CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ADANA'DA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana'da katıldığı programda, yurt eleştirilerine tepki göstererek, "Bizim tek üzüntümüz hayatın doğal akışı içinde yaşanan hadiselerin abartılması marjinal çevrelerce çarptırılması, mecrasından çıkartılarak istismar aracı haline dönüştürülmesidir. Bu istismar siyasetini son günlerde yurt meselesinde bir kez daha gördük. Geçtiğimiz yılın ve bu yılın başvurularının üst üste binmesiyle oluşan geçici yoğunluk, kadrolu militanlar tarafından istismar edildi. Öğrencilikle hiçbir alakası olmayan bu kişiler, parklarda ve sokaklarda poz vererek devletimizin bu alandaki yatırımlarını gölgelemeye çalıştı. Oysa Türkiye, yüksek öğretim alanında dünyanın öğrencilerine en yüksek kapasitede ve en yüksek kalitede barınma imkanı sağlayan ülkesidir." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Adana'daki Çukurova Üniversitesi'nde yapımı tamamlanan tesislerin açılış programında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, koronavirüs salgınıyla birlikte köklü değişikliklere gittiklerini kaydederken, "Tüm dünyayla birlikte ülkemizi de etkileyen koronavirüs salgınıyla birlikte hayatımızın birçok alanında sıkıntılar yaşadık. Eğitimden turizme beşeri ilişkilerimizden sosyal yaşamımıza kadar salgın gerçeğini dikkate alarak, köklü değişikliklere gittik. Salgının en yoğun yaşandığı dönemde insanımızın hayatını tehlikeye atmamak adına biz de diğer ülkeler gibi uzaktan eğitim modeline geçtik" dedi. Bu süreçte hem lise, ortaokul ve ilkokul seviyesinde hem de üniversite düzeyinde eğitimin kesintiye uğramaması için her türlü çabayı gösterdiklerini söyleyen Erdoğan "Uzaktan veya hibrit eğitimin yüz yüze eğitimin yerini tutmayacağını hepimiz biliyoruz. Bunun için aşılamada elde ettiğimiz mesafeyle hastalıkla mücadelede kazandığımız tecrübeler ışığında hamdolsun bu sene yüz yüze eğitimi tekrar başlattık. Son 1 aydır Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı okullarda ciddi bir sıkıntı yaşamadan eğitim öğretim faaliyetleri başarıyla sürüyor. İnşallah benzer bir başarıyı üniversitelerimizde yakalayacağımıza inanıyorum. Amacımız şartları sonuna kadar zorlayarak her seviyede yüz yüze eğitimi devam ettirmektir" diye konuştu. 

'ÜLKEMİZ BU SÜREÇTEN GÜÇLENEREK ÇIKACAK'

Koronavirüs salgının getirdiği sıkıntıları da değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hayat normal ritmine döndükçe salgının kimi alanlarda yol açtığı tahribata da şahit oluyoruz. İngiltere'deki benzin istasyonları ve marketlerden yansıyan manzaralar, salgının tedarik zincirlerinde yol açtığı kırılmanın örneklerinden biridir. Aynı durum Amerika'da geçerli. Aynı durum Fransa'da geçerli. Aynı şekilde küresel ekonomide, gıda ve emtia fiyatlarında yaşanan fahiş artışlar da salgına bağlı ortaya çıkan sorunlardan bazılarıdır. Nasıl sel gider izi kalırsa salgının açtığı yaralar da zaman geçtikçe görülmeye başlayacaktır. Biz hazırlıklarımızı ve planlarımızı bu gerçeğe göre yapıyoruz. Türkiye tıpkı salgın döneminde olduğu gibi korona sonrası dönemde de başarıyla yönetecek kapasiteye altyapıya, yönetim becerisine, siyasi iradeye sahiptir. Ülkemiz inşallah bu süreçten güçlenerek çıkacaktır" diye konuştu. 

