FELAKETLER NEDEN SADECE BİZİ BULUYOR
Orman yangınları, depremler, sel baskınları derken şimdi de
bina yangınlarıyla mücadele ediyoruz. 27 Nisan akşamı İstanbul’daki Akit Medya Grubu’nun
da içerisinde bulunduğu 11 katlı bir binanın bodrum katındaki depoda bulunan
tekstil malzemeleri bilinmeyen bir nedenle tutuştu.
***
Tüm binayı saran alevler nedeniyle çevredeki iş yerleri de
boşaltıldı. Bu olayın yankısı devam ederken bir yangın haberi de İzmir’den
geldi. İzmir’in Narlıdere ilçesinde bulunan 8 katlı, 40 daireli lüks siteyi bir
anda alevler sardı.
Aralarında ünlü sanatçı İbrahim Tatlıses’in de dairesinin
olduğu binadaki yangın 7 saatlik bir uğraş sonucu kontrol altına alınabildi. Yangın sırasında paniğe kapılıp dairelerden
atlayanlar oldu. Bazıları yaralandı.
Neyse ki her iki yangında da yapılan açıklamalara göre can kaybı olmadı. Tek
tesellimiz bu.
***
Öte yandan, bu yangınlar nedeniyle milyonlarca liralık maddi
hasar meydana geldi. Bu yangınla birlikte o lüks sitede oturanların birçok
vatandaşımız dımdızlak ortada kaldı. Belki de çoğunun sigortası yok. Bu zararı
kim karşılayacak?
Konu yargıya intikal edecektir ama eminim bu yangınlarda da
diğer meselelerimizde olduğu gibi kimse sorumluluk kabul etmeyecektir. İş Allah’a havale edilecektir. Ya da bu
yangınların da sorumlusu olarak diğer meselelerde olduğu gibi belki de iç
mihraklar, dış mihraklar, öcüler, böcüler adres gösterilecektir.
***
Yaşananlara bakınca, “Neden bütün felaketler bizi buluyor”
diye kendi, kendime sormadan edemiyorum. Aslında bu sorunun yanıtını bulmak
için aynaya bakmamız yeterli. Asli kusurlu olan biziz. Çünkü İşlerimizin gereğini yapmak yerine,
yapıyormuş gibi yapıyoruz.
***
İşi kitabına uyduruyoruz. İşi kitabına uydurduğumuz için
yargı yoluyla da sonuç alamıyoruz. Çünkü kağıt üzerinde her şey normal
görünebiliyor. Fiili durum ise başka çıkabiliyor. Sonra da “bütün felaketler
bizi buluyor” diye kıvranıyoruz.
Yıllar önce Antalya’daki bir itfaiyeci anlatmıştı. Çok katlı
mağazalarda bir yangın çıkması halinde çok büyük can kayıplarının olabileceğini
söylemişti. Niye diye sorduğumda bu binaların birçoğunun yapılan tadilatlarla
pencerelerinin kapatıldığını, yangın merdivenlere çıkışı sağlayan kapıların da
hırsızlık endişesinden dolayı kilitli tutulduğunu anlatmıştı.
***
GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE’M
Ayrıca binaların dış cephelerindeki kaplama malzemelerin de
çok yanıcı olduğunu söylemişti. Şimdiki durumu bilmiyorum. Ama İzmir’deki o
lüks sitenin de çıra gibi yandığını gördük. Çok geçmiş olsun Türkiye’m…