HARFLERE DÖNÜŞEREK YAZIYA GEÇMİŞ DAMGALARIMIZ
Türkler, kültürel olarak tarih sahnesine çıktıklarından beri, tarihin her döneminde yaşadıkları bütün coğrafyalara kendilerine ait değişmez imler, işaretler, semboller, damgalar bırakmışlardır. “Damga-Tamga”; çeşitli ansiklopedi veya sözlüklerde kavram ve terim olarak genellikle “boy-soy birliği, millet mensubiyeti ve kutsallık ifadesi işaretler” olarak tanımlanmaktadır.
Türk kültüründe sahiplik veya ait olmanın belgesi olan damgalar çok önemli yer tutmaktadır. Günümüzdeki anlamına yakın yazının düzenli kullanımından önce damgalar basit ama etkili iletişim araçlarıydı. Bu sebeple bir şeye sahip olanın başkaları tarafından bilinmesinin maddi, görsel belgeleriydiler. Ancak zaman içerisinde özellikle sürekliliği olan ve değişmez karakterlere bürünen yazının esasını oluşturan ve kendisine harf denen karakterler benimsendi. Türk Köktürk alfabesinin kesin olarak Türk icadı olduğu ve oluşumunda kullanılan karakterlerin esasını Türk damgalarının oluşturduğu düşüncesi artık büyük ölçüde kabul görmüştür.1 Türk kültüründe harf esasına dayalı alfabetik yazının kullanılmasıyla beraber, yerleşik hayata sahip Türkler arasında aidiyet-sahiplik sembolleri daha az kullanılmaya başlamıştır.
Antalya’da çoğu mezarlıkta tahrip olmuş ya da tahrip olma tehdidi ile karşı karşıya kalmış birçok mezar taşında bu damgalara rastlamak mümkündür. Bunları dikkatli bakan gözler görebilmektedir. Fotoğrafta gördüğünüz gibi, üzerinde Köktürk harflerinden ve “Ç” sesine denk gelen bu mezar taşını bu hafta sizlerle paylaşıyorum. Her gün çoğu insan yanından kayıtsızca geçiyor ve maalesef bu damga ve sembollerin anlamını bilmediğinden dolayı ve özellikte de bizim kültürümüze ait olmadığı düşüncesi ile yeterince sahip çıkmıyor. Bunun için, her zaman söylediğim gibi yerel yönetimlere çok iş düşmektedir. Ümit ederim ki bir gün, tapu senetlerimiz niteliğindeki bu kıymetli hazinelerimiz hak ettiği değeri görür…
1 Ercilasun, A.B., Türk Kağanlığı ve Türk Bengü Taşları, İstanbul, 2016: 357-361.