Fahrettin Altun: Karşılıklı anlayışı teşvik etmek herkesin yararına olacaktır
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Türkiye ile Yunanistan arasında karşılıklı anlayışı teşvik etmek, ticaret fırsatlarını genişletmek, halklar arası bağları derinleştirmek ve ortak refah için gayret göstermek herkesin yararına olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Yunan gazetesi Ta Nea'nın, Türkiye-Yunanistan ikili ilişkilerine yönelik sorularını yanıtladı.
İki ülke arasındaki anlayış gösterilmesi gereken meselelere
ilişkin bir soru üzerine, kültürel mirasların muhafazasının daha fazla
işbirliği ve empati gerektirdiğini belirten Altun, Parthenon mermerlerinin
Yunanistan'a iadesi hususunda Türkiye tarafından verilen desteğin bu açıdan
önemli bir örnek teşkil ettiğini ifade etti.
Bir başka örneğin de Ege denizi olduğuna işaret eden Altun,
"Yunan kamuoyunun, Ege'nin bir Yunan gölü olmadığını, Türkiye'nin de bu
denizi uzun bir kıyı şeridiyle paylaştığını, Ege Denizi'yle ilgili meşru
haklara ve hayati çıkarlara sahip olduğunu anlaması süreç için faydalı
olacaktır." diye konuştu.
Altun, böylesi bir anlayışın, Ege'deki tüm sorunların
uluslararası hukuka uygun olarak barışçıl bir şekilde çözülmesine de katkı
sunabileceğini vurguladı.
Yunanistan'da yaşayan Türk azınlığına yönelik muamele
hususunda da karşılıklı anlayışın geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen
Altun, "Türk azınlığı, tıpkı Türkiye'deki Yunan azınlığının sahip olduğu
özgürlüklere benzer şekilde, seçilmiş dini liderlerinin resmen tanınmasını ve
etnik kimliklerini herhangi bir yasal veya idari tepki korkusu olmaksızın ifade
edebilme özgürlüğü istemektedir. Türk-Yunan Medya Forumu gibi girişimlerin,
halklarımız arasında daha güçlü bağlar ve anlayış inşa edilmesinde hayati bir
rol oynayabileceğinden eminim." değerlendirmesinde bulundu.
"İkili ilişkilerdeki diyalog ve 'sakin sular'
görüntüsü, Yunanistan ve Türkiye hükümetleri üzerindeki iç baskı nedeniyle
bozulabilir mi?" sorusu üzerine Fahrettin Altun, "iç baskı"
ifadesiyle Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginliğin sürdürülmesinden çıkar
sağlayan çevrelerin kastedildiğini söyledi.
Süregelen diyaloğun ve işbirliğinin, bu çevreleri etkisiz
kılma potansiyeline sahip olduğuna kati bir biçimde inandığını belirten Altun,
gelecek nesillerin refahının, ikili ilişkilerin güçlendirilmesine bağlı
olduğunu kaydetti. Altun, "Karşılıklı anlayışı teşvik etmek, ticaret
fırsatlarını genişletmek, halklar arası bağları derinleştirmek ve ortak refah için
gayret göstermek herkesin yararına olacaktır. Bu hedeflere öncelik vermek
suretiyle, bu ilerlemeyi sekteye uğratmak isteyenlerin, işbirliği ve barışa
giden yolu engelleyemeyecek şekilde saf dışı kalmalarını sağlayabiliriz."
dedi.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye'nin, Kıbrıs'ta iki
bölgeli, iki toplumlu bir federasyon için BM tarafından belirlenen
parametreleri kabul etmek için ne talep ettiğinin sorulması üzerine,
federasyonun temelinde takriben 60 yıl süren sonuçsuz müzakerelerin ardından
Türklerin, modası geçmiş ve yaşaması olanaksız federasyon modelinden rızalarını
çektiğini ifade etti.
Altun, BM'nin ve uluslararası toplumun, artık her iki
tarafın da rızasını almayan bir çözüm modelinde meşru olarak ısrar etmesinin
mümkün olmadığını kayda geçirdiğini anımsattı.
