Genel Merkez’i topa tutan CHP’li il başkanlarından ‘değişim’ çağrısı

Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci turunda tarihi hezimet yaşayan CHP içerisinde ‘değişim’ rüzgarları esmeye devam ediyor. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adeta ‘istenmeyen adam’ ilan edildiği CHP’de dokuz il başkanı bir araya gelerek ‘değişim’ çağrısında bulundu. CHP’de uzun süredir yönetim tarzı olarak merkezileşme anlayışının hakim olduğunu ifade ederek “Siyasetsizlik bir siyaset hattı olarak yerleştirilmiştir” diyen CHP’li il başkanları, “Parti, fikri zenginliğini önemsemeden, ideolojik bulanıklığa hapsolmuş, sağdan oy alma kaygısı içinde rotasını kaybetmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi yeni dönemi, yeninin gerekliliklerini de gözeterek inşa etmelidir. Yenilenme kaçınılmazdır.” sözleriyle de ‘değişim’ çağrısında bulundu.

Kastamonu'da bir araya gelen CHP'nin 9 il başkanı, değişim çağrısında bulundu.

CHP Kastamonu İl Başkanlı Hikmet Erbilgin ev sahipliğinde Sinop İl Başkanı İnan Savaş Yüksel, Bartın İl Başkanı Cemal Selim Karakaş, Karabük İl Başkanı Vedat Yaşar, Bolu İl Başkanı Ersan Türkoğlu, Zonguldak İl Başkanı Murat Pulat, Düzce İl Başkanı Semih Cemşit, Çankırı İl Başkanı Galip Ağaoğlu ve Tokat İl Başkanı Murat Yazıcı'nın katılımıyla toplantı düzenlendi.

Toplantının ardından yapılan ortak yazılı açıklamada, il başkanlarının, seçim sürecini değerlendirmek için bir araya geldiği belirtildi.

"YÜZLEŞME VE ÖZELEŞTİRİ SÜRECİ ERTELENEMEZ BİR GEREKLİLİKTİR"

İl başkanlarının, seçim sonuçlarının kendilerini memnun etmediğini aktardığı açıklamada, "Seçim atmosferi, iktidar tarafından oluşturulan asimetrik koşullarda ve ağır antidemokratik zeminde biçimlenmiştir ancak iktidarın baskısıyla oluşturulan dışsal nedenler kadar içsel süreçlerin değerlendirilmesi de vazgeçilmezdir. Bu anlamda bir yüzleşme ve özeleştiri süreci bizim için kaçınılmaz, ertelenemez bir gerekliliktir. Hiçbirimizi memnun etmeyen seçim sonuçlarının pek çok nedeni vardır." ifadelerine yer verildi.

"SİYASETSİZLİK BİR SİYASET HATTI OLARAK YERLEŞTİRİLDİ"

CHP'de uzun süredir yönetim tarzı olarak merkezileşme anlayışının hakim olduğu belirtilen açıklamada, "Merkez ve örgütler arasında dinamik görüş alışverişi olanağı ortadan kaldırılmıştır. İl başkanlıkları, merkezin rutin işlerinin takip edildiği atıl örgütler haline dönüştürülmüş, siyasetsizlik bir siyaset hattı olarak yerleştirilmiştir. Partideki tüm seçme ve seçilme iradesi genel merkezin tasarrufuna mahkum edilmiş, her organdaki üye ve seçilmişlerin seçme hakkına müdahalede bulunulmuş, seçilme hakkı adaletten uzak biçimde kontrol altına alınmıştır. Bu durum siyasetin, merkez yörüngede bulunan siyasi aktörlerin kariyerizmine hapsolmasına sebep olmuştur." açıklamasında bulunuldu.

İTTİFAK PARTİLERİNE VERİLEN KONTENJAN TEPKİSİ

Olağan kongrelerin ertelenmesinin örgütün tazelenme imkanını engellediği savunulan açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Aday listelerinin kompozisyonu örgüt vicdanını zedelemiştir. 5, 6, 7 dönemdir milletvekili olmayı makul gören, bunu sindiren ve önüne geçmeyen irade, kamuoyu tarafından mahkum edilmiştir. Özellikle ittifak partilerine verilen kontenjanların ölçüsüz, hesapsız, verisiz bir biçimde sunulması, örgütlerin ve seçmenin tepkisine yol açmış, seçmen bu konuda ikna edilememiştir. Parti, fikri zenginliğini önemsemeden, ideolojik bulanıklığa hapsolmuş, sağdan oy alma kaygısı içinde rotasını kaybetmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi yeni dönemi, yeninin gerekliliklerini de gözeterek inşa etmelidir. Yenilenme kaçınılmazdır.

 Genel merkez, örgüt, seçmen ekseninde siyaseti yeniden örecek, Türkiye'nin yarınlarında yeniden güçlü seçenek olmamızı sağlayacak değişim acil bir ihtiyaçtır. Bu değişim öncelikle siyasi tazelenmeyi içermeli, siyaset yapma biçimini de değiştirebilen kadroları donatacak ufka sahip olmalıdır. Bugünün ihtiyacı, siyaseti genel merkez koridorları dışına taşıran, seçmen odaklı, sokakla ve hanelerle sürekli ve hayatın doğal akışı içinde alışveriş içinde olan, siyaseti teknik uğraşı olarak değil bizzat toplumsal mücadele aracı olarak gören anlayışın yönetim tarzı haline gelmesidir. Elbette bu değişim ancak yeni bir liderlik anlayışı ve yeni bir vizyonda ortaklaştırılacak merkez ve örgütün bütününü kavrayan zengin ve güçlü kadrolarla vücut bulacaktır."

AA