GÖNÜLSÜZ YENEN AŞ, YA KARIN AĞRITIR YA BAŞ

Aktif eğitimcilik geçmişimde millî eğitim müdürü olarak görev yaptığım ilde, öğrencilerimizde okuma alışkanlığı kazandırma amaçlı bir proje yürütüyoruz. Merkezdeki okullardan birine okuma saatinde ziyarette bulunuyoruz. İlkokul dördüncü sınıflardan birindeyiz, elime bir kitap alıp tek öğrencinin oturduğunu gördüğüm bir sıraya oturarak öğrencilerle birlikte ben de kitap okuyorum. Yanımdaki öğrencinin önünde kalınca bir kitap… Öğrenci okur gibi yapıyor. Rahatsız oluyor, oturduğum sıradan kalkıyor, sınıfta gezinirken dikkati dağıtmamaya özen göstererek diğer öğrencilerin okumakta olduğu kitapların neler olduğunu görmeye çalışıyorum. Bir başka öğrencinin önündeki ansiklopedi dikkatimi çekiyor. Teneffüste sınıf öğretmeni ile biraz önce okumakta oldukları kitaplarla birlikte bu iki öğrenciyi müdür odasına çağırıyorum. Kitap okumanın ne denli güzel bir eylem olduğundan bahsedip kitap okudukları için öğrencileri kutluyorum. Daha samimi bir ortam oluşturmak için hitap ederken kullanmak amacıyla isimlerini kendilerinden öğreniyorum.

Burak okumakta olduğun kitap sanırım bir ansiklopedi cildi.
Evet öğretmenim, Meydan Larousse. Okumakta olduğum kitabımı sabahleyin çantama koymayı unutmuşum. Ben de kütüphaneye giderek elimdeki bu cildi aldım. Kurtuluş Savaşı’mızda Fransızlar da yurdumuzu işgal eden milletler arasındaydı. Atatürk maddesini nasıl yazmışlar, merak ediyordum.
Peki, Atatürk hakkında olumsuz bir şey yazmışlar mı?
Hayır öğretmenim, okuduğum kısma kadar zaten bildiklerimin tekrarı gibiydi ama sonuna kadar okuyacağım.
Meydan Laorusse Fransızlar tarafından yazılmış ama daha sonra yapılan anlaşmayla ülkemizde yayımlanan bu nüshası için bizim yazarlarımız tarafından yeniden düzenlenmiş Burak. Yani Atatürk hakkında yazılanlar yine bizim yazarlarımız tarafından yazılmış.
Ha, bunu bilmiyordum, teşekkür ederim öğretmenim ama yine de Atatürk maddesini sonuna kadar okuyacağım.
Elindeki kalınca kitapla karşımda duran ve adının Çağatay olduğunu öğrendiğim ikinci öğrenciye sordum:
Senin okuduğun kitap elindeki kitap mıydı Çağatay?
Evet öğretmenim.
Adı ne kitabın, kim yazmış? Verir misin bana kitabı?
Utangaç tavırlarla kitabı bana uzatmıştı Çağatay.    
Kitabı bana öğretmenim okumam için verdi, okumaya yeni başlamıştım.
Hımm, Gün Olur Asra Bedel. Cengiz Aytmatov’un en önemli eserlerinden biri. Yazar Kırgız Türk’ü Çağatay. Çok da güzel bir roman ama bence sen bu kitabı lise yıllarında okumalısın. Ben daha önce bu kitabı okuduğum için biliyorum. 
Öğrenciler müdür odasından ayrıldıklarında öğretmen arkadaşımıza yönelmiştim. Öğretmen arkadaşımız mahcubiyetini gizleyemiyordu. Yanlış yöntem ve yanlış kitap seçimine duyarsız kalmam öğrencilerimiz adına mümkün değildi. Öğretmen arkadaşımızı rencide etmeden ona yöneticisi ve kıdemli bir edebiyat öğretmeni olarak tavsiyelerde bulunmam gerekiyordu:
              Öğretmenim sanırım siz bu eseri daha önce okumaya fırsat bulamamışsınız. Okunması hem kitabın hacmi hem de tasvirlerin uzunluğu ve edebi inceliği yönünden bu yaş çocukları için çok ağır. Çocuklarımızın seviyelerine uygun kitap seçimi sağlayamazsak onlarda oluşturmak istediğimiz kitap okuma alışkanlığını baştan yok ederiz. Bibliyofobik kişiliklerin bir kısmı maalesef böyle oluşuyor. Bence bu yaş için seçtiğimiz kitabın içeriğini bir tarafa bırakalım, hacminin yüz sayfadan çok olmaması gerekir, diye düşünüyorum.
    Öğretmen arkadaş titrek bir sesle, haklısınız Müdürüm, diyebilmişti. Tavrımın okulda dalga etkisi yaratacağının farkındaydım. Öğretmen arkadaşımızı uyarmakta isabet kaydettiğimi düşünmekle birlikte onun gönlünü almayı da sağlamalıydım.
    Sınıfınızdaki öğrencilerimizin hepsinin kitap okumakta olduğunu görmek beni duygulandırdı öğretmenim, ne güzel bir tabloydu o. Hele Burak’ın kendisini ifade etmesi… Belli ki daha bu yaşında iyi bir okur olmuş. Kendini ifade etmesi mükemmel, özgüveni yüksek… Böyle güzel öğrenciler yetiştirdiğiniz için sizi kutluyorum.
    Anı, çocuklarımızda kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için tavsiye edeceğimiz, yönlendireceğimiz kitap seçimi için bir yöntem sunmaya yönelik. 
Çocuklarımız için kaş yapayım derken göz çıkarmamayı önceleyen yaklaşım…