GEÇMİŞİN TECRÜBESİ

Geçen hafta kabine toplantısı öncesi döviz kurlarında inanılmaz bir artış yaşandı.  Yükselişin daha da süreceğini düşünenler, evlerini, arabalarını satıp parasını dövize yatırdı.

Kimi panikten, kimi de paradan para kazanmak için böyle yaptı. Döviz borcu olanlar daha da korktu. Bazıları da kredi çekip dolara yatırdı. Ne oldu?

20 lirayı aşan euro, 18 lirayı bulan dolar bir anda çakıldı. Bazıları köşe olayım derken ters köşe oldu. Kısa sürede paralarına para katmaya çalışanlar bir anda ortalama üçte bir oranında değer kaybıyla karşılaştılar.

Bu düşüşe yol açan ise; kur garantili mevduat hesabına geçilmesiydi. Böyle bir ekonomi modeli açıkçası benim için sürpriz oldu. 

Kısa sürede piyasalardaki ateşin söndürülmesini sağlayan bu model tarihe geçecektir. Ancak bu model sürdürülebilir mi?  Bunu zaman gösterecek. 

Öte yandan bir de şöyle bir durum var. Güven ve istikrarın olduğu bir ülkede böyle panikler yaşanmaz.  Kurlarda böyle dalgalanmalar olmaz. 

Ayrıca bu işler öyle dış mihrakların, öcülerin- böcülerin işi de değildir. Bu işlerin kimin eseri olduğunu millet sandıkta söyleyecektir. 

Bu ülke 2001 yılında çok ciddi bir ekonomik kriz yaşadı. O dönemde DSP, ANAP ve MHP’den oluşan 57’inci hükümet iktidardaydı. Sanki halkın alım gücü düşürülerek enflasyonla mücadele edilmek isteniyor gibi bir durum vardı.

Ekonomik sıkıntıdan dolayı suç oranlarında patlama meydana gelmişti. Sonuçta ne oldu?

57’inci hükümetin ortakları baraj altında kaldılar. Bir daha iktidar yüzü göremediler. Hiçbiri 1999 seçimlerinde aldıkları oy oranına bir daha ulaşmak bir yana yanına bile yaklaşamadılar.

İktidara gelmeden önce söylenen güzel sözlere ve seçim vaatlerine inanıp oy veren bu çilekeş millet bir daha hayal kırıklığı yaşamak istemedi.

O kriz yılında kurulan AK Parti ise 2002 seçimlerinde tek başına iktidara geldi.

SON SÖZ

Bu dalgalanmalar tekrar gündeme gelirse birçok insan işini, birikimini kaybeder. Çok yuvalar dağılır.