FESLİKAN, FİYASKO İLE BAŞLAYIP BİTTİ

Bana birileri çıkıp da, “Ya kardeşim yine tarafgir davranıyor ve CHP aleyhinde yazmak için fırsat kolluyorsun” demesin. Ben fırsatı kollamıyor tam aksine yanlışlıkları anlatıyorum. Ayrıca, bırakın fırsat kollama peşinde koşacak zamanım olmadığı gibi sağ olsun CHP’li belediye başkanları o fırsatı bana veriyorlar. Dana doğrusu altın tepside önüme koyuyorlar!

“Yok canım, hadi oradan” diyenlerinizi duyar gibi oluyorum. Bende diyorum ki, “Fanatizmi bırakıp yanlışı görün. Parti pırtı önemli değil” diyorum onlara. Bakın hafta sonunda yani 24 Temmuz 2022 Pazar günü Konyaaltı’nın Feslikan Yaylası’nda yağlı güreşler vardı. CHP’li Konyaaltı Belediyesi haftalardır hazırlık yaptı organizasyon için.

Benim bildiğim bu yıl 24’üncüsü yapıldı. Geçen yıl GELENEKSELDİ. Yani 23’üncüsü! Bu yıl ne olduysa bir anda ULUSLARARASI diye lanse edildi, afişler bastırıldı. Koskoca avukat olan Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen’in tüm paylaşımlarında bile ULUSLARARASI FESLİKAN YAĞLI GÜREŞLERİ ifadesini kullanması dikkat çekiciydi.

Ya böyle olmasını istediler de olmadı, ya da bu organizasyon (ULUSLARARASI) lafta kaldı! Ya da biri yine bizimle dalga geçmek için bu ibareyi kullandı. Geleneksel güreş güme gitti. Öncelikle bir organizasyonun uluslararası boyutta olması için bazı kriterleri var.

Bunun en başında birkaç ülkeden katılımcı olması gerekiyor. Yani farklı ülkelerden sporcu katılımı! Güreşlerde bir tek yabancı güreşçi göremedik. Hani kardeş ülke Azerbaycan, Özbekistan veya Türkmenistan’dan katılım olur hevesiyle çok bekledik. Olmadı.

Eğer bunları bilmiyorsanız bilen birilerine sorun, öğrenin. Yoksa milleti aptal yerine koymayın, koymaktan vazgeçin. Bu olay FESLİKAN’ın ilk fiyaskosu idi.

Gelelim DUALI ÇAYIR’daki fiyaskoya. Geçen hafta güreşlere 56’sı başpehlivan olmak üzere 1000 pehlivan katılacağı açıklandı. Televizyonlardan bu sayısı bir türlü göremedim. Çünkü 55 başpehlivan katılmıştı güreşlere. Sonrası daha vahim. Haftalar önce güreşlere katılacağı açıklanan 660’ıncı Kırkpınar Başpehlivanı Ali Gürbüz koronavirüs olduğu için güreşlere katılamadı.

Bu hayal kırıklığı yaşanırken gözler 661’inci Kırkpınar Güreşleri Başpehlivanı Cengizhan Şimşek’e çevrildi. Şimşek, tüm tanıtımlara, basın lansmanına iştirak etti. Feslikan’da kol bağlayacağı açıklandı.

Pazar günü Feslikan’da göründü son başpehlivan, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in manevi oğullarından birisi olan Cengizhan Şimşek. Boynunda altın kemeri ile.

Halkı ve protokolü selamlamak için anons edildi SON BAŞPEHLİVAN. Davete icabet etti gereğini yaptı. Herkes onu güreşecek zannederken bir anda bir şeyler oldu ama kimse anlamadı!

Kura çekiminde Böcek’in diğer manevi oğulları güreşçiler çağrılırken Cengizhan Şimşek’in adı sanı okunmadı. Kura çekimini ya çağrılmadı ya da gizli bir el çağırttırmadı!

Kimsecikler bir şey anlayamadı tıpkı benim gibi. Sonuçta güreşler yapıldı ve finalde rakibi Furkan Durmuş Altın'ı yenen Böcek’in manevi oğlu Yusuf Can Zeybek, başpehlivan oldu.

2021 ve 2022 Kırkpınar’ın Başpehlivanları Ali Gürbüz ve Cengizhan Şimşek’siz SÖZDE ULUSLARARASI özde GELENEKSEL FESLİKAN GÜREŞLERİ bu iki fiyasko ile başlayıp son buldu.

Sanırım birileri çıkıp güreşseverler ile dalga geçilmesi ve fiyaskolar hakkında açıklayıcı bir bilgi verir. Yoksa böylesine önemli bir organizasyonu ellerine yüzlerine bulaştırdıklarını kabul etmiş olurlar.

Bir sözüm de çiçeği burnundaki Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu Başkanı hemşehrimiz İbrahim Türkiş’e. Sayın Türkiş; “Bu işlere el atın ve böyle rezaletlere artık bir son verilmesini sağlayın. Yoksa bu işleri siyasete kurban edecekler haberiniz ola.!”

BURADAN EKMEK ÇIKMAZ!

Muratpaşa Belediyesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Ümit Uysal’ı severim. Akıllı adamdır. Ancak son dönemde iyiden iyiye BÜYÜKŞEHİR ADAYLIĞI ortaya çıkınca kafası karıştı. Daha doğrusu yerel siyasetten genel siyasete girizgahlar yapmaya başladı. Hani BÜYÜKŞEHİR olmazsa MİLLETVEKİLLİĞİ olsun gibilerden.

Nisan ayında Muratpaşa, geçen yıl 28 Temmuz’da Manavgat’ta yanan alanlarda İHA-1 olarak sınıflandırılan drone ile 50 dönüm yanan orman alanına 15 kilogram kızılçam tohumu attı.

Buraya kadar her şey normal. Bundan sonrası anormal. Gündoğmuş’ta da yanan alanlarda aynı işlem yapılmak istedi. Başkan Uysal, yapılan davetin siyaset nedeniyle iptal edildiğini o günlerde ileri sürdü.

Tabi bu iddiaya Orman Bölge Müdürlüğü anında cevap vermişti. Gerekçe siyaset değil teknik konu. Yani o bölge için yapılacak çalışmanın zamanı geçmiş. Ben öyle anladım o zaman.

Fakat aradan 3-4 ay geçmiş, Manavgat’taki tohumlar filizlenince Başkan Uysal’ın derdi de depreşti. Büyükşehir’e asıldıkça asılıyor ya. Başladı yine aynı türküye, “Keşke siyaset, vatan ve millet menfaatinin önüne geçmeseydi de memleketimizin yanan dağlarına, insan elinin uzanamadığı sarp yamaçlarına daha fazla tohumu ekebilseydik….” diye.

Yahu başkan; sen değil miydin yangın zamanında helikopter kiralamak isteyip izin vermediler diye yaygara koparan. Oysaki bu işler için izin almaya gerek bile olmadığı açıklanınca sus pus olan.

Sevgili Ümit Uysal; bu orman işlerinden partinizin üst düzey yöneticileri dahil hiç birine ekmek çıkmamıştı. Sanırım sana da çıkmadı ama anlayamamışsın.

Sen siyaseti BÜYÜKŞEHİR için yapacaksan sıkı sıkı sarılacağın konular bunlar değil. Başka mecralara bakmanı, öncelikle Muratpaşa’nın sorunları ile ilgilenmeni tavsiye ederim.