EVDEN OKULA: GEÇİŞ SERÜVENİ
Birçoğumuzun çocuğu, tatilin son ermesiyle birlikte okullarına geri döndüler. Peki bu okul hayatına yeni başlayan, okul değiştiren veya sınıf değiştiren çocukların okul psikolojisi ne durumda olmakta, ebeveynler bu duruma karşı nasıl yaklaşmalılardır. Gelin birlikte inceleyelim.
***
Okula başlamak bir hazırlık gerektiriyor. Tabi ki buna kırtasiye ile başlayıp psikolojik hazırlıkla devam ediliyor. Çocuk bu toplumsal, sosyal, bedensel ve zihinsel hazırlıklar sonrası ise minik ilkokul kariyerine başlıyor.
***
Çocuğumuzu bu evreye nasıl hazırlamalıyız?
***
Başarıyı odak nokta haline getiren temel eğitim düzeni ve akademik başarıyı kabuk gören ebeveyn isteği karşısında çocuğun bu nitelik yüklemelerine hazır olması gerekmektedir. Bu olağanüstü talebin bir karşılığı olabilmesi için ebeveynlerinde gerekli özveriyi göstermesi gerekiyor.
***
Çocukta, zihinsel ve fiziksel gelişimlerin yaş standartlarına uygun olması, güven duygusunun gelişmiş olması, ebeveyne olan talebinin azalması ve sosyal iletişim becerilerinin güçlü olması gerekir.
***
Okula ilk adımını atan çocuğun odaklanmada sorun yaşamaması, belirli bir süre aralığında (1 ders=40 dakika) oturabilecek düzeyde olması, iletişim dilini iyi kullanabilmesi ve doğru el-kol becerilerini gerçekleştiriyor olması beklenir.
***
Okul evresi öncesinde naif disiplin sisteminde büyüyen, sınırları belirlenmiş olan ve özgüven yüklemesi yapılmış çocukların okul ortamına uyumu daha kolay olmaktadır. Güvenli bağlanması doğru yönde gerçekleştirilmiş olan çocukların değişkenlik gösteren şartlara ve ortamlara çok daha çabuk alıştığı bilinmektedir.
***
Bu çocukların avantajlarından birisi de şudur; Denemekten korkmaz. Başarısız olsa da yeniden dener ve farklı bir yol üretmeye çaba gösterir. Buna ek olarak sosyal gelişimini doğru tamamlamış olan çocukların kendini ifade etme, arkadaş ortamı oluşturabilme, kaybetme ve kazanma duygularının doğru geliştiği görülmekte yani bu durum okula uyumu da “fobi” olmaktan çıkartıyor.
***
Psikologlar olarak sık sık karşılaştığımız diğer bir durumda şudur;
Sosyal gelişim noktasında yetersiz kalmış çocuk, okul ortamına ve çevresine uyum sağlamakta oldukça problem yaşamakta ve şiddet eğilimli bireyler haline gelebilmektedir. Anne-babadan ayrılma endişesinin ortaya çıkardığı “sosyalleşememe” durumu yalnızlık ve depresyon etkisini de artırmakta olup çocuğun sağlıklı ruhsal donanıma sahip birey olmasının önüne geçmektedir.
***
Her kademedeki çocuğun (ilkokul, ortaokul, lise vb.) okula olan hazırlık düzeyi, gelmesi planlanan olası akademik başarıyla doğru orantılıdır. Yani çocuk öğrenci olmaya, ebeveynler ise “veli” olmaya hazır olmalıdır.
***
Anne-babaya düşen sorumlulukları şu şekilde tanımlayabiliriz:
• Okulu, öğretmeni tanımak bunları çocuğa doğru tanıtmak
• Okulların ilk günleri çocuklara eşlik etmek ve olabildiğince stressiz görünmek
• Çocuğun okula hazırlanmasını son dakikaya bırakmamak
• Gününün nasıl geçtiğini sürekli olarak sormak, ilgiyi göstermek
• Okul dönüşünde yapılacak aktiviteleri çocukla birlikte seçmek ve uygulamak
• Uyku düzenine oldukça dikkat etmek ve bu sürelerin belirli aralıklarla güncellenmesini sağlamak
• Hatalı davranışlarda ceza yöntemini değil öğretici ve uygulayıcı yaklaşmayı göstermek
• Ödevler sırasında sizden istediği yardımı sınırlayarak çözüm kabiliyetinin gelişmesine destek olmak
***
SON SÖZ
İşte tüm bunları yaparken uzman desteği almakta oldukça önemli. Doğru eğitim kadar gidilecek yolun analizi de oldukça önemlidir.