YURT ELEŞTİRİLERİNE TEPKİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında yurt eleştirilerine tepki göstererek, şunları kaydetti:

"Bizim tek üzüntümüz hayatın doğal akışı içinde yaşanan hadiselerin abartılması marjinal çevrelerce çarptırılması, mecrasından çıkartılarak istismar aracı haline dönüştürülmesidir. Bu istismar siyasetini son günlerde yurt meselesinde bir kez daha gördük. Geçtiğimiz yılın ve bu yılın başvurularının üst üste binmesiyle oluşan geçici yoğunluk, kadrolu militanlar tarafından istismar edildi. Öğrencilikle hiçbir alakası olmayan bu kişiler, parklarda ve sokaklarda poz vererek devletimizin bu alandaki yatırımlarını gölgelemeye çalıştı. Oysa Türkiye, yüksek öğretim alanında dünyanın öğrencilerine en yüksek kapasitede ve en yüksek kalitede barınma imkanı sağlayan ülkesidir. Örneğin Türkiye'de 730 bin kamu ve 300 bin özel sektörüyle toplamda 1 milyonun üzerinde yurt kapasitesi varken, aynı rakam İngiltere'de 500 bin, Fransa'da 365 bin, Almanya'da 290 bin, İspanya'da 91 bindir. Halen süren yatırımlarla birkaç yıl içinde bu rakamı 110 bin kapasite daha ilave edeceğiz. Sadece yatak kapasitesini arttırmakla kalmadık, yurtlarımızın donanımını da otel konforuna yükselttik. Önceden 30-40 kişilik koğuşlarda kalan öğrencilerimiz tıpkı bugün hizmete açtığımız yurtlar gibi artık 3-4 kişilik içinde yatağı dolabı, çalışma masası, banyosu, tuvaleti, interneti olan otel standardında odalara kavuştu. Aldığımız tedbirler sayesinde pek çok şehrimizde yurtta kalmak için başvuran öğrencilerimizin neredeyse tamamının talebini karşıladık."

'GENÇLERİMİZİ EĞİTİM HAYATI BOYUNCA DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Erdoğan, öğrencilere barınma imkanının yanında yaptıkları yardımları da şu sözlerle ifade etti: "Gençlerimize sadece yurtlarımızda barınma imkanı sağlamakla kalmıyor, aylık 570 lira da beslenme yardımı yapıyoruz. Bu yardımdan yurtlarımızda kalan tüm öğrencilerimizi yararlandırabiliyoruz, aynı şekilde yaklaşık 1,5 milyon öğrencimizi lisansta 650 lira yüksek lisansta 1300 lira, doktora da 1950 liralık kredi veya burs ödemesiyle destekliyoruz. Böylece hiçbir evladımızın maddi imkansızlık sebebiyle eğitimden geri kalmasına izin vermiyoruz. Geçmişte yüksek öğretim hayatımızın en önemli tartışma konusunu oluşturan harçları da yine biz kaldırdık. İnşallah bundan sonra da gençlerimizin yanında olmaya eğitim hayatları boyunca onları desteklemeye devam edeceğiz. Bir başka önemli başarımız da üniversite kapasitelerinde  yaptığımız artıştır. Üniversite sayımızı 26'dan 207'ye çıkartırken üniversitelerdeki akademisyen sayısını 70 binden 180 binin üzerine, öğrenci sayısını 1,6 milyondan 8,5 milyona yükselttik. Türkiye artık kendi öğrencileri yanında, 230 bin uluslararası öğrenciye de ev sahipliği yapan bir konuma gelmiştir. Gençlerimizin okullaşma oranını yüzde 15'ten yüzde 44'e yükselterek gösterdiğimiz başarı ülkemizin insan gücü kalitesini de artırmıştır. Artık üniversitelerimizde kapasite sorunu kalmadığı için tüm gücümüzü ve imkanlarımızı kalitenin yükseltilmesine vereceğimiz bir döneme girdik. Yükseköğretim kurumlarımızı her alanda olduğu gibi eğitimin tüm kademelerinde kalitenin yükseltilmesi hususunda öncülük yapacaklarına inanıyorum. Bilhassa mesleki eğitimde bu dönüşümü hızlı ve etkin şekilde yaparak sonuçlandırmamız gerekiyor."

DHA