Erdoğan: Tasarruf tedbirleri tüm kamuyu kapsıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kamu kurumlarının milletimiz ve iş dünyamıza tasarrufta örnek olmasını hedefliyoruz. Bu paket kamuda verimliliği artırarak tasarrufu sağlamayı amaçlıyor. Tasarruf tedbirlerine istisnasız olarak tüm kamu idareleri ve personeli uymak zorundadır. Tasarruf kültürü yaygınlaştıkça cari açıktaki iyileşme hız kazanacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB) Genel Kurulu'nda konuştu.
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'mizin 80'inci genel
kurulunun ülkemiz ve iş dünyamız için hayırlara vesile olmasını Allah'tan
diliyorum. Bu güzel atmosferde bizleri bir araya getiren Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği yönetimine teşekkür ediyorum. Burada Türkiye için çarpan vatanperver
yürekler var. Burada Türkiye için üreten, istihdam oluşturan girişimci ruhlar
var. Burada milletimizin istikbali için çalışan, ter döken, inanmış gönüller
var. Burada Türkiye Yüzyılı'nın inşası yolunda hiçbir fedakarlıktan kaçmayan
millet ve memleket sevdalısı yol arkadaşlarım var. Türkiye'nin ve Türk
ekonomisinin kalbi bugün bu salonda atıyor. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi
ve muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne kadar
TOBB çatısı altında ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine, güçlenmesine destek
olan her bir kardeşime şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Milletin emanetini taşıyan bir siyasetçi olarak Türk
ekonomisinin nabzının attığı TOBB Genel Kurulları'na iştirak etmeye her zaman
önem verdim. Sizlerin burada dile getirdiği yapıcı eleştirilerden faydalanmaya
gayret ettim. Dünyayı takip eden vizyoner ve ufuk sahibi siz kardeşlerimin
katkılarının bizim nazarımızda daima özel bir yeri oldu. Meselelerimizi
sizlerle konuştuk. Sorunlarımıza ortak akılla çözüm aradık. Engelleri sırt
sırta vererek birlikte aştık. Siz bize yol gösterdiniz, yoldaşlık ettiniz, zor
zamanlarımızda yanımızda durdunuz. Özellikle son dönemde oda ve borsalarımızın
kapasiteleri müthiş arttı. Dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk 3 oda
sisteminden biri haline geldiniz. Biz de bu süreçte size daima destek olduk.
Hedeflerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirmeniz için önünüzü açtık.
"BİNLERCE TOGG
YOLLARDA, BU KEZ TRENDİ VE TRENİ KAÇIRMADIK"
Geçen sene milletimizin 60 yıldır içinde bir ukde olarak
kalan Türkiye'nin otomobili Togg'u birlikte hayata geçirdik. Bugün yollarımızı
aşındıran binlerce Togg'da siz kardeşlerimin desteği ve emeği bulunuyor.
Çeşitli sabotaj girişimlerine rağmen Türkiye'ye kazandırdığımız Togg'un ne
kadar stratejik bir hamle olduğu gün daha iyi anlaşılıyor. Elektrikli araç
piyasası son bir sene içerisinde çok büyük bir ivme kazandı. Uzakdoğu
ülkelerinin piyasaya agresif bir şekilde girdiklerini görüyoruz. Uzun yıllar
sonra bu defa treni ve trendi kaçırmadık. Yerli ve milli markamız Togg'la hızla
gelişen elektrikli araç sektöründe biz de varız dedik.
Biliyorsunuz o dönem sadece mali zorluklarla mücadele
etmedik. Daha ziyade zihinlere kazınmış, öğrenilmiş çaresizlikle mücadele
ettik. Daha emekleme safhasından itibaren projenin kolunu, bacağını kırmak için
çok uğraştılar. Fabrikasından tasarımına kadar her şeyi eleştiri konusu yaparak
projeyi itibarsız hale getirmek için her yolu denediler. Bugün milli savaş
uçağımız KAAN ile ilgili neler söyleniyorsa, insansız hava araçlarımıza ve
üreticilerine hangi iftiralar atılıyorsa Türkiye'yi ekonomide bir üst lige
taşıyacak hamleleri baltalamak için kimler devreye giriyorsa, hepsine ve daha
fazlasına elektrikli araç imalat sürecinde şahitlik ettik. Ama biz bunların
hiçbirine kulak asmadık. Başkaları yapıyorsa biz niçin yapmayalım dedik.
Başkaları üretebiliyorsa biz niçin üretmeyelim dedik. Sizlerin de gayretleriyle
elektrikli araç teknolojisinde dünyadaki birçok ülkeye göre yerimizi çok önceden
aldık. Bundan sonra da ülkemizin diğer projelerinde sizlerle birlikte
çalışmaya, birlikte yol yürümeye devam edeceğiz.
