GELEN AĞAM GİDEN PAŞAM

“Ne 2023’tü beeee” diyerek başlamak gerekiyor yazıya. Daha geçen yılında umutla baktığımız bir yıldı aslında 2023. Ama öyle olmadı. 100 yılın felaketi depremle sarsıldık.

Binlerce insanımızı kaybettik. Yüreklerimiz yandı. Yıkılmadık, yaralarımızı sardık. İrili ufaklı çok acılar yaşadık. 100 yılın seçimini yaptık. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100'üncü Yılını kutladık. Artık asırlık bir maziye sahip olduk.

Biz Türk milleti olarak acıda, sevinçte bir olurken İslam alemi Filistin'deki Gazze soykırımı ile sarsıldı. İsrail; çoluk, çocuk, kadın, yaşlı demeden önüne geleni öldürdü ve öldürmeye de devam ediyor. Türkiye “DUR” dese de dünya sessiz kalıyor.

İşte, “Bu da geçer” derken Kuzey Irak’ta hain, eli kanlı, bebek katili terör örgütü 12 yiğidimizi şehit edince yılın son günlerinde bir kez daha yüreklerimiz dağlandı. Devletimiz şehitlerimizin kanını geçmişte bırakmadığı gibi bugün de yerde bırakmayacak.

Böyle bir ortamda girdik aslında yeni yıla. Buruk ve yüreklerinde hala insanlığın yaşadığı acıları hissederek. Ekonomik sıkıntılardan hiç bahsetmiyorum bile. Saydıklarımın yanında fındık fıstık kalır vallahi.

Evet sevgili dostlar bugün yılın ilk günü. 2024’e merhaba diyerek yılın ilk yazısına da imzamızı atalım bakalım. Duygularımızı yansıtalım bakalım ne olacak. Dileklerimiz olacak mı? Ya tutarsa değil mi?

Sizi bilmem ama benim olacak. Tek dileğim, “Dünyada mekan ahirette iman” sözünden yola çıkarak -şahsi dileğim- ailecek başımızı sokacak bir ev sahibi olabilmek. Hoş 44 yıla yakın iş hayatımda bir türlü başaramadım bunu ama yine de olsun. Belki bu kez tutar bu dileğim.

Önümüzde zorlu bir 3 ay hem beni hem de sizleri bekliyor. Çünkü 31 Mart’ta yerel seçim var. Birkaç güne kadar özellikle Büyükşehir adayları netlik kazanır ve curcuna başlar. Kırgınlıklar, küskünler çoğalır. Görüp yaşayacağız.

İster inanın ister inanmayın. Bu yıl benim yılım olacak. Bu yıl Türkiye’nin yılı olacak. Türkiye 2’nci yüzyılına girdi çünkü. Bir nevi, bugün bundan sonraki hayatımın ilk günü psikolojisi bu.

Elbette hedefler, planlar, dilekler, beklentiler gırla gidecek. Kimi kıtlıktan çıkmış gibi delirerek, kimi bilgece bir sükunetle, kimi nefret ederek kimi hala hangi safta yer alacağını düşünerek girdi yeni yıla. Öyle değil mi? Dün geceyi gözünüzün önüne getirin.

Kimi saf vatan evlatları, ‘barış, sevgi, sağlık vs…’ diledi, kimi ‘emperyalizm ve onun işbirlikçilerine...’ diye başlayıp saydırdı. Kimi sigara bırakma, diyet yapma ve spora başlamak için güç ve irade duasına girişti. Kimi bir tas çorba, kimi jantı altın kaplama araba diledi.


Artık ne tutarsa. Ya tutarsa!

Bugün yılın ilk günü. Bir yaş daha yaşlanmamıza karşın hiç eksilmeyen bir sevinç, bir umut var yüzlerimizde. Hemen hemen herkes yeniden başlayacak. Ötelediği her gelişimini, bu yıl yeniden plana alacak.

Daha sağlıklı, daha başarılı, daha keyifli bir yılı deneyecek. Ortak düş, hemen hemen böyle.

Hangimiz, ne kadarını gerçekleştirir? Temel soru bu.

Ancak yeni bir yılın, yeni umutlara gebe olduğunu, sanırım tartışmaya gerek yok. En güzel dileklerimizi iletmek, insan olabilmenin minicik erdemi.

Ne diyordu büyük üstat? “En güzel günlerimiz, henüz yaşamadıklarımız...” Dileklerimizin ne kadarı gerçekleşir, ne kadarı gerçekleşmez şimdiden kestirmek çoook ama çok zor.

Bilinen bir şey var o da gelenin gideni arattığı. Umarım öyle olmaz. Yoksa gelen ağam giden paşam, pespaye 2023 anca gider, şeref verdin güzeller güzeli 2024.

Biz yine de umalım, ummaktan zarar gelmez. 2024 bizim yılımız olsun. Bir kerecik de bizim dileğimiz olsun.

 

 

 

Şehir adına bir dileğim olacak yazımın sonuna gelirken. 2024’te trafik ve toplu ulaşım çilesinin son bulmasını temenni ediyorum. Hoş yılın ilk günü herkes eğlence yorgunu olduğu için sabah yollar bomboş olacak ama yarın böyle olmayacak buna eminim.

Bugün size yılın ilk yazısını yazarken pembe tablolar çizmek isterdim ama maalesef yapamıyorum. Eldeki malzemeler buna yeterli değil. Her rengi var da pembesi yok.

Hani yazımın bir bölümünde “Bir yaş daha yaşlandık...” dedim ya. Evet öyle oldu olacak. 3 gün sonra yeri bir yaşa daha merhaba diyeceğim yani 4 Ocak’ta.

Ömrümün son yıllarında bana tek dileğimin gerçekleşmemesinin azabını yaşatanları, bunun çözümünde elini taşın altına koymayanları asla unuttuğumu da kimse sanmasın.

Elbette onlarla da bir gün ama bu dünyada ama ahirette hesaplaşacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Bu duygularla bir kez daha yeni yılınızı tebrik ediyor, 2024’ün başta ülkemiz olmak üzere tüm insanlığa barış, mutluluk ve bereket getirmesini diliyorum.