FARİOLİ RUHU SAHADAYDI

Öncelikle 3. Lig’de şampiyonluk mücadelesi veren takımımız Alanya Kestelspor camiasına geçmiş olsun diyerek yazıma başlıyorum. Daha önce aynı yerde Alanyaspor futbolcuları da kaza yapmış ve Joseph Sural’ı kaybetmiştik. Bu konuda yetkililer nasıl bir çözüm bulur bilmiyorum ama o bölge ile ilgili önemli adımlar atılması gerektiği kesin. 13 yaralı olduğunu öğrendik, umarım takımımızda can kaybı yaşanmaz ve tek tesellimiz bu olur. 


Maça dönecek olursak takımın başında henüz ikinci maçına çıkan Ersun Yanal, kazanan kadro bozulmaz mantığı ile geçtiğimiz hafta Başakşehir’i yenen on bir ile sahadaydı. Tek değişiklik ise kırmızı kart cezalısı olan Leroy Fer yerine Lusamba oynadı. Geçtiğimiz hafta savunmada çok iyi bir görüntü çizen takımı bozmamak mantıklıydı ama Fer muhteşem bir oyunla galibiyette önemli pay sahibiydi. Lusamba her ne kadar enerjik ve istekli olsa da Fer’i sahada aradık ve çok daha fazla pozisyon veren bir takım gördük. Tabi ki bunda deplasmanda olduğumuz için rakibin sürekli hücum düşünmesi ve takımın deplasman fobisi de etkiliydi. Farioli döneminden kalan bu deplasman fobisi yüzünden adeta futbolcularımızın ayakları topa gitmiyor ve yapabilecekleri en basit işleri bile yapamıyorlar. Deplasmanda alınacak bir iki galibiyet bu durumu tersine çevirir ama bugün olmadı. 


Farioli’nin başını yiyen takıntılı savunmadan pas yaparak çıkma oyununu Ersun Hoca’nın tercih etmeyeceği kesin. Ancak futbolcuların uzun süredir devam eden bu alışkanlıklarını bırakmaları zaman alacaktır. Yine savunmadan çıkarken kaybettiğimiz iki topla kalemizde iki gol görmemiz Farioli’nin etkisinin takımda devam ettiğini gösterdi bizlere. Ersun Yanal modern futbolu yakından takip eden ve etkili hücum setleri oluşturabilen bir teknik adam. Ancak bu kadar kıse sürede bu hücum atraksiyonlarını takıma vermesi imkansız. Bu noktada ilk etapta az gol yiyip hücum işini sonraya bırakırız gibi bir mantık ile iki maçtır sahaya çıktığını düşünüyorum. Yapılabilecek olan da budur. Ancak bu şekilde bireysel hatalardan gol yiyince hücum etmek gerekiyor ki biz bunu şu an başaramıyoruz. Sadece yan toplardan gelen ortalarla gol aramak ve futbolcuların bireysel yeteneklerine bakan bir hücum planı yapmak durumundayız ve bunu da beceremedik. Şu aşamada en azından yan toplarda ceza sahası içinde biraz daha çoğalmamız ve toplara hamle yapmamız gerekiyor. Gelen ortalarda sadece bir iki kişi içeride oluyor onlarda topa gitmek yerine adeta toptan uzaklaşıyorlar bunu acil düzeltmeliyiz. 


Tabi ki ileride güzel hücum setleri ve daha sağlam adımlarla ileriye çıkan bir takım izleyeceğimize eminim. Ersun Hoca sanırım bu yılı bir şekilde tamamlayıp gidecek ve kalacak oyunculara bakacaktır. Seneye ise gerçek futbolunu sahaya yansıtacaktır. Hocaya tek eleştirim oyuncu değişiklikleri ile alakalı olabilir. Lusamba ve Umut gibi iki defansif hattı maç boyu bozmadı. Bu iki oyuncu sezonda toplamda 2 gol ve 2 asist yapmış sadece savunma yönü güçlü isimler. Efkan, Efecan ve Hassan yerine bu hattı tek isme bırakarak hücumda çoğalabilirdi. Özellikle sürpriz golleri olan Oğuz ve uzaktan şut becerisi ile kilit açabilen Balkovec maç 1-0’ken sahaya girmeliydi. Çok geç oyuna girdiler ve bir varlık gösteremediler. 


Bir enkaz olmasa da takımın zor bir döneminde bu görevi üstlenen Ersun Hoca’nın kredisi hala tam. Umarım yavaş yavaş bir şeylerin değişmeye başladığını görürüz.