FITRATIN MİSAKI

Yüce Allah bütün peygamberlerden ‘Risalet ve Nübüvvet Misakı’ almıştır. Bu konudaki ayet şöyledir: “Hani biz peygamberlerden kesin sözlerini almıştık; senden, Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan ve Meryem oğlu İsa’dan. Biz onlardan sapasağlam bir söz almıştık.” 

Yüce Allah bu ayetle diğer peygamberlerden aldığı gibi, Hz. Peygamberden (s.a.v.) de sağlam ve güvenli bir söz aldığını hatırlatmaktadır. Bu misak şu anlama gelir: Peygamber ilk planda kendisi Allah’tan gelen her emre uyup itaat etmeli, daha sonra da başkalarını bu emre uymaya çağırmalıdır. O, Allah’ın emirlerini diğerlerine aktaracak ve onları uygulamada zorlama konusunda hiçbir gevşeklik göstermeyecektir. Bu ahde, Kuran’da birçok yerde değinilmektedir.

***

Ali İmran Suresi’nde de bu misaktan daha detaylı olarak şöyle bahsedilmektedir: “Hani Allah peygamberlerden ‘kesin bir söz (misak) almıştı. ‘Andolsun size kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız.’

Demişti ki: ‘Bunu ikrar ve bu ağır yükümü aldınız mı?’ Onlar: ‘ikrar ettik’ demişlerdi de ‘öyleyse (birbirinize ve ümmetinize karşı) şahit olun, ben de sizinle birlikte şahit olanlardanım’ demişti.”  Ve onlara: ‘ben sizin Rabbiniz değil miyim dediğimde onlar da: ‘Evet sen bizim Rabbimizsin, senin bizim Rabbimiz ve İlahımız olduğuna, bizim için senden başka Rab bulunmadığına şahit olduk’ dediler ve bunu ikrar ettiler.

***

Tefsirler, burada peygamberler tarafından verilen sözün, ümmetleri adına olduğunu belirtiyorlar. Bu söz, Hz. Muhammed (s.a.v.)’e yardım vaadidir. Peygamberlerin hüküm ve vaadi, Hz. Muhammed’e yardım yönünde olunca aynı hüküm ümmetleri için de geçerlidir.

Bu sebeple ümmetler zikredilmeyip, verilen söz, onların peygamberlerine izafe edilmiştir.  Öyleyse, “size ne oluyor ki, elçi sizi Rabbinize iman etmeye çağırıp dururken Allah’a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı.

***

Eğer mümin iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin”  Yani Müslüman olduğunuzu söylemenize rağmen, kâfirler gibi davranıyorsunuz. Bu misakla, Allah’a ve Resulüne itaat ve tabi olmanın bilinciyle her bir Müslüman’ın İslam’ı kabul ettiği için Rabbi ile yaptığı anlaşmaya uysun.

Bir başka ayette bu anlaşmaya şöyle değinilmiştir: “Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani ‘İşittik ve itaat ettik’ demiştiniz. Allah’tan korkun; çünkü Allah göğüslerin özünü bilir.”  Ubade bin Samit’e atfedilen bir hadiste Hz. Peygamber bu olayı şöyle anlattığı rivayet edilmektedir:

***

 ‘İyi ve kötü her halükârda beni dinleyecek, bana itaat edeceksiniz. Yoksulluğunuzda veya zenginliğinizde Allah yolunda infak edeceksiniz. Marufu emr, münkerinehyederek, Allah için doğru söz söyleyecek ve bu konuda hiç kimseden çekinmeyeceksiniz.