GAZİ KOŞUSU’NUN SERİ ŞAMPİYONU
Türk spor tarihinin en uzun soluklu ve kesintisiz mücadelesi olan 95’nci Gazi Koşusu’nu 7’nci kez üst üste kazanarak rekora imza atan Ahmet Çelik, Lider Medya’ya özel açıklamalarda bulunarak “Mustafa Kemal Atatürk adına düzenlenen bu yarışa katılmak büyük bir şerefken, 7’nci kez üst üste şampiyon olarak onure olduk” dedi.
Rabia DEMİROK
Türk yarışçılık tarihinin en büyüğü olan ve Mustafa Kemal Atatürk adına koşulan 95’nci Gazi Koşusu, 26 Haziran’da İstanbul Veliefendi Hipodromu'nda koşuldu. 2 bin 400 metre çim pistte koşulan ve 22 İngiliz safkanın mücadele ettiği 95’nci Gazi Koşusu'nu, Sanem Kahraman'ın sahibi olduğu ‘Burgas’ isimli at ile jokey Ahmet Çelik kazandı. Matador lakaplı Ahmet Çelik bu yarışı üst üste 7’nci kez kazanarak ulaşılması güç bir rekora imza attı. Adını Türk spor tarihine yazdıran Çelik, zorlu koşu maratonunun ardından Antalya’ya gelerek burada hem akrabalarını ziyaret etti, hem tatil yaptı. Akrabaları tarafından büyük bir sevinçle karşılanan Çelik, Lider Medya ekibine özel açıklamalarda bulundu.
GUİNNES BAŞVURUSU YAPMIYOR!
Burgas ile Gazi Koşusu'nda zafere uzanan jokey Ahmet Çelik, 7’nci kez üst üste birinci gelerek, sırasını diğer jokeylere kaptırmamayı başardı. Geçtiğimiz senelerde Guinnes Rekorlar Kitabı’na başvuru yapma hazırlığındayken, diğer yıllarda da kazanmaya devam edeceğine inanarak başvuru işlemlerini durduran Çelik, “7’nci kez şampiyon oldum, kazanmaya devam ederiz diye halâ rekorlar kitabına başvuru yapmıyorum. Ben bu işe başlarken iz bırakmak istedim. Meslektaşım Halis Karataş gibi ismim anılsın istedim. Allah bizlere Gazi koşusu’nu nasip etti. Ömür boyu unutulmayacak bir tarih yazdık” diye konuştu.
“GAZİ KOŞUSU BİR DERBİ”
Gazi Koşusu’nun at yarışının derbisi olduğunu ve bütün jokeyler adına ayrı bir yeri olduğunu söyleyen Çelik, “Bizim iş biraz heyecan işidir. Çok fazla enerji olduğunda hata yapmaya meyilli oluyorsunuz. Sabır istiyor. Saliselerle mücadele ediyorsunuz. 1 salise bile kaybetmeye neden olabiliyor. Ben sakin olarak katılıyorum yarışlara. Haftanın 6 günü yarış var, ben 5 gün at biniyorum. Önümüzde 2.800 metre Ankara koşusu var. Bir aksilik olmadığı takdirde yine Burgas ile yarışacağız” dedi.
“BURGAS BENİ MAHCUP ETMEDİ”
Burgas’ın yüzünü kara çıkarmadığını söyleyen Jokey Çelik, “Burgas’la daha iyi anlaşacağıma emindim. Burgas toplam 8 yarışı koşmuş, 2 mağlubiyeti var. Benimle katıldığı tüm yarışları kazandı. Burgas’ın yarış içinde ne istediğine hakim olduğum için onunla yarışa katıldık. İsteğim her şeyi yaptı. Beni mahcup etmedi. Elinden gelen her şeyi yaptı. Çünkü çok yürekli bir at. Fizik olarak diğer atlara oranla ufak ama çok ciğerli bir at” ifadelerini kullandı.
SON DÜZLÜĞÜ ANLATTI
Koşu esnasında son düzlükte açık ara farkta neler hissettiğini anlatan Çelik, “Yarış içerisinde bir atı başta sıkıştırırsanız sonunu getiremez. Onun ritmine göre tempo verirseniz, düzlükte daha iyi netice alabiliyoruz. Önde 5-6 at kaçıyordu 1 tanesi de rakibimdi, o bayağı arayı açmıştı. Tempoları biz artık bildiğimiz için o atın o tempoda bitiremeyeceğini bildiğim için ben rahattım. Düzlük döndükten sonra biraz önüm açıldığında atın kulvarını seçtim ve bitişe devam ettim. Sonrasında da yarışı kazanarak rekora imza attık” dedi.
“O GÜNDEN SONRA JOKEY OLMAK İSTEDİM”
Jokey olmaya nasıl karar verdiğini açıklayan Çelik, bulunduğu bölgede çok fazla atçı olmasından dolayı ata merak sardığını belirterek, “Urfa Suruçlu olduğumdan dolayı yörenin yaklaşık yüzde 80’i atçı. Ben de 13-14 yaşlarımda atlara binmek istiyordum. Babam da o zaman bir at almıştı. At kendisini sirkeleşmişti ve korkmuştum. O günden sonra jokey olmak istedim. Ailem beni kırmadı. Bu işe başladım. Çok ciddi üzerinde durulması gereken bir iş. 2001’de Apranti Eğitim Merkezi'ne kayıt oldum. 2 sene staj yaptım. 2003’te lisans aldım. 2004’te at binmeye başladım. 17-18 yıldır profesyonel at biniyorum” dedi.
“HAYATIM, HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ”
Lisans aldıktan sonra tecrübeli jokeyler karşısında kendisini kanıtlamaya çalışan Çelik, Hayatım isimli at sayesinde şans kapısının aralandığını belirterek, “Profesyonel ve tecrübeli jokeyler vardı. Kimse risk almak istemiyordu. Bizler de tercih edilmeyen atların üzerinde çalışıp şans bulmaya çalışıyorduk. ‘Hayatım’ isimli safkan bir at çıktı karşıma. Normal yarışları kazanıyordum ama büyük yarışta şans bulamıyordum. O atla büyük yarış kazanınca diğer atçılarında güvenini kazandım. ‘Hayatım’, hayatımı değiştirdi. Hayatım’dan sonra da çok iyi şanslar geldi. Hayatım bize vesile oldu. O at olmasaydı kendimi kanıtlamam için süreç biraz daha uzayabilirdi” ifadelerine yer verdi.