EXPO 2016 ALANI PLATO YAPILMALI

Bundan tam 5 yıl önce kuruldu kurulacak, açıldı açılacak, dünya bize gıpta ile bakacak derken EXPO 2016’yı büyük bir gururla yaptık. Üzerinden bunca sene geçti o alan atıl kaldı. Bunu kimse inkar edemez. O canım alanı bir türlü değerlendiremedik.

Çünkü bürokrasi hazretlerini bir türlü aşamadık. Bir de buna siyasi çekişme eklenince canım alan gitti. Öyle gitti derken yok olup gitmedi. Atıl kaldı, çiçeklerin çoğu kurudu. Velhasıl koruyamadık. Kimi zaman konserlere kimi zaman da düğünlere açtık. Aslına göre kullanamadık.

Kimimiz turizme açılsın istedik timimiz ise oranın iyi bir üniversite olacağını iddia ettik. Hatta EXPO 2016 alınan iyi bir sağlık turizmi tesisi olması gerektiğini akıl verenler oldu. Yetmedi; buranın Survivor için Acun Ilıcalı’ya tahsis edildiğini bile iddia edenler oldu. Vır vır dırdır ile koskoca 5 yıl geldi geçti.

Gelinen noktada geçen sene İngiliz yönetmen Guy Ritchie ile ünlü aktör Jason Statham’ın bir araya geldiği aksiyon filmi olan ’Five Eyes’in çekimlere EXPO 2016’da yapıldı. Film gösterime girince dünya hem Antalya’yı hem de EXPO alanını bir kez daha görecek. Yani bu alan filmler için kullanılırsa hem yaşatılır hem de gelir elde edilir.

Bu konuya nereden geldiğimi anlatayım. Geçen cumartesi, Antalya’nın lideri ‘LİDER TV’de hazırlayıp sunduğum TURUNCU KOLTUK’un ilk konuğu olan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy burayla ilgili önemli bir mesaj verdi. İngiliz yönetmen Guy Ritchie görüştüğünü ve yeni film projelerini Antalya’da hayata geçirmek istediklerini yönünde talep geldiğini anlattı Bakan Ersoy.

Ersoy, “EXPO 2016 ile ilgili birkaç yapımcı ile görüşüyoruz. Burası onlara göre çok iyi bir film platosu. Umarım burası atıl duracağı yerde film platosu olarak kullanılır” dedi. İnşallah öyle olur. Çünkü, Guy Ritchie 6 ülkede çekebileceği sahneleri aynı anda Antalya’da çekebileceğini ifade etmiş. Dolayısı ile bu cümlelere baktığımız zaman sadece EXPO 2016 alanı değil Antalya’da kazanmış olacak bu çalışmalar ile.

İşin özü; EXPO 2016 alanı film platosu olarak kullanılırsa hem koruması sağlanmış hem de atıl vaziyetten kurtarılmış olacak. Hatta bu platolar ziyarete açılarak ekstra gelir bile elde edilebilir. Tıpkı ABD’deki film platolarına yapılan turistik turlar gibi.

Olur mu olmaz mı bilemem ama olursa çok iyi olur.

BANA DEĞİL BAŞKANA

İstemesem de yazım dönüş dolaşıp Elmalı’ya geliyor. Ne olur bana bunun için kızmayın. Çünkü yazılarımda öyle anlaşılmaz cümleler kurmam, dansöz gibi kıvırıp cümleler kurmam. Biriyle ilgili yazdığım konuları dosdoğru yazar adresi veririm. İyi anlaşılsın diye, kimseye iftira atmayayım diye yazılarımın hepsini belgeye dayandırır yani ayağını yere bastırırım.

Türk'ün ilk er meydanı olarak bilinen 669'uncu tarihi Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri’nde öncesi ve sonra skandalları tek tek kaleme aldım. Son olarak geçen hafta Güreş Ağası hakkında Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk’ün meclis konuşmasındaki açıklamaları kullanarak ortaya çıkan skandalı anlattım.

Güreş ağalığını 1 milyon 377 bin lira ile Mehmet Gök ve 17 yaşındaki oğlu (değilmiş yeğeni imiş. Bu ayrı bir konu) Yunus Gökalp Gök kazandı. Buraya kadar her şey normal. Anormal olanı, ihaleyi kazanan Mehmet Gök ve oğlu (yeğeni) 1 Milyon 377 bin liranın 377 bin lirasını peşin geri kalanını 25 Aralık’a çek olarak veriyor.

Başkan Halil Öztürk bunu mecliste açıklıyor. Diyor ki, “Bizde esnafız. Bir ay içinde hepsini alacağız dedik. Sağolsun, 377’sini getirdi. Hayalimizin üstünde bir rakam oldu. Adam kendide bilemedi bu rakama gideceğini. Bizden rica ettiği Aralığın 25’ine kadar. ‘Bir yerden param gelecek, gelirse daha önce öderim’ dedi. Çok yüksek rakam olunca bende bir şey diyemedim. Bizde esnafız yani. Bir ay içinde hesap görülür hesap kesilir dedik amma olmadı. Yıl içinde olacağı için prosedür yerine gelmiş olacak. Çok sıkışırsak parayı isteyeceğiz.”

Yani ağanın parası olmadığını Başkan ifşa etmiş mi? Etmiş!  Bunu bende köşemde kaleme almışım ve kamuoyunu bilgilendirmişim. Eeeee. Başkan mı suçlu ben mi?

Bunları tek tek ağa ve oğlu(yeğenine) sosyal medya üzerinden anlattım. Bana değil Başkan Öztürk’e sorularınızı yöneltin diye. Ama onlar ne yaptı biliyor musunuz? Sözde tekzip gönderdi.

Avukatları Özge İrem Aksu aracılığı ile. Birincisi tekzip mahkemeden çıkartılır. İkincisi açıklama noterden gönderilir. Yazılan yazılar mahkeme kararı ile kaldırtılır. Bunun şekli ve şemali bellidir. Öyle 4 satır yazı ile olmazzz.

Hadi geçtim bunları, avukat hanım bilmiyor olabilir ama en azından bilen birine sorabilirdi bunun usulünü. Neyse o onun bileceği bir şey. Ancak gönderilen 11 satırlık e-mail tekzip yazısında, ağanın Mehmet Gök olduğundan bahsediliyor. Yani Yunus Gökalp Gök ortalarda yok.

Gök’ün basiretli bir iş insanı olduğu söyleniyor. Karalama yaptığım ve iftira attığım söyleniyor. Yahu ben basiretsiz diye bir tek kelime söz etmedim ki! Kendisini karalamadım ki! Kendisine yazıyla saldırmadım ki! İddialarda bulunmadım ki! Varsayım değil meclis açıklaması ile yazımdım.

Bunun belgesi açık ve net canlı yayın kayıtlarıdır. Yazımı akli selim okuyanlar ne anlatmak istediğimi açıkça anlamış ama ne ağa ne de avukat hanım anlamamış.

Ha bir de ağanın etrafına ‘Züğürt Ağa’ lafına bozulduğunu söylediğini duydum. Valla ağam hiç bozulma. Bak TDK’ya göre ‘Züğürt (Parasız, yoksul, meteliksiz olan kimse)’ anlamına geliyormuş.

Bilmem anlatabildim mi? Siz yine de gidin hesabı sizi ifşa eden Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk’e sorun. Tamam mı?