HADDİNİZİ BİLİN!

15 Temmuz’da dersini alamamış, akılları 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de 28 Şubat’ta kalmış, idrarlarını bile tutamayıp yetişkin bezi ile hayatını sürdüren bazı kendini bilmezler sözde bir bildiri yayınladı.

Sözde bildiriye de; ‘’Son zamanlarda gerek kanal İstanbul gerekse uluslararası antlaşmanın iptali yetkisi kapsamında Montrö sözleşmesinin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır…’’ diyerek başlamışlar.

İyi de bre hadsizler! Hükümetin gündeminde böyle bir tartışma yok. Bu tartışmayı; Meclis Başkanımız sayın Şentop’un bir demecini eğip bükerek, öküz altında buzağı arayan muhalefet ve muhalefetin yandaşı olan basın yapıyor.

Kanal İstanbul ile ilgili karın ağrınız nedir ki; Cümlenize Kanal İstanbul ile başladınız?

Sözde bildirinin devamında; Sanki hükümet anayasanın değiştirilemez maddelerini değiştirme çalışması varmış gibi, TSK ya parmak sallayarak, (Beyinleri yirmi, otuz, kırk sene öncesinde kaldığı için olsa gerek) Vakti zamanında bizim yaptığımız gibi hükümete ayar verin demişler.

Ve yine sözde bildiride ‘’….Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.’’ Cümlesiyle darbe çığırtkanlığı yapmışlar.

İyi de, madem derdiniz mavi vatansa; Erdoğan Libya’ya asker gönderip, Libya ile mavi vatan antlaşması yapınca niye destek bildirisi yayınlamadınız? Erdoğan’ın bu hamlesine karşı çıkan muhalefete niye parmak sallamadınız?

Aynı şekilde Akdeniz de, Yunanistan ve diğer ülkelere karşı verdiğimiz mücadelede niye hükümete destek olmadınız/olmuyorsunuz? Hatta içinizden bir tanesi birkaç sene önce katıldığı bir TV programında ‘’Güneyimizde Müslüman bir devlet olacağına, PYD devlet kursun. Yeni komşumuz PYD olsun’’ şeklinde niye demeç verdi?

Bir de Montrö Sözleşmesi ile boğazlardaki tam egemenlik haklarımızı geri kazandığımızı iddia etmişsiniz. Bu nasıl tam egemenlik anlayışı? Eğer boğazlarda tam egemen isek; Tamamen T.C. sınırları içerisinde olan boğazlardan el alemin gemileri ülkemiz sularına hiçbir denetime tabi tutulmadan nasıl girebiliyor.

Hatta para bile ödemeden girdiği gibi nasıl çıkabiliyor? Birkaç sene önce Rusya ile aramız açık iken, Rus gemisi bize füze göstererek geçmesi hiç mi zorunuza gitmedi? Öz vatanımızın sınırları içerinde olan, boğazlara hiçbir sınırı olmayan ülkelerin boğazlarımız konusunda bize kısıtlama getirmesinin neresi tam egemenlik?

1936 yılındaki gücümüze göre imzalanan ve 1956 da bitmesi gereken bu sözleşme o yıllar için başarı sayılabilir. Ama günümüzde egemenliğimize ket vurmaktadır. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi ileride daha iyisi için imkan bulursak Montrö’yü tartışmaya açabiliriz. Ama; Şu anda böyle bir tartışma yoktur.

Bu arada bu emekli zevatlara gelen yoğun tepki üzerine CHP parti sözcüsü Faik Öztırak ‘’Bu bir tiyatrodur.’’ Yorumunda bulundu. İyi de sayın Öztırak; Bahsi geçen bu kişilerden bazılarının yedi sülalesi ile birlikte partiniz üyesi olduğu ortaya çıktı. Yani bir maya çaldınız, tutmayınca, bu olayı da mı Erdoğan’ın üstüne atmaya çalışıyorsunuz?