TOBB mensuplarımızla en son geçen yıl 28 Mayıs seçimlerinden
hemen sonra bir araya gelmiş ve hasbihal etmiştik. Bugünkü genel kurulu da 31
Mart mahalli idareler seçimlerine müteakiben gerçekleştiriyoruz. Son bir sene
içinde ardı ardına yaşanan üç seçim iş dünyamızı çok yordu. 2023 yılı Türkiye
ekonomisi açısından çok meşakkatli bir yıl oldu. Ülkemiz maalesef seçim
atmosferinden bir türlü kurtulamadı. Yine bu dönemde başta Gazze krizi olmak
üzere bölgemizde ülkemizi de doğrudan tekileyen çatışmalar patlak verdi. Tek
başına seçim gündeminin bile bürokrasiyi, yatırımları, iş dünyamızın gelecek
planlarını yavaşlattığı hakikattir. 31 Mart seçimlerinin de geride
bırakılmasıyla inşallah 4 yıllık seçimsiz bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bundan
sonra asıl meselelerimize daha fazla odaklanabilecek, milletimizin gerçek
gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz. Küresel ekonominin son 5-6
yıldır fırtınalı sulardan geçtiğini zaten sizler de biliyorsunuz. Salgının çok
öncesinde başlayan belirsizlik iklimi Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer bölgesel çatışmalarla
daha da kesifleşti.
Dünyada son 50-60 yılın zirvelerine çıkan enflasyon atılan
tüm adımlara rağmen ekonomiler için endişe unsuru olmayı sürdürüyor. Amerika ve
Avrupa merkez bankaları enflasyonun ateşinin ne zaman düşeceğine dair halen net
bir tarih veremiyor. Türkiye olarak küresel ekonominin genel seyrinden ve
bölgemizdeki krizlerden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz. Tabi biz tüm bu
dış faktörlerin yanı sıra 6 Şubat tarihinde ekonomimize maliyeti 104 milyar
dolara ulaşan asrın felaketini de yaşamış bir ülkeyiz. 6 Şubat depremlerinde 53
bini aşkın insanımız hayatını kaybederken, 115 bin ticarethanenin aralarında
olduğu 850 bin bağımsız bölüm kullanamaz hale geldi. Deprem bölgesinden gelen
oda ve borsa başkanlarımız ne kadar devasa bir yıkımla karşı karşıya
kaldığımızı çok daha iyi bilirler. Depremzede illerimizin toparlanması için verdiğimiz
mücadelenin en yakın şahidi de yine bu arkadaşlarımızdır.
"OVP İLE YOL
HARİTASINI BELİRLEDİK, HARFİYEN UYGULUYORUZ"
28 Mayıs seçimlerinden hemen sonra ekonomide güçlü bir ekip
kurduk. Ardından Orta Vadeli Program ve 12'nci Kalkınma Planı ile gelecek 5
yıla ait yol haritamızı belirledik. Son 11 aydır da bu yol haritasını harfiyen
uyguluyoruz. Mahali idareler seçimlerinde pek çok eleştiriyi göğüsleme hatta
sandıkta bedel ödeme pahasına kararlı duruşumuzu esnetmedik. Vaatlerin havada
uçuştuğu bu dönemde popülizme meyil etmedik. Daha önce de söyledim, şahsi
ikbalimiz için ülkemize ve milletimize ilave yük oluşturacak hiçbir adım
atmadık bundan sonra da atmayacağız. Hükümetimizin 31 Mart seçim sürecinde
sergilediği özverili tavrın değeri inanıyoruz ki gelecekte daha iyi
anlaşılacaktır. Bugün bize serzenişte bulunanlar inşallah yarın hayır dua
edeceklerdir.
"EKONOMİ
PROGRAMIMIZIN NETİCELERİNİ GÖRMEYE BAŞLADIK"
TOBB ile ve iş dünyamızın tüm kesimleriyle geliştirdiğimiz
yakın diyaloğun ekonomiye de olumlu yansıdığını görüyoruz. Ekonomi
programımızın neticelerini çeşitli alanlarda görmeye başladık. Geçen seneyi
yüzde 4,5 gibi tahminlerimizin de üzerinde bir büyüme ile kapattık. Bu oranla
Avrupa'da birinci, OECD ülkelerinde ikinci, G20'de ise dördüncü olduk. 2023
yılında milli gelirimiz 1 trilyon 119 milyar dolara, kişi başına gelir ise 13
bin 110 dolara çıktı. Dış talepteki zayıf görünüme ve depremin etkilerine
rağmen ihracatta 255,4 milyar dolara ulaşarak cumhuriyet tarihinin rekorunu
kırdık. Turizmde de hamdolsun iyi gidiyoruz. Turist sayısı yıllık yüzde 11,1
artışla 57,1 milyonu, turizm geliri ise yüzde 16,9 artışla 54,3 milyar doları
buldu. Böylelikle tüm zamanların en iyi turizm performansını elde ettik. 2024
yılında hedefimiz 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar turizm gelirini
yakalamaktır. Bu rakamlara ulaşma konusunda ümitvarız. Turizmde yılın ilk 3
ayını rekorlarla tamamladık. 9 milyonu aşan ziyaretçi sayımızla yaklaşık 9
milyar dolar turizm geliri elde ettik. İlk 3 aylık rakamlara baktığımızda 2024
yılı turizm hedeflerimizle uyumlu gittiğimiz görülüyor.
