GENÇLERİN SORUNLARI
Gençlik “bir sorun” olarak algılanmaktan öte, ulusal ve
uluslararası literatürde, toplumların geleceğini inşa eden beşeri kapital
olarak kabul edilmekte, buna yönelik olarak da gençliğin eğitim, meslek ve
istihdam koşullarının iyileştirilmesine öncelik verilmektedir.
***
Bilindiği üzere, ülkemiz gençliğinin en önde gelen sorunları
işsizlik, eğitim, suç, zararlı alışkanlıklar, aile-içi iletişim sorunları ve
gençliğe yönelik kamu hizmetlerinin, sosyo-kültürel, sanatsal etkinliklerin
yetersizliğidir. Kuşkusuz ki asıl önemli husus, sorunları çözmeye odaklanan
politikalar yerine, sorun önlemeyi hedefleyen gençlik politikalarının hayata
geçirilmesidir.
***
İşsizlik Sorunu; “Gençlerin İstihdamında Küresel Eğilimler
2010” başlıklı raporunda, işgücü piyasasına girememenin gençler üzerinde kalıcı
olumsuz etkiler yarattığını belirterek, sonuçlarının “kayıp nesil”
yaratacağından endişe duyulduğuna da raporda yer vermiştir.
***
Aslında bu somut durumun bize dolaylı olarak söylediği;
vermek istediği mesaj, bir nesil tükenip, tökezlediğinde, ardı sıra gelen
nesillerin de ayağının takılıp düşmesinin kaçınılmaz olduğu gerçeğidir.
***
Üretimin çeşitli aşamalarında rol alamayan ve kendini
gerçekleştirmeyen, sonuçta hayatın içinde yer alamayan, “ben de varım”
diyemeyen gençler, sonunda, yaşadıkları topluma, ülkeye tepkili birer birey
haline gelmektedirler. Toplumun belki de ödediği en ağır bedel ise, bu
gençlerin suça yönelmesi olmaktadır.
***
Genel işsizlik oranlarıyla kıyaslandığında işsizlik oranının
genç nüfusta yüzde 19’a yükseldiği görülmektedir. Kentlerde genç işsizliği
oranı yüzde 21,2 ile genel ortalamanın üzerindedir. Tarım sektörü dışarıda
bırakıldığındaysa gençlerde işsizlik oranı yüzde 22’ye yükselmektedir.
***
İşsizlik yüzyılı diye adlandırılan bir süreçten geçerken,
anayasal bir hak olan çalışma hakkının sağlanabilmesi, sosyal devlet ilkesinin
gereği olarak, gençlerin istihdamının önündeki sosyal ve ekonomik engelleri
kaldırmaya yönelik eylem planlarının ilgili ve yetkili devlet kurumlarınca
hayata geçirilmesine bağlıdır.
Eğitim Sorunu: Temel olarak eğitim, toplumu birçok
problemden kurtarıp, en üst gelişmişlik ve refah seviyelerine taşıyabileceği
gibi, başkalarına tamamen bağımlı hale de getirebilecek önemli bir aktördür.
“Özgürlüğü kaybetmek, yalnızca bir nesil ötededir.” Gençlere verilen eğitimin
niceliği ve niteliği bir toplumun geleceğini belirleyen, kaderini tayin eden en
önemli unsurdur.
***
Platon bundan 2500 sene önce, “Demokrasi, bir eğitim işidir.
Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse
demogoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar”, demiştir. Eğitim
bireyleri yalnızca bilgisel manâda donanımlı hale getirmez, aynı zamanda
kişilik gelişimine de etki sağlar.