeği ise her an yanımızda bizimle...

Çocukken camın önüne oturup yoldan geçen her şeyi izlemeye bayılırdım. Arabaları renklerine göre sayar, pazardan gelenlerin torbalarının içindeki tahmin etmeye çalışır, yemek arayan kuşları izlerdim…

Hayatı izlemek ile başlıyor bence her şey iyi izleyici ve gözlemci olmak gerekiyor belki de, senden başka insanların da bu dünyada yaşadığını kabul etmek ve belki biraz da empati yapmak gerekiyor…

Neden bugün bünyemde Sokrates ruhuyla uyandım bilmiyorum ama bir poziflik bir pozitiflik sormayın gitsin; aslında o kadar sakin bir insan değilimdir hatta bazen gereksiz stres yaptığım çok fazla konu vardır hayatta her şeyi kendime dert edindiğim bir yapım, öyle bir kapasitem var dolayısıyla da kırgınlıklarım ve kızgınlıklarım da haliyle alıp başını gidebiliyor…

Mesela modernleşmek adına yapılan her saçmalığa çok sinirleniyorum…

Kendini farklı göstermek ve toplum içinde kabul görmek için herkesin yaptığı her şeyi doğru bulan insanlara sinir oluyorum mesela, çocuklarını sadece doğurarak büyük bir başarı elde etmiş gibi, sahip çıkmadan sadece egosunu besleyen insanlara da sinir oluyorum, hayata bir can getiriyor ve bir birey yetiştiriyor olma sorumluluğundan gram haberi olmayan insanların yetiştirdiği çocukların adına bilmem ne kuşağı bilmem ne çağı yakıştırmaları yapılıyor buna da çok sinirleniyorum…

Yeni nesil dijital platformlarda binlerce film dizi vs girdi hayatlarımıza, itiraf etmeliyim bazılarını bende zevkle takip ettim ediyorum da ve gayet güzel bilgilendirme yapılıyor yaş sınırı ve içerikleri ile ilgili, bakıyorum çocuğumun izlemek istediklerine ve ona uymayan bir şey olduğunda sadece senin yaşına uygun değil diyorum konuyu kapatıyorum ki öyle  filmler oluyor ki bazen  bazılarına benim bile yaşım tutmuyor diyesim geliyor…

Yeni nesil diziler çocuklar arasında statü belirlemede kullanılır olmuş aaa sen bu diziyi izlemedin mi nasıl izlemezsin, hatta izlemediysen bizimle oynayamazsın diye dışlanan çocuklar bile biliyorum. Kusura bakmayın ama üç beş kendini bilmez ebeveynin sorumsuzluk paçasından akarken büyüttüğü çocuklar diğer çocuklara nasıl bu muameleyi yapar, neden insanlar ne içeriği ne yaş sınırı onlara uymayan dizi ve filmleri çocuklarına izlettirip sonra da bununla övünür hiç anlayamıyorum…

Bu dünyaya yalnız geldik yalnız öleceğiz, ölüm diye bir gerçeğin varlığını biliyorken nasıl bu kadar koca bir ömrü boş işlerle geçiririz ki? Van Gogh gibi bir ressam, Mimar Sinan gibi ünlü bir Mimar vs. değilsek dünyada bırakacağım tek eser evlatlarımız olacak onlar bizim aynamız ve gelecek nesillerimiz olacak.

Neden dünyevi işlerle uğraşır egolarımıza cilala parlat yaparken bizden olan çocuklarımıza bu kadar kayıtsız yaşıyoruz gerçekten anlamak mümkün değil. Ayağına pahalı ayakkabı alınca, marka kıyafetler giydirip sınırsız internet verdiğimizde toplumda kabul görüyor olabilir çocuk bu da size çok keyifli ve gurur verici geliyor olabilir ama kocaman bir ziyan nesil yetişiyor farkına varabilecek misin?

İYİSİYLE, KÖTÜSÜYLE…

Ne çok şey öğretti hayat demiştim yazının başında şimdi değiştiriyorum hayat her dakika yeni yepyeni şeyler öğretiyor insana, bakmasını ve görmesini bilene ve çok heyecanlı bir yolculuk aslında. Her sabah ne yaşayacağınızı bilmediğiniz bir güne uyanıyorsunuz ve bence bu çok heyecanlı iyisiyle de kötüsüyle de hayat çok güzel ve yaşamaya değer…

Madem Sokrates’den bahsettik onun çok sevdiğim bir sözüyle noktalayalım yazıyı;

‘’Bir şey bilmediğim dışında, başka bir şey bilmiyorum.’’ Kalın sağlıcakla…