Bizim için hayati önemi haiz bir diğer başlık istihdamdır.
Vatandaşımızın işini, aşını koruması temel prensibimizdir. Ekonomimiz istihdam
oluşturmaya devam ediyor. Mart ayında istihdam 32,6 milyon kişiye ulaşırken
işsizlik oranı yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı son 11 yılın
en düşük seviyesine geriledi. Mart verilerinin bir başka özelliği 11 aydır
işsizlik oranının tekli rakamlarda seyretmesidir. Burada yakaladığımız
istikrarı inşallah perçinleyerek sürdüreceğiz. İşgücü piyasamızda ortaya çıkan
arz-talep dengesizliğini de mutlaka gidereceğiz. Genç işsizliğin yüksek
seyrettiği bir ortamda özel sektörümüzün personel bulamamaktan şikayet etmesi
ortada bir sorun olduğunu göstermektedir. Özel sektörümüz eleman eksikliğinden
dolayı işlerini büyütemez, hatta daralmaya giderken istihdam kapısı olarak
devlete yüklenilmesi vahim bir hatadır. Sosyolojik kökleri de olan bu yanlıştan
ülkemizi kurtarmamız gerekiyor. Siyasetten önce rızkını hem işçi olarak hem de
ticaret yaparak kazanmış bir kardeşinizim. Rızkın 10'da 9'unun ticarette olduğu
müjdesine kendi şahsi hayatımda bizzat şahitlik ettim.
Gençlerimizin ticarete, sanata, spora, zanaatkarlığa,
memurluk dışında farklı alanlara yönelmesini her zaman tavsiye ettim. Aynı
kanaatimi bugün de koruyorum. Bu konuda mesleki eğitim ve yükseköğretim başta
olmak üzere nerede sorun üreten bir alan varsa hep beraber çözüme
kavuşturacağız. İşgücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri
geliştirecek nitelikli istihdamı artırmaya yönelik politikalara ağırlık
vereceğiz. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında güçlü bir hikayeye sahip.
Ülkemizin risk primi giderek düşüyor. Bu düşüş sayesinde iş dünyamızın dış
finansmana erişim koşulları da iyileşiyor. Geçen yıl mayıs ayında 97,1 milyar
dolar olan rezervlerimiz bugün 127 milyar dolar seviyesine yükseldi.
"TÜRKİYE HEM
ÜRETEREK HEM DE KAYNAKLARINI TASARRUF EDEREK BÜYÜMELİ"
Ekonomi programımızı güçlendirecek kritik adımlar atıyoruz.
Mali disiplini sürdürerek para politikamızın etkinliğini artıracak ve
enflasyonla mücadeleye güçlü destek vereceğiz. Programın güçlendirilmesinde üç
temel önceliğimiz var. Kamuda harcama kontrol ve kesintileriyle tasarrufları
artırıyoruz. Bütçedeki yatırım ödeneklerini gıda, tarım, yeşil ve dijital
dönüşüm gibi öncelikli alanlara yönlendireceğiz. Ayrıca yapısal reformları
hızlandırıyoruz. Şu gerçeği hepimizin kabullenmesi gerekiyor. Türkiye hem
üreterek büyümek, hem de tasarruf ederek kaynaklarını en verimli biçimde
kullanmak zorunda olan bir ülkedir.
Bizim son dönemde keşfettiklerimiz dışında etrafımızdaki
ülkeler gibi öyle çok büyük yeraltı zenginliklerimiz yok. Alın terimizden ve
kendi bileğimizin gücünden başka hiçbir şeye umut bağlayamayız. Gelirlerimizi
artırmak için çalışmak, daha çok çalışmak, daha fazla üretip ihraç etmek
mecburiyetindeyiz. Atalarımız işten artmaz dişten artar demişlerdir. Talimatım
üzerine tasarruf kültürünü ve verimliliği artırmak için ekonomi yönetimimiz
kapsamlı bir çalışma yaptı. Kamuda tasarruf ve verimlilik paketinin detaylarını
önceki gün Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet bey ile Hazine Bakanımız Mehmet bey
açıkladılar. Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamu malının korunmasına son
21 yılda daima ihtimam göstermiş bir hükümetiz.
