Koronavirüs ile mücadele devam ederken sonbahar aylarının gelmesiyle birlikte gripten korunmak her zamankinden daha önemli bir noktaya geldi. Vatandaşların grip aşısına yoğun ilgi gösterdiği bu dönemde aşıyla ilgili merak edilenleri cevaplayan Op. Dr. Harun Acıpayam, “Grip aşısı, her yıl Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından belirlenen grip dediğimiz infulenza virüsünün antijenlerine karşı geliştirilen ölü bir virüs aşısıdır. Grip aşısı bir önceki yıl salgın yapan infulenza tipinin antijenlerine göre belirlenerek her yıl değiştirilir. Grip, kış aylarında virüsün dış ortamda canlı kalmasıyla ve kapalı ortamlara daha çok maruz kalmamızla salgın yapan bir virüstür. Bizim ülkemizde sonbahar başlangıcı ekim ayı gibi dönemde artış gösteriyor. Aşı yapıldıktan 2 hafta sonra koruyuculuk başladığı için eylül ortası, ekim başı döneminde aşı yapılması en sağlıklısı. Mart ayına kadar bu aşı yapılabilir” dedi.

AŞI, GRİPTEN NE KADAR KORUR?

Grip aşısının yüzde 100 koruyuculuğu olmadığının altını çizen Dr. Acıpayam, “Grip, şiddetli bir enfeksiyondur. Yatağa düşürür, kas ağrıları, yüksek ateş olur. Risk gruplarında yoğun bakıma yatış ihtimali olabilir. Gribe yakalanırsak genellikle yatarak atlatabiliriz. Grip aşısı, gripten elbette korur ancak yüzde 100 koruyucu değildir. Bunun nedeni, her sene grip virüsünün yapısal değişikliğe uğraması ve aşının bir önceki grip virüsü ile hazırlanmasıdır. Virüs her ne kadar mutasyona uğrasa da aşının ortak antijenlerden oluşmasından dolayı yüzde 80 oranlarda koruyucu olduğu kanıtlanmıştır. Grip aşısı yaptıran kişiler gribe yakalansalar bile daha az semptomlarla atlatır. Yoğun bakıma yatış azalır, ayakta atlatma ihtimali artar” diye konuştu.

KORONA VE GRİP

Pandemi döneminde Koronavirüs ile gribin nasıl birbirinden ayrıştırılacağına dikkat çeken Op. Dr. Harun Acıpayam, “Koronavirüs ile gribi ayırmanın birkaç yolu var. Mevcut Koronavirüsün ne yaptığı tam olarak bilinmemekle birlikte zatürre yaptığı görülmektedir. Yani Koronavirüs akciğerleri tutuyor. Grip virüsü ise sıklıkla akciğerleri tutmaz. Koronavirüste solunum sıkıntısı ve öksürük ön planda olabilirken gripte bunlar daha geri plandadır. Grip daha çok boğaz ağrısı, eklem ve baş ağrısı, yüksek ateş ve halsizlikle kendini gösterir. Bu semptomlar Koronavirüste de mevcuttur ancak öncelik hekimin muayene etmesidir. En önemli ve kesin sonuç ise PCR testi yaptırmaktır. Testler ayırıcı tanıda yardımcı olur” ifadelerini kullandı.

KİMLER AŞI YAPTIRMALI?

Op. Dr. Harun Acıpayam, grip sezonunda 6 aydan büyük ve şartları taşıyan herkesin grip aşısı ile aşılanması gerektiğinin altını çizerek, Grip aşılaması için öncelik verilecek kişiler; 65 yaş üzeri vatandaşlar, Kronik akciğer, kalp, böbrek, karaciğer, nörolojik hastalar, 3’üncü aydan sonra hamileler, evinde 6 aydan küçük çocuk bulunan aile bireyleri, 6 aydan büyük çocuklar, enfeksiyona yakalandığı takdirde risk grubunda olabilecek hastalardır. Ayrıca bir kişi hem Koronavirüs hem de infulenzaya aynı anda yakalanabilir. Dolayısıyla özellikle içinde bulunduğumuz pandemide alerjisi olanlar dışında herkesin aşı yaptırması önemlidir” ifadelerini kullandı. Dr.Acıpayam, 6 ayın altındaki bebekler ile daha önce grip aşısı yapılırken ciddi alerjik reaksiyon gelişen kişilere grip aşısının önerilmediğinin altını çizdi.

YAN ETKİLERİ NELER?

Grip aşısının, kişide alerjik bir durum olmadığı takdirde tehlikeli bir yan etkisi olmadığını söyleyen Op. Dr. Harun Acıpayam, her aşıda olduğu gibi enfeksiyon yapılan bölgede ağrı, kızarıklık ve aşıdan sonra ilk 24 saat içinde başlayan baş ve eklem ağrıları olabileceğini sözlerine ekledi.  

FATMA ARSLAN