FARKINDA MISIN?
İnsanoğlu yaşamı boyunca olmayanın peşinden gitmeyi seviyor. Olduramadığını oldurmaya çalışırken ömrünün en verimli, en sağlıklı yıllarını heba ediyor. Aslında biliyor ki ne yaparsa yapsın akıldakini olduramayacak.
***
Olanlar
ve olmayanlar... Olduramadıklarımızla başımız dertte. İnsanoğlu neden hep
olmayanın peşindedir ki? Bazen, hayatı çok zorlamaya gelmiyor. Bir yerden illa
ki kırılıyor, illa ki inci tanesi gibi dağılıyor.
***
Bilmediğimiz
bir yerde sıkışıp kalabiliyoruz. Tanımadığımız insanların arasında kayıplara
karışıp sır olabiliyoruz. Zihninin kör noktasında cevaplanmayı bekleyen tek bir
soru ile çıkmaz sokak son durağınız olabiliyor.
***
Yıllar
önce okuduğum bir kitapta şöyle bir cümle yazıyordu;
“Yaşamın
sırrını başkalarında bulmaya çalışma. Her yaşamın sırrı kendi içinde, kendi
kimliğinde şekillenir. Sen; neyi, nasıl hayal ediyorsan onu yaşarsın. Dön ve
kendine bak. Baktığın kişi de ne görüyorsun yaşam sırrın orada dostum.”
***
Evet,
aslında birçoğumuzun yıllarca aradığı sorunun cevabı belki de bu cümlede hayat
buluyor. Hemen hemen hepimiz kendimizden çok bir başkasının başarısını,
yaptıklarını, yapacaklarını, ne ettiklerini ne etmediklerini hayatımızın
merkezine koymadık mı? Hadi dürüst olalım kendimize ve bir öz eleştiri yapalım.
Başkalarıyla ilgilendiğimiz kadar kendi benliğimizle ilgilenmedik. Başlarını
önemsediğimiz kadar kendimizi önemsemedik. Ne hissettiğimiz, ne istediğimizi
bir kez olsun bile kendimize sormadık mesela...
***
Ömrümüzün
en verimli yaşlarını yapraklarımızı kurutarak geçirdik. Kör bıçakla keser gibi
hayatımızın şah damarından her gün yavaş yavaş kestik. Aklımız başımıza geldiği
vakit ise çok geç olduğunu fark ettik. Nihayet iki elimizin arasına başımızı
alıp koyduğumuzda yazarın da dediği gibi her yaşamın sırrının kendi kimliğinde
şekillendiğini öğrenmiş olduk. En büyük kötülüğü farkında olmadan kendimize
yaptığımızı anlamanın hüznüyle aynaya yansıyan gerçeğe tosladık.
****
Ve
insanoğlu anlıyor ki anlatmakla anlaşılır olunmuyormuş. Bazen
gösterebilmek gerekiyormuş.
Sıkışıp
kaldığın yerden gün yüzüne çıkabilmek için belki de şu soruyla ilk adımı atmak
gerekiyor.
Evet,
sevgili ben, bu sorum sana; sahip olduğun değerlerin farkında mısın?
Yaşamın
sırrını çözmek için kendinin farkında mısın?
***
Yılların
acısını; bir güne, belki bir saate sığdırmaya çalıştığımız anların sayısının ne
kadar fazla olduğunu bilen var mı? Bence sayısız kez...
Çözülmek
istediğimiz yerden daha da sıkı bir kördüğümle olduramadıklarımıza
bağlanıyoruz.
Aslında
her şeyi oluruna bırakmak lazım ama oluruna bırakmaya sabrı olmayan
benliğimizle olacakları da olduramıyoruz çoğu zaman.
***
Ve
böyle zamanlar kendimizi daha iyi tanımamız için büyük fırsat...
Sahi
aramızda kendini daha iyi tanıyan biri var mı?
Kendinin
farkında olan var mı?