FARKINIZ YOKMUŞ MEĞER!

“Katil devlet, hatta seri katil”, “devlet katliam yapıyor” gibi ahlaksızca kirli ağızlardan yapılan alçak suçlamalar ile “Tehditlerini vazife bilerek üzerimize gelen kurşunları çek eğer geleceksen sen gel” sözü arasında bir fark var mı?

***

Sözler arasında bir fark göremiyoruz ama en azından söyleyenler arasında çok fazla fark olduğunu düşünüyorduk aslında… Meğer yanılmışız!

Devletini ve milletini seven bir insan olarak değerlendirdiğimiz kişilerin hangi şart altında olursa olsun devletine ve yöneticilerine karşı kin kusma fırsatı beklediğini kabul etmez, edemezdik.

***

Ancak son yaşadığımız bazı hadiseler gösteriyor ki koltuk hırsı veya kaybetme korkusu bazı insanları o kadar çok değiştirebiliyor ki nereye nasıl çamur atacaklarını bilemez hale gelebiliyorlar.

Emperyalist güçlerin, kandil artıklarının ve bilumum devlet, millet düşmanlarının kullandığı dili kullanmak, onlarla aynı pencereden bakarak bu ülkeye ve idarecilerine saldırıya geçmek adeta geçmişte bizden gibi görünüp bizden olmayanların görevi haline gelmiş.

***

 “Hangi şartta olursa olsun biz bu vatanın, bayrağın ve milletin sevdalısıyız” diye yola çıkanların “Kırat” misali yanında durduklarının huyundan ve suyundan bu kadar çabuk etkilendiğini görmek, onların değirmenine su taşıdıklarına şahit olmak insanı geçmişte yaşanılan günlere üzülmeye, gelecek adına da endişe duymaya sevk ediyor.

***

Nasıl etmesin ki?

Uzun yıllar geriye gitmeye gerek yok. Yakın tarihimizde ülkemizde yaşanan vahim hadiselere baktığımızda Kandildeki sarı torba adayları ile onların şehirlerde yaşayan artıklarının ilk önce devleti suçladıklarına, devletimize olan kinlerini kustuklarına şahit olmadık mı?

***

Mesela Ankara gar saldırısı, Suruç’ta yaşanan patlama, Afrin’deki veya Cudi, Gabar, Tendürek ve benzeri askeri operasyonlar sadece birkaç örnek olarak verilebilir. O dönemlerde o alçakların kullandıkları dile bir bakınız bakalım aşağıdaki satırlardan ne farkı var!

***

 “Devri iktidarınızda evime, dava arkadaşlarıma yönelen tüm saldırılar cezasız kalmıştı.  Bugün de İstanbul İl Başkanlığımıza silahlı saldırı düzenlendi Recep Bey! Tehditlerini vazife bilerek üzerimize gelen kurşunları çek; eğer geleceksen sen gel!”

Allah aşkına bu nasıl bir üslup, bu nasıl bir çağrı ve bu nasıl bir anlayıştır Meral Hanım. Siz ki bu ülkede içişleri bakanlığı koltuğuna oturmuş bir kişisiniz. Sorumluluk makamının ne olduğunu bilmeniz gerekmez mi?

***

Koltuk hırsınız, geçmişte size öğretilen veya öğretilmeye çalışılan ama özellikle koalisyon ortaklarınız ile sık sık görüştükten sonra sizde zerresine şahit olmadığımız ülkücü şuurunun önüne geçmiş olabilir ancak, keşke geçmişte birlikte siyaset yaptığınız dava arkadaşlarınızın şuuru ile hareket edip devlete ve idarecilerine güvenebilseydiniz.

***

Bu ülkenin polisi var jandarması var kardeşim, siyasi idare belki savsaklayabilir ancak biz bu konunun devlet eli ve aklıyla en kısa zamanda aydınlığa kavuşmasını bekliyoruz deseydiniz ve doğrudan ülkenin Cumhurbaşkanına sallama paylaşımı yapmasaydınız daha güzel olmaz mıydı?

***

Elbette olurdu da…

Kandil artıklarının, Pensilvanya uzantılarının hatta aynı masada beraber yol yürüdüğünüz yoldaşlarınızın “sifon çekmesine”,

Kandilde yaşayan mağara farelerinin ve uzantılarının ortaklarınızla beraber sizi göklere çıkarıp “100 yıllık Cumhuriyeti değiştireceğiz” hayallerine ses çıkarmadığınız sürece artık Türk Milletinin gözünde yok hükmündesiniz!

***

Hani seçim afişlerinde belirtiyorsunuz ya; “tarih yazacağız” diye

Gerçekten tarih yazacaksınız!

Yoldaşlarınızla aranızda hiçbir fark olmadığının tarihini…