GAFLET UYKUSU

Halk arasında ‘İrem’ kelimesiyle daha çok ‘Bağ-ı İrem’ şeklinde, mutluluk verici, gösterişli bina ve bahçeler kastedilir. Klasik coğrafya kitaplarında, İrem, bir bölgenin adı olup, Vebar (Übar) b. İrem b. Sam b. Nuh’da burada yaşamıştır.

Bazı rivayetlerde, Vebar ve O’nun neslinden gelenler, Şihhir ile Sana gibi geniş bir alanda ikamet etmekteydiler. Daha sonra Vebar, Ad Kavmi’nin ikamet ettiği bölgede bir yerin ismi olarak tanındı.

Öte yandan Suudi Arabistan’ın Şarkiya eyalet sınırları içinde kalan Yerrin ile Yemen arasına yine, Necran-Hadramut ile Mere-Şihhir arası gibi geniş bir alana da Şişr’da (Vebar/Übar) denir.

Burası aynı zamanda Kuran’da zikredilen ‘Ahkaf’ bölgesidir. Durum böyle olunca, Şeddad tarafından kurulduğu söylenilen ve Babil kadar önem verilen bu kayıp kent, arkeologlar tarafından aranmaktadır.

Umman’ın Zurfar eyaletine bağlı Salale şehrinin kuzeyinde, Semerit yakınlarında Übar’da (Vebar) kazı çalışmaları yapılmakta olup kayıp bir kent olan ‘İrem’ in burada olduğu düşünülmektedir.

Ürdün’ün güneyinde kalan ‘Vadi-i Rem’ denilen yerin, ‘İrem’ olduğu da iddialar arasındadır.

Sebe halkı, o döneme göre oldukça ileri bir teknoloji ile kurdukları Marib Barajı'yla birlikte büyük bir sulama kapasitesine sahip olmuştu.

Bu yöntemle elde ettikleri bol ürünlü toprakları ve ticaret yolu üzerindeki kontrolleri, onlara görkemli ve refah dolu bir hayat yaşatıyordu.

Ancak, bütün bunlar nedeniyle kendisine şükretmeleri gereken Allah'tan, Kuran'ın ifadesiyle "yüz çevirdiler. "Bunun üzerine barajları yıkıldı ve "Arim Seli" bütün topraklarını yerle bir etti.

Allah’ın rızasına uygun yaşamadıkları ve kendilerine verilen onca nimetlere şükretmediklerinden dolayı yıkılan baraj bütün yerleşmelerinin sular altında kalmasına ve zamanla kuruyarak bölgede büyük bir çölleşme yaşanmasına neden olmuştur.

Tarım alanlarının yok olmasıyla en önemli gelir kaynakları ellerinden çıktı. Kendilerine verilen o mükemmel nimetlere karşılık, Allah’a iman etmeye ve şükretmeye yanaşmayan Sebe Halkı, sonunda böylesine bir felaketle cezalandırıldı.

Felaketin getirdiği büyük tahribattan sonra kavim çözülme sürecine girdi.

Bu sel ile çok büyük bir ekonomik kayba uğrayan Sebe halkı, geçmiş günlerdeki zenginliğini ve ihtişamını tamamen kaybettiklerinden dolayı, evlerini terk ederek birbirinden ayrılıp Mekke, Suriye ve Kuzey Arabistan’a fakir ve yoksul bir durumda göç ettiler.

Çünkü kendilerine verilen büyük zenginlikler içerisinde şımarıp azamet gösterisinde bulunmuşlardı.

Oysa pek çok insan topluluğunun özendikleri ve onların yerinde olmak istedikleri Sebe halkı, Allah’ın vermiş olduğu azap ile Kur’an’da da belirtildiği gibi, kısa bir zaman sonra efsanelere konu olan bir kavim haline geldiler.

SON SÖZ

“Böylece biz de onları efsanelere konu olan bir halk kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.”