Görme engelli Songül: Kızlarım sayesinde deprem anında yönümüzü bulduk
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından Hatay Antakya'dan iki kızı ve erkek kardeşiyle Muğla'nın Bodrum ilçesine gelen görme engelli Songül Araman (39), "Kabus gibiydi. Sallantı uzun sürdü. Sesler geliyor, duvarların çatlamasını duyabiliyorduk. Binanın yana yattığını hissettik. Çaresizdik. Kızlarım ve kardeşimle el ele tutuştuk, ayakkabılarımızı giydik ve duvara tutunarak tek sıra halinde dışarı çıktık. Kızlarım sayesinde deprem anında yönümüzü bulduk" dedi.
Türkiye'yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6
büyüklüğündeki depremde Antakya'da yaşayan ve Antakya İlçe Sağlık Müdürlüğü'nde
santral memuru olarak çalışan görme engelli Songül Arman'ın evinin bulunduğu 5
katlı apartman yan yattı. Araman, kızları İdem Su Araman (12), Beren Araman (8)
ve kendisi gibi görme engelli olan kardeşi Hüseyin Boyar ile 3'üncü kattaki
evlerinden sağ olarak çıktı. Songül Araman, depremin ardından kızları ve
kardeşiyle Bodrum'da bir otele yerleştirildi.
Şiddetli sarsıntıyla oturdukları apartman yan yatarken
evdeki birçok eşyanın devrildiğini belirten Songül Araman, 6 kardeşli ailede
kendisi gibi irsi bir rahatsızlık nedeniyle görme engeli bulunan kardeşiyle
birlikte yaşadıklarını anlattı. Deprem anında büyük panik yaşadığını anlatan
Araman, "Evde erkek kardeşim, iki kızımlaydım. O gece saat 03.30
sıralarında kalkmıştım. Sarsıntıyı hissedince çocukların yanına ilerledim.
Yaklaşık 3 ay önce hafif sallantılar oluyordu. Yine öyle olur zannettim. Deprem
şiddetini artırdı" ifadelerini kullandı.
'BİNANIN YANA YATTIĞINI HİSSETTİK'
Depremde binanın yan yattığını hissettiklerini dile getiren
Araman, "Çığlıklarımla ve bağrışımla kardeşimi de uyandırdım. Çocukları
uyandırdım, o gece 3'ümüzde yatak odamda yatıyorduk. Daha önceki sarsıntıların
verdiği tecrübeyle kızlarıma hayat üçgeni denilen pozisyonu öğretmiştim. Yatak
odamın arkasındaki kapıya çöktük. Kardeşime de diğer odanın duvarına çökmesini
söyledim. Sallantı bitmek bilmedi, çok zordu. Kabus gibiydi. Sallantı uzun
sürdü. Sesler geliyor, duvarların çatlamasını duyabiliyorduk. Binanın yana
yattığını hissettik. Çaresizdik. Çocuklarım kucağımda, 'Ne yapabilirim?' diye
düşündüm. Bitsin diye dua ettim" diye konuştu.
‘ŞEHRİ TERK ETMEK ZORDU, AİLEMİZDEN 13 KİŞİYİ KAYBETTİK’
"Bina yan yattığında bu kadarmış" diye
düşünüyorsunuz diyen Araman, şöyle devam etti:
"Çok korkutucu bir şey. Her taraf dağılmıştı,
aradığımızı bulamıyorduk. 15-20 dakika içeride kaldık. Kızlarım sayesinde
deprem anında yönümüzü bulduk. Kızlarım ve kardeşimle el ele tutuştuk,
ayakkabılarımızı giydik ve duvara tutunarak tek sıra halinde dışarı çıktık.
Koskocaman mahalle sessizliğe bürünmüştü. Mahalleden birkaç kişinin sesi
geliyordu. Daha sonra açık alana yöneldik. Binaların yıkılması nedeniyle bazı
sokaklar kapalıydı. 5-6 saat o alanda kaldık. Şehri terk etmek zordu. Depremde
ailemizden 13 kişi vefat etti. Köydeki eve gittik. Babam kümesleri boşalttı
orayı ev gibi yaptık ve yaklaşık 10 gün orada kaldık. Soğuktu ve sarsıntılar
devam ediyordu. Bodrum'a da kızlarım için geldik. Çünkü çok korkmuşlardı. Su ve
elektrik yoktu şartlar çok zordu" dedi.
'YIKIM SESLERİNİ DUYUNCA KIYAMETİN KOPTUĞUNU DÜŞÜNDÜM'
Depreme uykuda yakalandığını belirten Hüseyin Boyar ise
"Şiddetli sarsıntı sırasında ablama ve yeğenlerime ulaşmak istedim.
Yıkılan dolaplar nedeniyle o anda onlara ulaşamadım. Civarımızdaki diğer
binalar yıkıldı. Bizim bulunduğumuz bina yan yattı. O durumdan kurtulmak için
dua ettik. Görme engelli olduğumuz için yeğenlerim bize göz oldu. El ele
tutuşup, binadan çıktık. Yoğun bir yağmur vardı. Enkaz altında kalanlar yardım
istiyordu. Biz canımızı kurtardık ama ailemizde ve yakınlarımız can kaybı oldu.
Tarifi olmayacak acı bir durum. İnsan hem kendi canı hem de sevdiklerini
düşünüyor. Dışarıdaki gürültü ve yıkım seslerini duyunca kıyametin koptuğunu
düşündüm" ifadelerini kullandı.
DHA