HAVAMIZ DA SİYASET DE GÖK GÖRÜLTÜ SAĞANAK

Pazartesi yazımda, “İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü Antalya için TURUNCU KOD uyarısı verdi. Yani hem fırtına hem de şiddetli yağış. Daha eskinin yaraları yeni yeni sarılmaya çalışılırken umarım bugün yeni bir afet yaşamayız. Fırtına öncesi sessizlik bize pahalıya mal olmaz!” demiştim.

Hay dilime. Nereden o şom ağzımı açtım. Demez olaydım. Önceki akşam yani salı günü öğleden sonra önce hafif yağmur, sonra şiddetli sağanak ve beraberinde gelen fırtına ve sel! Bir saatte 90 kilogramı aşan bir yağış aldı benim cennet memleketim Antalya. Yine olan oldu. Her zaman ki gibi yollar mini bir gölü andırdı. Ev ve iş yerlerini yine su bastı. LİDER MEDYA olarak bizde 12 Şubat’taki kadar olmasa da nasibimizi aldık.

Benim anlamadığım 22 gündür bu işin sorumluları ne yaptı acaba? Sanki Antalya’ya bir daha böyle yağış almayacak mı diye düşündüler? Yoksa seçim sağanağına yakalanıp bir yere mi kaçtılar? Maalesef kimse bir şey yapmamış olacak ki yine bildik manzaraları yaşadık veya yaşatıldı. Hadi siyasiler seçim sağanağına kapılıp işleri bir köşeye astılar, mazeret değil amma kabul ettik diyelim.

Peki meteorolojik uyarıyı hem İçişleri Bakanı hem de AFAD verirken bu memlekette görev yapan bürokratlar ne yaptı? Sadece sosyal medya hesaplarından paylaşım yaparak “TEDBİRLİ OLAN” tavsiyesinde bulundular.

Yahu, sizin yaptığınız uyarıya, duyuruya göre şiddetli yağış saat 14.00 civarında başlayacak yazıyordu ki, öyle de oldu. Sizin okulların açık olduğu, çıkış saatinde çoluk çocuk öğretmen çalışanın sulara gark olacağı hiç mi aklınıza gelmedi? Yoksa sizde seçim rehavetine mi kapıldınız?

Beyler, bayanlar, siyasetçiler, bürokratlar! Aklınızı başınıza alın ve kafanızı kumdan çıkarın. Artık tedbir alacaksanız alın, çözüm üretecekseniz üretin. Allah aşkına sizin emelleriniz uğruna milyonlara bu çileyi reva görmeyin.

Yoksa o sağanak sizi de bir gün alır götürür, elinizden tutacak bir Allah’ın kulunu bulamazsınız! Demedi demeyin. Siz gelin beni dinleyin ve çare bulun çare!

------------------

SİYASETTE FIRTINA VAR

Antalya’nın havası gibi siyasette gök gürültü ve sağanaklı günler yaşıyor. Fırtınalar kopuyor. Bir birlerini şikayet edip adaylıktan eden mi ararsınız, partisine küsüp adaylıktan istifa edeni mi yoksa aday gösterilmediği için çamur atanı mı?

CHP’den Kumluca Belediye Başkan Adayı olamayıp DP’den aday olan eski Milletvekili Aydın Özer, şikayet üzerine adaylığı düşürülen ilk isim oldu.

Bunun akabinde CHP Muratpaşa Meclis Üyesi Adayı Gürcan Merthatun da aynı akıbete uğradı. Bir benzer olay Kepez’de yaşandı. İYİ Parti Kepez Belediye Başkan Adayı İrfan Yılmaz’ın adaylığı YSK tarafından düşürüldü.


Yılmaz, "Bağırta bağırta adaylığımı yediler" diye feryat etti. Haklı mı? Evet bence çok haklı. Neden mi? Çünkü halen meclis üyesi olan Yılmaz’ın sabıkası olsa böyle bir görevde bulunamazdı!

Yahu madem böyle bir hukuki sorun vardı. O zaman niye 20129’da bu adamın meclis üyeliğinde sakınca görülmedi? Demek ki bu işin altında bir çapanoğlu var. Yakında çıkar.

İrfan Yılmaz’ı tanımam görmem ama bana göre isyanında haklı. Çıktığı yolda partisinin bayrağını kardeşi Aykut Yılmaz’a devretmiş. Benim bildiğim hep kazanan mağdurlar olmuştur.

------------------

BIRAKIP GİTMEK OLUR MU?

İYİ Parti Muratpaşa Belediye Başkan Adayı Turgut Bucak önceki gün istifa etmiş ve bizim web sitelerinde de haberi çıkmıştı. Kendisi ile iletişime geçen arkadaşlarımıza, “Öyle bir karar yok” demiş ve arkadaşlar da samimiyetine güvenip haberi kaldırmıştı.


Tabi gereği yapıldı ama dün aynı isim yani Turgut Bucak, yaptığı açıklama ile adaylıktan çekildiğini ilan etti. Gerekçesi ise, “Parti teşkilatı tarafından yalnız bırakılması” imiş.

Bana göre zamanlama hatası olmuş. Madem böyle bir olay vardı yeni değildi sanırım. En azından yol yakınken partine yeni bir aday gösterme şansı vermek için daha erken bir karar verebilirdin. Sana güvenen insanları yüzüstü bırakıp gitmek olmamış, yakışmamış.

------------------

AYIP EDİYORSUN HOCAM

AK Parti’den bir dönem Serik Belediye Başkanlığı yapan Prof. Dr. Ramazan Çalık var. Partisinden ayrılışı kadar İYİ Parti’ye katılışı bile gök gürültülü olmuştu.

Ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamayan mı desem yoksa başka “Her şeyi kendinden menkul” sayan” bir zat-ı muhterem mi desem bilemedim. İYİ Parti’de bir baltaya sap olamadı.

Kendinden sonra AK Parti’den belediye başkanı seçilen Enver Aputkan için söylemediğini bırakmadı. Hatta işin içine Milletvekili Kemal Çelik’e karıştırıp atmadığı iftira kalmadı.

Nihayetinde hiçbir şey olmamış gibi ‘tilkinin dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına geldi’ misal AK Parti’den bu dönemde aday adayı oldu. Yine olmadı. Bu kez gitti YRP’ye aday oldu Ramazan Hoca!


Ama o koskoca profesör bir türlü diline hakim olamamış sanırım. Yine Aputkan ve Çelik ile ilgili ipe sapa gelmez laflar etmiş. İşi biraz daha ileri götürüp tehdit iddiasını ortaya atmış.

E be hocam. Madem tehdit edildin insan çıkıp çocuk gibi “Tehdit edildim” diye ağlar mı? Ağlayacağına gidip ilgili makamlarla başvursaydın ya! Tabi gerçekse. Koskoca profesöre akıl vermek laf çarpmak haddime değil ama “Boş yapıyorsun be hocam boş.”

İşte sevgili okurlar. Antalya’nın gök gürültüsü sağanak havası siyasete sirayet etmiş durumda. Fırtına seçim yaklaştıkça daha da şiddet ve hiddetleneceğe namzet!