GÖRDÜK GÖRÜYORUZ!

Sanırım ligin birçok sürprizlere gebe gerçeğini başlayan yeni heyecanda görmüş olduk.

Daha henüz lige hazır olmayan takımların, lige hazır hale olması için illaki 4 maç mı geçmesi gerekiyor?

Bunu anlamış değilim.

O zaman sormak isterim, sezon öncesi hazırlığı denilen zaman niçin var? Bunun açıklaması lige hazır değilsen, iyi hazırlanmamışsın demek değil midir?

Bir çok hocanın sadece bizim liglere mahsus olsa gerek ki, tutuldukları tek dalın bu argüman olduğunu unutmayın.

***

Antalyasporumuz için ligin ilk maçında fazla söylenecek şeylerin olduğunu düşünmüyorum.

Maçın genel bütününe bakanlar, forvet anlamında sıkıntının var olduğu tespitini hemen yapacaklardır. Bu arada işin ekonomik boyutunda desteklerini ortaya koymayanlara hesap sormak gerek. Bu şehrin havasından suyundan faydalanan herkes, seve seve bu şehrin her türlü sportif ve sanatsal faaliyetlerine sahip çıkması gerekir.

İşine kul olmuş bir yönetimin, yanına konulması gereken çok destek kalemleri var.

Ayrıca Göztepe karşısında oyun içinde bazı anlam veremediğimiz değişikliklerin maçın gidişatına olumsuz etki ettiğini anlatmama gerek yok.

Görünen o ki, her şey için bir şeyi beklememiz gerçeğini açıkça anladık.

Ne olursa olsun, puanla başlamak önemlidir.

**

Türk sporunda kan kaybeden gerçekler için artık bir şeyler yapılmalı. Öncelikle koltuklarında bir şey üretmeden keyif çatanların keyifleri ortadan kaldırılmalı. Kanunla mı yapılır yoksa başka bir şeyle mi, bunun ivedilikle yapılması şarttır. Ne demek istediğimi anlamak, anlayabilmek kadar önemlidir.

***

Amatör sporların eğitim kalemlerinin önemini amatör yöneticilerin bakışları ile bir yere getirmek oldukça zor. Devlet ya da belediyelerin imkânları, eğitimcilere verebilecekleri destekleri ile amatördeki eğitimcilere de çeki düzen verilirse sporcu kazanma adına katedilecek mesafeler oldukça kısa olur.

***

Artık bu tiyatroyu izlemek istemiyorum.

Antalya’nın ulusal ve uluslararası arenada başarılı bir takımına sahip çıkacak bir idare yok mudur?

Oldukça basit bir sorunun karşılığında hangi başrolde olanları saymak daha kolaydır diye düşünüyorum.

Büyük umutlarla bir yerleri kazanmışlara bakınca, onları ucuzluk hallerinde takılı görmekten af dileyen cümlelerim oluşuyor.

Ağızlarını açınca kadın haklarından pozitif ayrımcılıktan bahsedenlerin düşüncelerinde hiçbir zaman böyle bir şey, böyle bir duygu olmadığını açık ve net görüyorum.

Sadece ağızlarıyla konuşanlar, kurdukları cümlelerle avuntu, gönül alma ve bahane üretme yollarında oldukça maharetliler..

Yalan hiçbir zaman bu kadar yalanlaşmamıştır.

Hiç kimse merak etmesin, zamanın içinde herkese yetecek utanç var.

Mesele utanacak yüzü bulmakta…