GIYBET

Bir göz ki küçücük şekli ile bize koskoca dünyayı seyrettirebiliyor ve beyne haber gönderebiliyorsa. Bir kulak ki etrafındaki sesleri toplayıp beyne duyurabiliyorsa. Bir burun ki çirkin kokuları fark edebiliyor ve beyne mesaj gönderebiliyorsa.

***

Bir kalp ki herhangi bir kararı önce kabul edip biraz sonra fikrini değiştirebiliyor ve beyne bu kararı imzalatıp dil vasıtası ile söze dökebiliyorsa. Bir dil ki -cismi küçük ama cürmü büyük- bazen hoşgörülü bazen de akrebin kuyruğu gibi etrafına zehir saçıyorsa.

***

O zaman vücut mekanizması kararlarını dil ile ifade edebiliyorsa demek ki dil Yüce Rabbimizin biz insanlara bahşettiği en büyük nimetlerden bir tanesidir. Dil ile kalpleri kırarsak insanların etrafımızdan dağılmasına sebep oluruz.

***

Dil bazen hoş, güzel ve hikmetli sözler sarf edip etrafındaki insanları mıknatıs gibi yanına çeker ve onlara faydalı olur. Bazen de insanların hatalı ve eksik taraflarını ilan eder. İşte o zaman en sevdiğimiz insanlar bile bizden uzaklaşır.

***

Hatta iki faziletli insandan birisini diğerinden üstün tutsak bu bile gıybet sayılır. Çünkü duyduğu zaman o insan bize gücenir. Ağzımızdan çıkan her kelimede çok hassas olmamız gerekiyor. Hayat bir canlı yayındır aslında. Bu nedenledir ki ağızdan çıkan sözün telafisi ve geri dönüşü olmuyor.

***

Dilin öneminden dolayı gıybet meselesi de hayatımızda çok önem arz etmektedir. Nice insanlar ibadetlerini tam yaptığı halde, insanlara çok hizmet etmiş olduğu halde bile gıybet yüzünden amelleri boşa gider. Gıybet bu nedenle çok tehlikelidir.

***

Yarın cennet ümit eden kimse amelleri yanmış, iyilik defteri iflas etmiş şekilde ortada perişan bir halde kaldığında nerede yanlış yaptığını anlayacaktır. Gıybet yaptığı için ilahi adalet olarak Allah korusun kişinin cehenneme düşmesine sebep olabilir. Her gıybet, her günah bir mayındır unutmayalım.

SADELEŞEREK ÇOĞALMAK

Paylaşmanın güzelliğini yakın tarihte bu sütunlarda dile getirmiştim hatırlarsanız. Tüketim çılgınlığının hızla arttığı ve daha da artacağı hepimizce âşikar. Elimizdeki cep telefonu ve kredi kartı sayesinde her şeyi satın alabilir bir hale geldik.

***

Gelişen teknoloji ve hızla değişen dünyada tüm sistem ‘daha kolay satın alma’ üzerine kuruluyor. Şu an her istediğimiz ayağımıza kadar geliyor. Bu da bizleri çok hızlı karar verip daha çok şey satın almaya yönlendiriyor. Bu kadar kolaylık sağlanması bizleri düşündükleri için mi?

***

Yeniliklere karşı değilim, ihtiyacımız olmayan şeyleri almaya ve israfa karşıyım. Buradan hareketle genel anlamda evlerimizde ihtiyacımız olmayan şeylerin bize satın alındırıldığını görüyorum. Öncelikle evlerimizdeki ihtiyaç dışı fazlalıkları tespit edelim ve bunları listeleyelim.

***

Kıyafet dolaplarımız, ayakkabılıklarımız ağzına kadar dolu ve biz giyecek bir şey bulamıyoruz. Satın aldıkça mutlu olacağımız pompalanıyor ama mutlu değiliz. Bu ihtiyaç dışı olan eşyalarımızı ihtiyaç sahibi olanlarla paylaşalım. Bu sayede hem ruhumuzu arındıralım hem de mübarek Ramazan ayı vesilesiyle ihtiyaç sahiplerinin duasını alalım.