GÜLER YÜZ VE SAMİMİYET

Halkla ilişkilerde tatlı söz gibi insanları birleştirici anahtar bulunmaz. Başarılı olmuş firmalara, kişilere bakın hep odaklarına ‘insan ilişkilerini’ koymuşlardır. Formül aslında çok basit ve ucuzdur, bedeli yoktur. Güler yüz, tatlı dil ve samimiyet. Bu formülü uygulayıp başarısız olma şansı yoktur.

Bazı insanlar menfaatleri için başkaları ile geçici dostluklar kurarlar. Bazıları ise sırf menfaatleri için öz kardeşleri ile anlaşamaz. Samimiyetin olmadığı yerde arkadaşlık da olmaz dostlukta. Çünkü samimiyetsizlik bugün için belli olmasa da bir süre sonra ortaya çıkar, samimiyetsizlik sırıtır.

Hayat uzun soluklu bir süreç, bir günlük değil. Beşeri ilişkilerde de böyledir, ticari ilişkilerde de. Kısa vadeli hesap yapanlar kısa vadede kazanır ama uzun soluklu olmaz. Uzun vadeli ilişkilerin sırrı ise ‘doğal olmaktır’ ve en kolayı da budur. Samimiyetten kasıt da budur.

Güler yüz, tatlı dil ve samimiyet olduktan sonra insan ilişkileri çok kolaylaşacaktır. Toplumumuz maalesef bu değerlerini hızla kaybetmektedir. Kısa vadeli, hızlı sonuç alma üzerine samimiyetsiz ve güvensiz bir ortamda yaşamaktayız. İlişkiler bu temeller üzerine kurulmadığı için güven de yoktur.

Başkalarının hatası ile meşgul olan kendi işini yapamaz. Rakibinin/ rakiplerinin işlerini, satışını, müşterilerini takip edenlerin işleri geri gider, sıkıntıya düşerler. Rakibine harcadığın eforu kendi işine harcasan, eksiklerini tespit edip kendini, işini güncellesen başarılı olursun. Zaten insanın en büyük rakibi kendisidir.

Müslüman kötülük istemez, kötülük düşünmez. Müslüman ipsiz sapsız başı boş yaşayamaz. Dar zamanda kafası çalışmayan şoför/öncü olamaz. Tembel insan hayatta muvaffak olamaz. İşi zamanında yapmayan hedefe ulaşamaz. Müslüman planlı, programlı ve verimli olmalıdır.

Yavuz Sultan Selim Çaldıran Seferi’nde ordunun içindeki bozguncular, çadırına ok atmışlardı. O da atına atlayıp dalkılıç isyancıların içine giriyor ve “karısını düşünen hemen İstanbul’a dönsün, erkek olan arkamdan gelsin” diyor. Atını tek başına Şah İsmail tarafına sürmüş.

PİRİ MEHMET PAŞA

Askerler utanmış ve Piri Mehmet Paşa padişahın arkasından atını sürmüş. Tüm ordu da onları takip etmiş. Kritik zamanda zekası çalışmayan lider olamaz. Liderler kitleleri harekete geçirebilenlerdir. Yöneticilik ve liderlik arasındaki fark tam da bu örnekte olduğu gibi zamanlarda ortaya çıkar.