GİDEN GİTTİ AMA ÇİLESİ BİZE KALDI
Tıpkı dünkü yazımda olduğu gibi bugünkü yazımda da Kurban Bayramı ve uzun süreli tatil ile gelen koronavirüs sıkıntısına değineceğim.
Bir haftalık tatilde kimisi koronasını bırakıp, kimisi de plajdaki, oteldeki kalabalıktan virüsü kapıp memleketlerine döndü.
Bakalım Antalya ne zaman kendisine gelebilecek! Çünkü insanlar çıldırmış gibiydi geçen hafta. Oteller dolu, pansiyonlar dolu, kamp yerleri dolu. Sokakta yatanlar bile vardı.
Bir yıl eşek gibi çalışıp, tüm yıllık kazancını harcamak için herkes sanki bu dönemi beklemiş gibiydi. Kalabalıktan şikayet edip, tatil yerlerine kaçarak kurtulacaklarını sananlar yanıldı. Aksine daha kalabalığın ve çöl sıcağının içine düştü.
Hal böyle olunca çirkin görüntüler sosyal medyaya yansıdı. Çöpler, sokakta dans edenler, alkolün etkisiyle zıvanadan çıkanlar.
Her neyse. Tatilciler eğlendiler (eğlenebildilerse) evlerine döndüler, tadını çıkardılar (çıkarabildilerse) ama sıkıntısı resmen bize kaldı gibi.
ZOR GÜNLER BİZİ BEKLİYOR
Salgın nedeni ile gönlünce büyüklerine sarılamayanlar Kurban Bayramı’nda hasret gidermekle övündü. Virüslü mü değil mi bilinmez ama tedbiri elden bıraktığı kesin.
Sanki geçmiş 1.5 yılın acısını çıkartırcasına herkes sarmaş dolaş oldu. Birde üstüne uzun süreli tatil nedeniyle herkes Antalya’ya akın edince işler karıştı.
Sürece uyum sağlamada başarılı olamadığımızı ne yazık ki bir kez daha gördük. Tatile çıkanlar önlemleri öyle böyle değil tam manasıyla unuttu.
Vaka sayılarındaki zıplama bunun en büyük göstergesi. Bu ayın başında 4 bin 900’lere kadar düşen vakalar şuanda neredeyse 20 bin sınırına dayandı.
Bir süre daha bu artış trendi yaşanacak gibi gözüküyor. Bayram tatili kaynaklı asıl vaka sayılarının ise önümüzdeki hafta zirve yapacağı açık ve net.
Ben bu konuda iyimser değilim. Eylül ayı başında yeniden kısıtlama sürecinin başlayacağına inanıyorum. Çünkü işin ciddiyetini yine kaybetmiş durumdayız.
Yalnız geçen yılla bu yıl aynı dönemi kıyaslayacak olursak aşının faydasını görmüş olacağız. Lakin bu işe de önem vermediğimiz ortada. Halen ülke genelinde yaklaşık 23 milyon kişi henüz aşı olmadı. 2. dozu aşı olmayanların sayısı 17 milyon, çift doz aşı olup 3. doz aşıya gitmeyenlerin sayısı ise 9 milyon. Antalya’da ise randevu alıp birinci doz aşını yaptırmayan 120 bin kişi var.
ŞAPLAĞI AĞZINA PATLATIRIM
Bunca uyarıya rağmen aşını yaptırma, bayram diye önüne gelen sarıl, sonra tatile çıktım diye dağıt. Yetmedi koyun koyuna sahillerde, partilerde dans et. Bununla da övün.
Ardından da önüne gelene koronavirüs konusunda akıl ver. “Sosyal mesafe yok şu hale bak, denetim yok, bu görüntülere kim izin veriyor, tatile gidenleri suçlamayın” diyeceksin!
Yok ya. Hadi oradan. Yahu bunu yapanların yüzde 99’u yaz tatilinin 2’nci hatta 3’ncü turunu yapanlar. Yemezler, yediremezsin.
Daha 1 Temmuz öncesine kadar “Öldük bittik. Mahvolduk. Batıyoruz. Bunalıma girdik. Yeter ki açın” diyen sen değimliydin? Eeee. Ne oldu da söylediklerini unutup, aşını yaptırmayıp, tedbirleri rafa kaldırarak koyun koyuna tatil yaptın?
Bak arkadaş. Bir daha böyle bir muhabbet yapan olursa ağzının ortasına şaplağı patlatırım ona göre. Bu ne ya. Tedbiri elden bırakmayanın suçu ne?
Bu hal böyle giderse bir kez daha kapanma sürecine gidersek hepimizi çok zor günler bekliyor olacak. İşte bundandır benim isyanım. Yoksa bana ne.
HEPSİ LAFTA KALIYOR
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca her gün bas bas bağırıyor “Aşı da aşı,tedbirde teldir” diye. Ama dinleyen yok.
Bakan Koca diyor ki, “Covid-19’la mücadelenin kurallarına uymaz ve aşımızı hemen ilk fırsatta yaptırmazsak, salgını durdurmak uzun sürebilir. Ödediğimiz bedelleri, yaşadığımız kısıtları, maddi ve manevi kayıpları düşünün. Ne çok insanı kaybettiğimizi hatırlayın. Salgın aşısız yenilmez. Aşınızı olun.”
Bu çağrıya uyan ve aşı olmaya giden gazeteci arkadaşım Talip Yümsel, başına gelen olayı sosyal medya hesabından paylaştı.
Yümsel, “Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne aşı olmaya gelenlere randevu almalarına rağmen 3 ayrı kuyrukta çile çektiriliyor……Gönüllü aşı olmaya gelene bu şekilde davranılması aşı olmaktan vazgeçenleri arttırır” diyerek uyarıda bulundu.
Bir taraftan bakanlık aşıya çağırırken diğer taraftan böyle bir uygulama! İnanın bende randevu alıp gidecektim üniversiteye ama şimdi düşünmeye başladım.
SİVRİSİNEKLER TUŞ EDECEK
Antalya’da Nisan-Mayıs ayı başından beri sivrisinek, Haziran ayı başından beri de bir karasinek istilası var. Ne gece ne de gündüz insana rahat vermiyorlar.
Hele hele birde Kurban Bayramı nedeniyle karasinek arttı ki sormayın. Elimizle sağa sola Vura vura morluklar başladı. Gören vallahi bizi yanlış anlayacak!
Ama gelin görün ki bizim Antalya Büyükşehir Belediyesi tutturdu bir güreş sevdası, varsa yoksa yağlı güreşler. Bir gün Kırkpınar’da ertesi hafta Feslikan’da.
Koskoca kenti sinekler istila etmiş kimin umurunda? Vatandaş kapı pencere açamıyor kimin umurunda?
Ama bizim ağaların aklı fikri çayırda. Çünkü son dönemde en iyi yaptıkları icraat yağlı güreş organizasyonları. Haaa oda ayrı bir tartışma konusu. Organizatörlere ödenen paralar meselesi.