FREELANCE SEVGİLİLER
Toplumumuzu direkt olarak hedefleyen, “özümüze ait olmayan” olayları ve istekleri sanki normalmiş gibi gösteren “TOPLUM MİMARLARI” bizi önüne katmış, istediği yöne götürüyor..
1- Çarpık sinema filmleri ve dizileri seyrettirerek..
2- Özgürlük gibi kulağa hoş gelen olguları parlatarak..
İnsanların “ÖZENTİ”leriyle öylesine güzel oynuyorlar ki..
Bu tür senaryoları “sorgulayan” olursa, önüne katıp sürüklediği kişiler tarafından anında bertaraf ediliyor..
Devletin toplumunu ve kültürünü koruma arzusu bile “toplum düşmanlığı” gibi algılatılıyor..
Bugün bunlardan bir örnek verirsem..
Acaba, Türk toplumunun büyük bir dejenerasyona ve köleliğe doğru son sürat gittiğini birilerine farkettirebilir miyim, bilmiyorum..
Ama, deneyeceğim..
***
Önce, Sabah Gazetesi’nden Mert Vidinli’nin eski bir yazısına dikkatinizi çekeceğim..
“Freelance sevgilim olur musun” başlığını taşıyan bu yazıda..
Eş, nişanlı ya da sevgili olarak, kadın-erkek ilişkilerinin ne kadar çok ”kirlendiğine” şahit olacaksınız..
Yazı şöyle:
***
2019 bitmeden yeni bir ilişki modeli daha literatüre girdi; “Freelance Sevgili..”
Bir arkadaşım kendisini tanımlarken bu tabiri kullandı..
Şaşkın bir ifadeyle yüzüne bakıp hemen sordum;
“Nedir bu freelance sevgili?”
Şöyle açıkladı:
"Özgür takılıyorum, karşımdakine de aynı özgürlüğü tanıyorum..
İstediği zaman arkadaşlarıyla buluşup görüşebilir, gece dışarı çıkabilir..
'Şu saatte evde olacaksın' gibi kurallar yok..
Beklenti de düşük oluyor haliyle..
Birbirimizden büyük isteklerde bulunmuyoruz..
Freelance insan, özgürlüğünü her şeyin önüne koyan insan demek..
Dolayısıyla sorumluluklarımızı ilişki içerisinde belirlerken çok da disiplinli değiliz..
Bakın şu an burada şehrin popüler mekanlarından birinde sizinle yemek yiyorum..
Başka biri olsa, 'bensiz o mekana gidemezsin' der, evde oturtur.."
Vallahi sevdim bu kafayı!
***
Mert Vidinli’nin bu yazısındaki ilişkinin adı, “karşısındakine duyulan güven” değil..
“Herkes herkesle, istediği her zaman, nerede isterse her türlü ilişkiyi kurabilir..”
Mantık bu..
Peki bize, yani bu topluma uyan bir mantık mı bu?
Örneğin; karınızın veya kızınızın ya da oğlunuzun böyle yaşamasını ister misiniz?
İyi düşünün..
Ve ne yapacaksanız, ona göre yapın..
……………………..
GONG
CHP’li belediyeler, kurum ve iştiraklerinde çalışanların asgari ücretlerini 3.100 lira yapacaklarmış..
İyi de..
Bildiğim kadarıyla, o belediyelerde ve iştiraklerinde 4 bin lira altında maaş alan zaten yok..
Maaşları aşağı mı çekecekler acaba?
………………………
ALACAKLILAR BÖYLE İSTİYOR..
Kimi dinlesem, 2020 yılına lanet ediyor..
Ve sanki 2020’den daha iyi olacakmış gibi, “aman şu 2021 gelsin artık” diye umutla bekliyor..
Çok beklemeyeceksiniz, yarın geliyor 2021..
Peki, 2021 gelince;
1- Virüs salgını mı bitecek?
2- Gezme, eğlenme, alışveriş yapma, tatil gibi özlemlerimiz mi geri gelecek?
3- Salgın nedeniyle sıkıntı içine giren esnaf, sanayici, tüccar ve üretici mi ferahlayacak?
4- Ölümler mi azalacak?
5- Gelir ve yaşamda ADİL BİR DAĞILIM mı sağlanacak?
6- Siyasetçilerimiz mi akıllanacak?
Hiçbirini beklemeyin..
- Virüste DALGALAR bitmeyecek..
- Dünya nüfusunu azaltma planları değişik şekillerde devam edecek..
- İnsanlar artık ÖZGÜR olamayacak..
- Ekonomik sıkıntı çekenler, çekmeye devam edecek..
- Siyasetçiler yine akıllanmayacak..
Çünkü..
ABD, İngiltere, Almanya, Çin, Fransa dahil dünyada BORÇSUZ hiç ülke yok..
İşte bütün ülkeler kime borçluysa, ALACAKLILAR (buna üst akıl da diyebilirsiniz) BÖYLE İSTİYOR..
***
Akıllı olun..
2021’den medet ummak yerine, kendinizi en kötü senaryoya hazırlayın ve ayağınızı yorganınıza göre uzatın..
Uzatabildiğiniz kadar..
…………………….
TRAFİK
Kurallara duyarlı ol, trafikte mesut ol..