FENOMEN TEHLİKE

Sosyal hayat içinde sosyalleşmenin ucunu kaçırmanın sonucu gösteriş ve riya sebebiyle tek yüzlülükten bin yüzlü canavarlığa dönüşülür ejderhalıkla evrimleşen insanlar meydana gelir.

İnsanları kendi haram şöhretleri ile etkileyip onların ebedi hayatları ile dünya hayatlarını Rablerinden gafil edip berbatlaştırmak canavarlık olduğu gibi ağızlarından çıkan haram sözler ateş hükmünde bir ejderhalıktır. Bu durumda doğal ve normal insanlar yerine iblisin ve nefislerin kuklası olan insan modelleri ile karşı karşıya kalınır.

Şöhret konusunda neredeyse olumlu bir yorum izah İslami kaynaklarda bulamadım. Aksine zararlarından ve toplumda ve insanların hayatında oluşturduğu ciddi tahribatları gördüm.

Hâlbuki her şeyin iki bazen çok ciheti olduğuna inanan biriyimdir. Öyle ki bir şehirden bir şehre giderken dahi çok farklı yollardan gidiş yolu bulunabilir. Ateş varlığınca güzeldir yemek pişirmek ısınmak için kullanılsa istifadelidir. Orman yakmak insan pişirmek için kullanılsa zulüm olur azap olur. 

Şöhret mevzusu da böyledir. İnsan eğer benliği gurur ve kibri için şöhreti istese ona ve insanlara zulüm olur. Şöhreti istemese ona nasip olsa ona takılan bu şöhreti hak yolunda kullanmalı.

Mesela, İslamiyet’e uzak ehli dünya birinin mevcut şöhreti ile Kuran okuduğunu ve milyonlara bu hakikatlerini işittirdiğini hidayete erdikten sonra bu eser benim imanımı kurtarıyor sizin de kurtarabilir. İmanlarınızı kuvvetlendirecek bir eserdir diye Nurları ilan ettiğini tüm hayranlarına ısrarla tavsiye ettiklerini düşünsenize.

Belki de bir insanın bugüne kadar kazandığı haram şöhretleri helal cihette dini İslam’a hizmet cihetiyle kullanmış olacaktır. Neşir ve ilan noktasında şöhretini İslami tebliğ için kullanması onu insanlar nazarında belki şöhretini kaybetmesine belki de haram zevkleri kaybetmesine sebep olacaktır.

Şöhret öyle bir şeydir ki, hayrı da büyük olur şerri de büyük olur. Şöhretin içinde hayra koşmak koşturmak ne kadar büyük sevap ise haramı teşvik ciheti ile de o kadar büyük tahribatı ve zararı kazandırabilir.

Zira insanların ekserisi şöhretli insanlara bakarlar onlara özenirler onların sözleri üzerinde düşünür yorum yapar dururlar. Hatta öyleleri vardır ki şöhretine hayran olduğu bir kişinin saç tasarımından konuşma mimiklerine kadar her şeyi ile ona benzemeye çalışır.

Şarkıcı ise şarkılarını edebiyatçı ise yazılarını siyasetçi ise partisini futbolcu ise onun hayatını kısacası takipçisi hayatının önemli bir bölümüne o kişiyi oturtur. Adeta kıymettar kısacık ömrünü zihnini onun ile meşgul ederek boş yere geçirir.

Evet şöhret öyle bir şarap fıçısıdır ki içine düşen insanı sarhoş yapar. Bir balon gibi şişirir ve uçurur. Allah muhafaza secdelere başlar eğilmez olur. Enaniyet ben bilirim ben yaparım en iyi benim gibi şeytani söz ve tuzaklara onları düşürüverir.

Onların şeytanın bu ağına takılması neticesinde onları seven kitlede onların hatalarına ortak olmaya başlarlar. Şakşakçılar ile tepetaklak olan ahiret hayatları artık gaflet perdesi yalancı bir dünya cenneti ile hayatlarına çekilmiş ve karartılmış olacaktır.

Evet, bu hamur çok su götürür. Şöhretin tehlikesi o insana verdiği keyfiden ziyade akıbetlerinde azaba dönüşmesidir. 50 sene önceki sinema filmlerinden oynayan o kadar genç kadın erkek ve sevenleri 50 yıl geçtikten sonra 40’ı toprağa girmiş ölmüş çürüyor. Hayatta kalan 10 tanesi de, sevgi bekledikleri nazardan nefret görüyor.

Üstad hazretlerinin veciz ifadesi ile Şöhret, ayn-ı riyadır ve kalbi öldüren zehirli bir baldır.  Ya bu balı afiyetle yerken afiyetsizliği bir gün ebedi surette çekersiniz. Ya bu balı yemeyip balın sahibine gidersiniz…

YALANCI ŞÖHRETLER

Şöhret için Peygamber mescidini pisleyeni bildim. Şöhret için ahretini perişan edeni gördüm. Ne Firavun, ne Nemrud, ne de Karun’a kaldı bu yalan dünya. Dünyanın kabir taşı ile herkesin başına vurduğunu gördüm. Yolumu ya Rab sana ördüm, düğüm oldum sevginle, Al beni kurtar yalancı şöhretlerden şöhretinin hakimiyetine.