"TÜM KAMU
KURUMLARI BU KAPSAM İÇİNDE HERKES BUNA UYMAK ZORUNDADIR"
Mali disiplinden taviz vermeyerek ortalama bütçe açığının
milli gelire oranını yüzde 2,4 seviyesinde tutarak bu hassasiyetimizi ispat
ettik. Şimdi bunu bir üst seviyeye taşıyoruz. Kamu kurumlarının milletimize ve
iş dünyamıza tasarruf kültüründe de örnek olmasını, rehberlik etmesini
hedefliyoruz. Birincisi bu paket kamuda verimliliği artırarak tasarrufu
sağlamayı amaçlayor. İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir uygulama
modelini hayata geçiriyoruz. Üçüncü ve son olarak tedbirler bütün kamuyu
kapsıyor. Yani merkezi idareler, yerel yönetimler, kamu iktisadi teşebbüsleri,
döner sermayeler ve fonlar bu paketin kapsamındadır. Bu çerçevede tasarruf
tedbirlerine istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak
zorundadır. Harcanan her kuruşun hesabını soran bir bakış açısını egemen
kılıyoruz. Böylece ülkemizin kaynaklarını çok daha verimli ve öncelikli
alanlarda kullanabileceğiz.
"KAMUDA TASARRUF
3 YIL OLARAK GÖRÜLMEMELİ, BİR ANLAYIŞ OLMALI"
Tasarruf kültürü yaygınlaştıkça ve toplum tarafından
sahiplenildikçe cari açıktaki iyileşme de hız kazanacak. Yerli üreticiler
inşallah bundan olumlu etkilenecek. Kamuda tasarruf ve verimlilik paketinin
sadece 3 yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inanıyorum. Kamuda
tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak bu konudaki farkındalığın
sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız. Son dönemde vatandaşlarımızın tepkisine
yol açan israf görüntülerinin de böylece önüne geçmeyi arzu ediyoruz. Geçen
hafta ifade ettik, bugün de tekrar ediyoruz. Kamu malı ve kamu görevi milletin
bizlere emanetidir. Görevi layıkıyla yapmamak da kamu malına el uzatmak da
emanete ihanet etmek demektir. Kimse bizden kul hakkının yenilmesine sessiz
kalmamızı bekleyemez.
"GÖREVE SEÇİLMEK
ORAYI AKRABA ÇİFTLİĞİNE DÖNÜŞTÜRME HAKKI VERMEZ"
Burada bir noktayı özellikle vurgulamak durumundayım. 31
Mart'tan sonra özellikle muhalefet belediyelerinde yaşanan eş, dost, hısım,
akrama atamalarının mahşeri vicdanda nasıl yaralar açtığını hepimiz görüyoruz,
ibretle takip ediyoruz. Adalet terazisi son derece hassas olan gençlerimiz
iyice zıvanadan çıkan bu kayırmacılık vakalarından ciddi anlamda rahatsız
oluyorlar. Gençlerimizin kamu kurumlarına ve yöneticilerine olan güvenlerini
sarsan bu skandallara artık bir dur denilmesi gerekiyor. Bir göreve seçilmiş
olmak kimseye orayı bir akraba çiftliğine dönüştürme hakkı vermez. Atanarak ve
seçilerek gelinen her konumun sahibi milletimizin ta kendisidir. Buralar
affınıza sığınarak söylüyorum birileri için arpalık değil, ülkeye ve millete
hizmet vasıtalarıdır.
Esnaf, çiftçi, memur, işçi, sanayici, tüccar fark etmeksizin
hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarıyız. Bu devlet bizim devletimiz. Bu
vatan bizim son sığınağımız. Hangi siyasi görüşe, kökene, meşrebe mensup
olursak olalım hepimiz Türkiye gemisinin yolcularıyız. Bu gemiyi fırtınalı
sulardan sahili selamete çıkarmak ortak görevimizdir. Her kim geminin tabanında
delik açmaya yeltenirse ona engel olmak da yine müşterek menfaatimizedir. Meselelerimiz
ortak olduğuna göre çözüme de ortak akılla, ortak iradeyle birlikte varmalıyız.
Bu anlayışla çalıştığımız sürece başarı topyekün hepimize ait olacaktır. Başta
kamu kurumlarımız ve görevlilerimiz olmak üzere herkesi tasarruf paketini
uygulamaya davet ediyorum. Türkiye'nin ekonomide yeni başarı hikayeleri yazmaya
devam edeceğine yürekten inanıyorum. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
ODA VE BORSA
BAŞKANLARINA YEŞİL PASAPORT MÜJDESİ
Dışişleri Bakanımızla da görüştük inşallah yaklaşık 365 oda
ve borsa başkanlarına bu yeşil pasaporttan verilecek. Hayırlısı olsun görevde
oldukları süre içerisinde bu yeşil pasaportu kullanma imkanına sahip olacaklar.