HASET MİDİR NEDİR ANLAMADIM GİTTİ!

“Haset” ne demek diye aklıma geldi asgari ücret açıklanırken. Önce sözlüğe bir baktım neymiş bu kelimesinin anlamına. TDK’ya göre, HASET, çekememezlik ve kıskançlık demek. Yani bir başka anlamda ise KISKANÇLIK olarak nitelendiriliyor HASET kelimesi. Kendisinden üstün olan, kendisinin yapamadığının başkasının yapmasına içerleyenler!

Bir nevi rahatsızlıkmış bu HASET olanların durumu. Bunu yaşamımızın bir çok alanında görebiliyoruz. Öyle bir güçlü ve acayip bir duyguymuş bu HASET’lik! O yüzden bazı ülkesel meselelerde bile ortaya çıkmış, “Keşke Yunan galip gelseydi” diyenler bile oluyormuş! Hatta bu “Edirne'yi Enver alacağına Bulgar alsın” düşüncesi ile akraba olmuş bu HASET düşünceliler!

Şöyle sağı solu biraz karıştırdım ve HASET’lerin, “Bana yar olmayacaksa hiç kimseye yar olmasın” düşüncesine sahip olduklarını da öğrenmiş oldum. Hatta HASET olanların kalplerindeki çirkinlikleri yüzlerine vururmuş. İyiye, doğruya, güzele dair ne varsa içlerini kemirir onları yer bitirirmiş. Bakın bakalım çevrenize var mı yok mu?

Bu HASET’lik mevzusuna nereden geleceğimi açıklayayım da sizde bende rahat edeyim. Efendim dün ASGARİ ÜCRET Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. TÜRK-İŞ önce 7 bin 786 liranın altına imza atmayız derken son anda 9 bin liranın altında masada olmayacaklarını açıklayıp görüşmelerden çekildi. Masada işçi temsilcisi kalmadı yani.

Sonuçta konuya Cumhurbaşkanı el attı ve işveren temsilcisi ile görüşüp rakamı 8 bin 500 lira olarak belirleyip kamuoyu ile paylaştı. Yani işçi temsilcisinin isteğinin 500 lira altında. Önceki gün yapılan görüşmelerde üç aşağı beş yukarı 8 bin 500 lira telaffuz ediliyor ve büyük bir kesiminden de kabul görüyordu. Nedeni ise bunun üstü işvereni zorlaması idi.

Tabi rakam yükseldikçe istihdamda sıkıntılar yaşanacağını TÜRK-İŞ’te dahil herkes çok iyi biliyordu. Tabi seçim yaklaştıkça beklentiler arttı ve herkes aklına gelen rakamı ortaya attı. Bazılarının gerçeklikle alakası yok. Bende emekli maaşı alan birisi olarak “Keşke bu rakamlar emeklilere verilse” diye HASET bir düşünce içine girdim. Aksi yalan olurdu.

Peki, toplumun büyük bir kesiminde 8 bin 500 lira kabul görürken muhalefet partileri tam aksini düşündü. Rakamın daha da yüksek olması hattı 10 bin liraları bulması istendi. İnanın şuan kim iktidarda olursa olsun günün şartlarına göre verilebilecek normal (iyi demiyorum) rakam buydu. Aksini söyleyenler bana göre HASET düşünceye sahip kişilerdir.

HASET’lik değil, size fırsat gelirse siz daha iyisini yapın!

O ZAMAN NİYE YAPILDI?

Size bizzat yaşadığım bir olayı anlatacağım. Ancak önce konuya ilişkin kısa bir bilgi vermekte fayda var. 21 Eylül 2020’de İçişleri Bakanlığı yeni bir uygulamayı devreye aldı. Bu, ‘EHLİYETİN KİMLİK KARTINA ENTEGRE’ edilmesi uygulaması idi. Yeni uygulama ile birlikte kişilerin kimlik belgesi ile ehliyet belgesini ayrı ayrı taşıma zorunluluğu kalkmıştı!

Ben dahil milyonlarca insan böyle biliyorduk! Ama Antalya’da maalesef uygulama öyle değilmiş, bazı trafik polislerine göre! EHLİYET yani SÜRÜCÜ belgesi yanımızda olacakmış! İnanmayanlara tek tek anlatayım. 21 Aralık 2022 tarihinde saat 22.46’da Andızlı Mezarlığı önünde trafik polisinin ALKOL ve EHLİYET uygulamasına girdim. Gayet normal.

Aracımın camını açtığımda gelen polis memuru “EHLİYET lütfen” derken ben yeni çipli TC KİMLİĞİ’mi uzatarak “EHLİYETİM TANIMLI İÇİNDE” dedim. Israrla “EHLİYET” dedi. Kendisine uygulamanın tarihini de vererek “Bakanlığınız böyle bir genelge yayınladı, siz niye uygulamıyorsunuz” diye serzenişte bulundum. Kendisi, “Ehliyet numaranızdan kontrol yaptıracağım” diyerek benden EHLİYETİMİ istedi.

Aslında daha öncede bu tür uygulamalarda KİMLİK belgemi kullandım hiç sorun çıkmamıştı. Neyse polis bu ya. Aksilik olmasın diye cüzdanımın içinden zar zor EHLİYETİ bulup verdim. Bu arada ALKOL KONTROLÜ’nden temiz geçtim. Haber Merkezi yoğunluğundan işlemleri sıraya aldı. Sonuçta 10 dakikaya yakın bir bekleme ile kontrol yapıldı ve her şey normal.

Kontrolü yapan memura bir kez daha Bakanlık Genelgesi’ni söyledim ama nafile. Bende, “Bunu yazarsam gücenme” derken, “İstediğini yaz” cevabı beni biraz şaşırttı. Aslında ben bu durumun niye yaşandığını tahmin ediyorum. Bu tür kontrollerde genelde TALBET kullanılıyor ama o an ellerinde öyle bir tablet olmayınca böyle bir muameleye maruz kaldım.

Şimdi, “Bunda ne var” diyenleriniz olabilir. Evet bir şey yok amma, ya yanımda EHLİYETİM olmasaydı ne olacaktı peki? Muhtemelen benden sonrada bu tür tartışmalar yaşanmıştır. Buradan Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün ilgili birimlerine sesleniyorum, “Bakanlık bu uygulamayı niye yaptı? Ya bu yeni sistemi bütün ekipleriniz yapsınlar ya da soruna çözüm bulun.”

ALKIŞLAR TEKNOKENT’E

Akdeniz Üniversitesi bünyesindeki Batı Akdeniz Teknokenti Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin zirve tırmanışı emin adımlarla devam ediyor. Antalya Teknokent, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın ‘Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi’ ne göre 63 teknokent arasında en iyi 7’nci teknokent oldu.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın da katılımıyla düzenlenen törende sertifikayı  Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Teknokent Genel Müdürü İbrahim Yavuz aldı. Antalya Teknokent, geçen yıl aynı endekste 8’inci sırada yer alıyordu. Zirve yarışında basamakları tek tek atmayan Antalya Teknokent alkışı hak etti.