HAKSIZLIK DEĞİL Mİ?

Turizm beldelerinin yıllardır yaşadığı sorunların en büyüğü özellikle tatil zamanlarındaki kontrolsüz göç.

Bu göç sadece o bölgeye yerleşmeye gelen insanların oluşturduğu bir durum değil.

Aynı zamanda tatilcilerin özellikle herhangi bir konaklama tesisinde rezervasyon yaptırmadan gelenlerin de oluşturduğu kalabalık var ya işte en büyük göçü (!) de onlar oluşturuyor.

Aslında bu duruma göç demek ne kadar doğru olur tabi o da tartışılır.

Çünkü o dalganın yani kalabalığın oluşturduğu sorunları çözmek de yine yerel yönetimlere kalıyor.

Tabi ki bulunulan yerlerin nüfusları bir anda dörde- beşe katlanırken, yerel yönetimlerde hizmet eden kişilerin sayılarının, ekipmanlarının ve ödeneklerinin aynı olması ister istemez bazı hizmetlerin de aksamasına sebep olabiliyor.

Mesela Kurban Bayramı tatili boyunca birçok turizm bölgemiz adeta kırmızı alarm durumuna geçti.

İki üç bin nüfuslu olan yerler bile bir anda 100 binlere 300 binlik ilçeler 2 milyona yakın insanı ağırladı.

Tatil bittiği zaman bu rakamlar biraz da olsa azalsa bile birçok bölgemiz yaz ayları boyunca nüfusunun üç-dört katı oranında kişiye hizmet vermek zorunda kalıyor.

Durum böyle olunca da yerel yönetimler bazen isyan noktasına gelebiliyorlar.

Çünkü her belediye iller bankasından kayıtlı nüfus oranında para alırken özellikle yaz aylarında hizmetlerini iki katına çıkarmak durumunda kalıyor.

Böyle olunca da alınan ödenekler yetersiz kalıyor.

Önümüzdeki dönemlerde yapılacak bir düzenleme ile bu durumun düzeltilmesi ve özellikle tatil yörelerinde belediyelere özellikle yaz aylarında ödenek aktarımının daha farklı olması gerekir diye düşünüyorum.

Çünkü bana göre iller bankasının her ay herkese eşit şekilde, yani kayıtlı nüfusa göre göre ödenek vermesi haksızlık.

Size göre de öyle değil mi?