Giden Gelmez Dağları adını acı hikâyelerinden alıyor
Antalya ve Konya arasında uzanan Orta Torosları oluşturan üzerinde birçok uçurum, obruk ve mağara bulunan Giden Gelmez Dağları, keskin ve yalçın kayalarının heybetiyle görenleri etkiliyor.
Akseki ilçesine bağlı Süleymaniye, Ceceler ve Değirmenlik kırsal mahallelerinin etrafında yükselen Giden Gelmez Dağları, 2 bin metreyi aşan dağ sırasından oluşuyor.
Giden Gelmez Dağları, Antalya'yı Konya'ya bağlayan 1825
rakımlı Alacabel Geçidi'ni de çevreliyor.
Heybetiyle ürküten sivri ve keskin kayalıklar aynı zamanda
sıra dışı görünümüyle görsel güzellikler oluşturuyor.
Orta Torosları oluşturan üzerinde birçok uçurum, obruk ve
mağara bulunan Giden Gelmez Dağları, birbiri ardına sıralanan karstik yalçın kayalıkları
ile hayran bırakıyor.
Zorlu hayat şartlarında birçok türe ev sahipliği de yapan bu
dağlarda yoğunluklu olarak yaban keçileri bulunuyor. Geyik ve çeşitli yaban
hayvanlarının mesken tuttuğu alanda endemik bitki türlerine de rastlanıyor.
Kış aylarında dağ sırasının bazı bölgelerinde kar kalınlığı
2 metreyi aşıyor.
Çetin hava ve doğa şartlarında zirve tırmanışı
gerçekleştirenleri sis ve çığ tehlikesi karşılıyor.
Giden Gelmez Dağları, eşsiz güzellikleriyle doğa tutkunu ve
fotoğrafçıların da ilgi odağı oluyor.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından foto
kapanlarla izlenen ve dağ keçilerinin koruma altında olduğu dağlık alana giriş
için özel izin gerekiyor.
ADINI ACI DOLU
HİKAYELERDEN ALMIŞ
Avlanmak için 1941 yılında gittiği Giden Gelmez Dağları'nın
zirvesinde 102 metre derinliğinde obruğa düşerek ölen İsmail Özen'in torunu
Mahmut Girgin (56), AA muhabirine, acı hikayeyi anlattı.
Dağa adını veren olaylardan biri kabul edilen trajedinin
geçmişten günümüze aktarıldığını ifade eden Girgin, "Dedem 1941 yılında
arkadaşlarıyla avlanmak için bu dağa gitmiş. Vurdukları bir geyiği çıkarmak
için iple indiği obruğa düşerek hayatını kaybetmiş. Profesyonel dağcıların 15
yıl sonra bulduğu dedemin kemikleri köyümüzün mezarlığına defnedilmiş."
dedi.
Dayısı Ömer Özen'in yıllar sonra dağcılarla birlikte
dedesinin düştüğü obruğa giderek kemiklerini bulduğunu ifade eden Girgin,
"Dedemin de aralarında olduğu 14 köylümüz avlanmak için dağa gitmiş.
Köylülerin vurduğu bir geyik obruğa düşmüş. Bulunduğu yerden çıkarmanın mümkün
olmadığını görünce ertesi gün tekrar bölgeye giderek ip yardımıyla geyiği
çıkarmak istemişler. Dedem sarkıtılan iple aşağıya inmiş ancak obruğun kaygan
ve keskin taşları ipi kesince yukarı çıkmayı başaramamış. Dedem, 102 metre
derine düşerek orada kalmış." ifadelerini kullandı.
Giden Gelmez Dağları'nda rehber olmadan dolaşılamayacağına
dikkati çeken Girgin, "Geçmiş yıllarda köyden başka 2 avcı da gece
dinlenmek için yaktıkları ateşin erittiği kar kütlesi nedeniyle uçuruma düşmüş.
Bu da anlatılan başka bir olay." dedi.
Girgin, bu olayda, avcıların yanlarındaki köpeğin yardım
istemek için köye geldiği ancak köpeğin hareketlerine anlam verilemediği için
yardıma gidilmediği ve cenazelerine ulaşılamadığı halen dağın eteklerindeki
kırsal mahallelerde anlatıldığını söyledi.
AA