HAİNLİK Mİ, YOKSA DURUM TESPİTİ Mİ?

Geçen hafta sosyal medyada yayınlanan domates ve salatalıkların çöpe dökülmesi olayı bir dizi tartışmayı da beraberinde getirdi. Kimisi bu işi hainlikle, kimisi de komplo ile suçladı. Ortaya çıkan görüntüler karşısında herkes oturup çözüm yolu için öneriler sunmak yerine birbirini suçlamanın yolunu tercih etti. Konuya sadece bir kişi açıklık getirmeye çalıştı.

Görüntüler viral olmuş, gazete ve televizyonlarda haber olmuşken Gazipaşa Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Hamdi Fidan, “Bu ürünler sofraya uygun değil” diye açıklama gelmişti. Görüntüler yayıldıkça yayıldı. Sonradan adının U.A. olduğu ileri sürülen videoda yorumlar yapan kişinin ürünleri dökenler hakkında sarf ettiği sözler baya Zülfi yâre dokundu.

Bazılarını tasvip etmek mümkün değil ancak yaptığı hainlik değil bir durum tespitidir. Tıpkı biz habercilerin olayları gündeme getirirken yaptığı gibi. Tepkiler artınca uyuyan ilçe yöneticileri harekete geçmiş. CHP’li Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz ve CHP İlçe Başkanı önderliğinde bir grup savcılığa suç duyurusunda bulunmuş.

U.A’nın halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğini iddia ediyor bu grup. Aralarında İYİ Parti İlçe Başkanı, esnaf temsilcileri ve Ziraat Odası Başkanı gibi isimler yer alıyor. Hepsi aynı cümleleri kurarak üreticilerin yoksulluk sınırında yaşadığını, suçlanan kişinin üretim zincirini bilmediğini anlatmış. Hatta ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıdan falan bahsetmiş.

Yahu benim anlamadığım içlerinden biri çıkıp ta ürünlerin niye çöpe döküldüğünü dört başı mamur herkesin anlayacağı dilden anlatmamış. Varsa yoksa hakaretten bahsetmişler. Madem bu kadar alıngansınız çıkın gerçekleri de bir açıklayın. Veya bir ilçenin belediye başkanı olarak çözüm önerilerinizi sıralayın. Ama yok. Amaç üzüm yemek değil ki.

Bakın bu konuda hem ben hem de komisyoncu ve ihracatçı Cüneyt Doğan,  dile getirmiştik. Doğan ile bendeniz hemen hemen aynı önerileri sunmuşuz. Bakın Doğan ne diyor, “Birkaç gündür çöpe dökülen salatalık muhabbeti yapılmakta, Antalya Büyükşehir Belediyesi veya Antalya Valiliği hallerin yanında satılmayan ürünleri çiftçilerin veya esnafın teslim edebileceği depolar açarsa, buradan ihtiyacı olan kimseler ürünlerinden yararlanabilir. Kimse de hainlik ile suçlanmaz.”

Gazipaşa Belediye Başkanı sanırım bunları söylemeyi ya akıl edemedi yada önemsemedi. Bana göre elinde dilekçe ile adliyeye koşacağına asıl yapman gerekenleri yapmalısın. İnanın çözüm önerileri artıkça ne bu görüntüler yaşanır ne de milletin sinirleri bozulur. Yoksa bu görüntülerden ne hainlik çıkar, ne komplo nede düşmanlık.

GURUR DUYULACAK OKUL

Uçak bakım alanında eğitim vermek üzere 2016'da kurulan ve 334 öğrencinin eğitim gördüğü Aksu Uçak Bakım Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi harikalar yaratıyor.

Şunun şurasında 6 yıl olmuş amma köklü bir çok liseyi geride bırakmışlar. Onları dünya tanıyor. Çünkü ‘Uçak Gövde Motor ve Elektronik Alanı’nda eğitim veriliyor burada.

Gelecekten yıldan itibaren bir yıl hazırlık okuyacak öğrenciler 5 yılda mezun olacak. Neredeyse bu alanda kapanın elinde kalıyor mezun öğrenciler. Geçtiğimiz Cuma günü okulun Müdürü Haldun Çevik’i TURUNCU KOLTUK’ta ağırlamıştık. Çevik elde edilen başarılar ve gelinin seviyeyi tek tek anlatmıştı.

Okulda alınan eğitimden üretilen dronelere kadar her şeyi anlatmıştı Çevik. Hatta önümüzdeki dönemde yapılan dronelerle tarla ilaçlama işine gireceklerinin bile altını çizmişti.  Türkiye’nin havacılıkta geleceğinin parlak olduğunu buradaki çalışmalarla anlayabiliriz. Bir de bu okulumuz ülkü sınırlarını aşmış durumda. Öğrenciler staj için Sırbistan’a gitti.

Hem Sırplar hem de öğrenciler bu işten çok mutlu. Çünkü bilgi ve birikimleri mükemmel. Sadece bu mu? Sırplar da Aksu’ya öğrenci göndermek istiyor. Darısı diğer ülkelere. Asıl benim anlatmak istediğim şu. Kısır çekişmeleri bir kenara bırakıp bu okula gidin ve neler yapıldığını kendi gözlerinizle görün. Çünkü bu okulda eğitimden öte bir başarı hikayesi var.

Unutmadan bu başarının mimarı bana göre okulun her daim destekçisi olan Antalya’nın gururu takım kaptanı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’dur.

BU İŞİN SUYU ÇIKTI

Çağımızın ‘Vebası’ haline gelen elektrikli bisiklet ve scooterlar. İnanın Antalya’nın sorunu yetmezmiş gibi her geçen gün bu konu kangren haline dönüşüyor. Hayatımıza geçen yıl ‘Pat’ diye giren bu aletler ulaşımı kolaylaştırırken trafiği içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. Yanılmıyorsam sayıları 12 bin 600 civarında. Bisikleti hariç.

Antalya’da hiçbir altyapı hazırlığı olmadan hayatımıza giren bu aletler inanın otomobil sürücüleri başta olmak üzere yayaları çileden çıkartıyor. Hepsi birer el bombası gibi. Kimin nereden karşınıza çıkacağı, kural tanımayan sürücüleri (büyük-küçük) herkes akan trafiğin içinde. Önlem yok, tedbir yok. Maazallah otomobiliniz altına her an girebilirler!

Çünkü hız kuralına bile uyan yok. Plakaları olmadığı için tutturan tutturduğu yerden kullanıyor bu aletleri, gece ve gündüzleri. Tam bir kuralsızlık hakim. Zaten severiz böylesini. Benim merak ettiğim acaba bu konuda ne zaman önlem alınacağı! Yoksa “O araçlara binen kendi canını düşünsün” deyip geçeceğim ama olmuyor işte. Önlem de eğitim de şart.