Fahrettin Altun, "Nihayetinde sahadaki gerçeği kabul
etmenin zamanı gelmiştir. Bu gerçek, Kıbrıs Adası'nda iki ayrı halk ve iki ayrı
devlet olduğudur. Tarih, bize ancak bu temelde bir çözümün başarılı
olabileceğini hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde göstermiştir. Ne Kıbrıslı
Türkler ne de Türkiye, bir 60 yılı daha heba etmek istemektedir." diye
konuştu.
"SÖZ KONUSU
YUNANİSTAN İLE İLİŞKİLERİN DERİNLEŞTİRİLMESİ OLDUĞUNDA, BİZİM İÇİN SINIR
YOKTUR"
Fahrettin Altun, gelecek yıl Ankara'da gerçekleşecek 6. Yüksek
Düzeyli İşbirliği Konseyinden (YDİK) beklentilerin neler olduğu sorusu üzerine
Altun, YDİK'in ikili ilişkilerdeki olumlu ivmeyi daha da hızlandırma fırsatı
sunacağını belirtti.
Bu toplantıların, her iki tarafın hemen hemen tüm
bakanlıklarını ilgilendiren geniş bir konu yelpazesini kapsadığına işaret eden
Altun, son iki yıldır düzenli olarak bir araya gelen liderlerin yanı sıra
birçok bakanının da mevkidaşlarıyla mevcut ve potansiyel işbirliği alanlarını
ele alma imkanı bulacağını bildirdi.
"Türk-Yunan ilişkilerinin gelişme düzeyine ilişkin
ulaşmak istediğiniz çıta nedir?" sorusuna Altun, "Cevap basit, böyle
bir çıta yok. Söz konusu Yunanistan ile ilişkilerin derinleştirilmesi
olduğunda, bizim için sınır yoktur." yanıtını verdi.
"TÜRKİYE VE
YUNANİSTAN, AYNI COĞRAFYAYI PAYLAŞAN İKİ KOMŞU ÜLKEDİR"
Yunanistan ve Türkiye'nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatı'na ortak aday göstermesine ilişkin bir sorusuna karşılık Altun,
şunları kaydetti:
"AGİT'te Genel Sekreterlik ve Demokratik Kurumlar ve
İnsan Hakları Ofisi Direktörlüğü görevlerine ortak aday göstermemizin başarıyla
sonuçlanmasının iki hususu açıkça ortaya koyduğuna inanıyorum. Bunlardan
birincisi, bölgesel ve uluslararası platformlarda Türk-Yunan işbirliği ve
dayanışması için büyük bir potansiyel olduğudur. İkincisi ise bu işbirliği ve
ortak çalışmaların uluslararası toplum tarafından büyük takdirle
karşılandığıdır. Esas itibarıyla, bu gayet doğal bir durumdur. Türkiye ve
Yunanistan, aynı coğrafyayı paylaşan iki komşu ülkedir. Bizler hem Akdeniz hem
de Avrupa halklarıyız. NATO müttefikiyiz. Günlük hayatlarımızda benzer
alışkanlıklara sahibiz. Belirli konularda çözümlenmemiş farklılıklarımız
olmakla birlikte, her iki ülkenin karşılaştığı zorluklar ile bölgemiz ve
ötesindeki çıkarlarımız büyük oranda örtüşmektedir. İşbirliği, odağımızı
ihtilaflarımızdan uzaklaştırıp ortak hedeflerimize yöneltmemizi sağlar.
Karşılıklı ekonomik ilişkilerimizi geliştirmek gibi her iki taraf açısından
faydalı olduğu aşikar bir amacın yanı sıra, işbirliğimizi artırma konusunda
akla gelen diğer alanlar arasında, iklim değişikliği, terörizm ve düzensiz
göçle mücadele, ortak girişimlerden doğabilecek sinerjiler yoluyla her iki
ülkenin halihazırdaki geniş turizm potansiyelini genişletmek, bilimsel
projeleri, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini ortaklaşa takip etmek vb.
sayılabilir. Son dönemde AGİT'te elde ettiğimiz başarıdan da faydalanarak,
ilgili uluslararası ve bölgesel örgütler kapsamında bu alanlarda birlikte
çalışabileceğimizi ve çalışacağımızı söylemeye elbette gerek yok."
AA