'GELİYOR GELMEKTE OLAN'I GÖREBİLMEK!

Bugün, Antalya’da son 24 saate damgasını vuran ve Türkiye’de gündem olan iki konu hakkında yazacağım. Birisi İYİ Parti’deki AŞK SKANDALI, diğeri SEL FELAKETİ. Önce hangisinden başlayacağıma bir türlü karar veremedim. Ancak ikisini de önceden bu satırlarda sizlere anlatım. Yani GELİYOR GELMEKTE OLAN’ı haber verdim.

Dikkatli okurlarım mutlaka hatırlayacaktır. Geçen sene 29 Kasım’da ‘SEL BASKINLARI KADER OLMASIN’ başlıklı yazımda Kumluca, Demre ve Finike’ye dikkat çekmiştim. Hatta o tarihte orada yaşanan sel ve fırtınada yaşananların bir daha yaşanmaması için önlemler alınması gerektiğine vurgu yapmıştım. Bu yıl yine manzara ortada.

Yine diğer konu yani İYİ Parti’deki AŞK SKANDALI’nı 29 Kasım 2022’de ‘GERÇEK Mİ DEDİKODU MU?’ başlığı ile ele aldığımı sağır sultan bile duymuştu. Sonra iş ayyuka çıktı. İşte bu iki konudan kısa özet yapıp önceliği İYİ Parti’deki AŞK SKANDALI’na vermek istedim. Bu olay öyle yenilir yutulur değil. Yazdıklarımı okuyunca anlayacaksınız.

SENİN ARKANDA KİM VAR?

Benim yaklaşık 15 gün önce yazdığım konudan sonra önceki gece olay gün yüzüne çıktı. 4 aylık hamile olduğunu iddia eden E.Ş., adındaki kadın jandarmaya başvurdu. Genç kadın, kendisinden 33 yaş büyük olan ve sevgilisi olduğunu ileri sürdüğü İYİ Parti Antalya İl Başkanı Mehmet Başaran (65) ile ilgili ilginç bir şikayette bulundu.

E.Ş isimli kadın, Başaran'ın kendisinden olan çocuğu aldırması için baskı yaptığını, bu konuda kendisini tehdit ettiğini söyleyerek şikayette bulundu. Mağdur olduğunu belirten kadın, elektronik kelepçe, kadın sığınma evi ve önleyici tedbir kararı istemediğini söylemesi dikkat çekti. İşe bundan sonra ÇARŞI KARIŞTI.

Olay İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e intikal etmesi üzerine Mehmet Başaran gece yarısı apar topar istifa etti. Avukatı da akabinde açıklama yaptı.

Başaran, “Tarafıma yönelik çirkin bir iftira kampanyası ile karşı karşıya kalmakla beraber tarafıma istinat edilen hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Karşı tarafın şikayetiyle şüpheli olarak ben de şikayetçi olduğum için dava yürüyeceğinden bu süreçte soruşturmanın selameti ve mensubu olduğum siyasi partinin zarar görmemesi için İl Başkanlığı görevimden istifa ettiğimi bildiririm. Soruşturmaların sonucunda tüm kamuoyunda aklandığım zaman aktif siyasetime devam edeceğim” dedi.

Avukatı Şali Arslan’ın açıklamasında ise olayın siyasi bir suikast, iftira ve kumpas olduğu iddia edildi. Tabi bunların ne olduğuna yargıç karar verecek. İftira mı, suikast mi diye?

Şimdi makarayı biraz geriye saralım. Yıl 2020, yer Elmalı ilçesi. İYİ Partili Belediye Başkanı Halil Öztürk’ün ‘NOTER ONAYLI AŞK SKANDALI’ ortaya çıkmıştı. Hatırladınız değil mi?

Bu olay ortaya çıktığında İYİ Parti’den bırakın tepkiyi Öztürk’e tam destek gelmişti. Peki bu desteği veren kimdi? Tabi ki İYİ Parti Antalya İl Başkanı Mehmet Başaran idi.

O dönem Baran, “Elmalı Belediye Başkanımız Halil Öztürk'e yapılan komplonun takipçisiyiz. Üzerimize leke atmaya çalışan şer odaklarını biliyoruz Bu şahısların yaptıklarının hesabı sorulacaktır. İYİ Parti İl Başkanlığı olarak belediye başkanımızın yanındayız” demişti.

Açıklamadaki ifadeleri yadırgadınız mı? Ben yadırgamadım. Başaran ve avukatının açıklamaları neredeyse 2 yıl önceki açıklamalara benziyor. Ben öyle hissetim.

O dönem, NOTER ONAYLI AŞK SKANDALI’nın kahramanı Halil Öztürk’ün arkasında durmuştu İYİ Parti İl Başkanı. Acaba şimdi kendi skandalının ARKASINDA KİM DURUCAK?

Neymiş GELİYOR GELMEKTE OLAN’ı görebilmek önemli imiş. Bakalım yargı sonucunu bekleyip göreceğiz, “Kim haklı kim haksız” diye.

YİNE AYNI KADER

Geçen sene 29 Kasım’da ‘SEL BASKINLARI KADER OLMASIN’ başlıklı yazımda Kumluca, Demre ve Finike’ye dikkat çektiğimi anlatmıştım yazımın girişinde. Son dönemde sıkça duyuyorduk KURAKLIK haberlerini. Ancak bir gün o meşhur Antalya yağmurlarının geleceğini de biliyorduk. Hem de kimsenin tahmin edemeyeceği kadar.

Geçen sene KASIM BU YIL ARALIK AYI! Her yıl kasım ayı sonu aralık ayı başında Antalya’da can yakan su basınları bu yılda yaşandı. Önceki gece Kumluca ve Finike’de afet yaşandı. Özellikle Kumluca’da son 50 YILDIR görülmemiş bir yağış etkili oldu ve dereler taştı, köprüler yıkıldı. Sel suları ilçe merkezi ve seralarda büyük yaptı. Tek tesellimiz can kaybı olmaması.

Neredeyse her yıl aynı dönemde aynı bölgelerimizde bu su taşkını ve baskınlar özellikle tarım arazileri ile seraları etkiliyor. Sanki bölge halkının kaderi oldu bu baskınlar. Yaşanan su baskınları ile milyarlarca liralık ürün heba oluyor, milli servet su gibi akıp gidiyor. Ne kadar önlem alınırsa alınsın bir türlü bu doğa olayı önlenemiyor.

Ben 30 yıldır bu şehirde yaşıyorum ve her yıl aynı manzarayı görüyor, haberlere konu ediyoruz. Yağış öncesi uyarılar yapılıyor ama hep sonu felaketle bitiyor.  Yaşananlara bakınca, insanın doğaya verdiği zararın karşılığı gibi görünüyor felaket. Çünkü dere yataklarındaki odun parçaları sanırım menfezleri tıkamış ve taşkınlar oluşmuş.

İnanın bir yerde hata var ki her yıl AYNI KADERİ YAŞIYOR bölge halkı. Şapkayı önümüze koymanın zamanı gelip geçiyor. Aksi taktirde, sel kaderimiz olmaya devam edecek gibi.