GELDİK GİDİYORUZ AMA NEREYE

Kimi dinlesem toplumla ilgili sorunları var.

Toplumun negatif yönde değişiminden sitemlerin ardı arkası kesilmiyor.

Sosyal, kültürel ve ekonomik değişimler ne yazık ki her zaman olumlu yönde olmayabiliyor.

İşte canımızı yakan kısım burada başlıyor.

Kalabalık içinde yalnız kaldığımız bir dünyada yaşamaya başladığımız aşikar.

Her birey kendi kişisel yaşam alanını oluşturma çabası içinde.

Bu durum aile ilişkileri, evlilik kurumu ve toplum içindeki alışageldiğimiz geçmişte yaşadığımız hayattan çok farklı bir hal almaya başladı.

Geleneksel bir yapıdan modern bir yapıya evirildiğimiz yadsınamaz bir gerçektir.

Gözlemlerime göre artık akraba tipi evlilikler önemini yitirdi.

Eş seçimi genel olarak kişilerin tercihine bırakıldı.

Evlilikte ve aile ilişkilerinde cinsiyet eşitsizliği azaldı.

Akraba evliliği yeni jenerasyon da daha az tercih edilmeye başlandı.

Muhafazakar bir toplum olarak cinsel özgürlük eğilimlerinde hissedilir bir artış var.

Buraya kadar olan kısım bana göre olumlu değişimler olması gereken ve dikte edilen tabuların  yıkılması gerektiği olgular.

Toplumda bireylerin yaşadıkları hayatı şekillendirme özgürlükleri olmalı çünkü.

Şimdi gelelim Türk aile yapısında meydana gelen olumsuz değişim ve dönüşümlere

Benim gibi sizlerde mutlaka fark ediyorsunuz, son dönemlerde tek ebeveynli ailelerde boşanma olayı artarken, geniş ailelerde azalma söz konusu.

Genç işsizliğin artması ile evlenme yaşı hem kadında, hem erkekte arttı.

Ve bu durum yakın geçmişte yaşlı bir toplum olmamıza sebebiyet verecek.

Evlilerde boşanma artık sadece fiziksel şiddet değil, ekonomik şiddet , psikolojik şiddet  ve ihmal olarak sebeplendirildi.

Aile üyeleri arasında sosyal faaliyetler azaldı.

Ve en önemlisi artık huzur evleri, engelli bakım evlerinde yaşayan insan sayısı arttı.

Yaşamaya başladığımız bu olumsuzluklar daha da artarak devam edecektir.

Türk aile yapısını derinden etkileyen bu değişim ve dönüşümler ne yazık ki bizlerde kültürel bir yozlaşmaya sebebiyet vermektedir.

Bireyselleşme ve tüketim kültürünün etkisi altındaki Türk ailesi gerek boşanmalar, gerekse tek ebeveynli aileler ve doğum oranlarında ki azalma yeni toplumsal problemleri beraberinde getirecek ve önümüzdeki yıllarda bu erilmeler toplumsal yapımızı korumayı zorlaştıracaktır.

Türk aile yapısında günümüzde ve yakın gelecekte önem kazanacağını ön gördüğüm değişimlerin küçük bir analizini yaptım.

Bir sohbet ortamında bir araya gelsek eminim bunun çok daha fazlası ortaya çıkacak ve yapılması gerekenler ile ilgili çeşitli teoriler oluşacaktır.

Değişen dünyada yeniliklere ayak uydurmak şart ama geleneklerimizi yaşatmak kaydıyla.

Günün Sözü

Gelenek küllere tapmak değil, ateşi korumaktır.