ERDOĞAN'DAN SERT TEPKİ: BU NE SAPKINLIKTIR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamarına ilişkin, "Uyuşturucu kaçakçılarına organ mafyasına vergi diyor bu ne demek bu? Uyuşturucu satıcılığı yapabilirsiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz demek. Ya sen ne yapıyorsun farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır ya? İstikametini tamamen şaşırmış" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kararına ilişkin, "AİHM, bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez. Tahliyesini istemiş olması resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür. AİHM şu anda böyle bir teröristi savunmanın arkasında olduğunu bilmelidir" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'deki grup toplantısında partililere hitap etti. Konuşmasında AİHM'in Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararı değerlendiren Erdoğan, "Esasen AİHM, bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez. Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizce değerlendirilir. AİHM bu kararı iç hukuk yolları tüketilmeden alarak istisnai bir uygulama yapmıştır. Kaldı ki biz, bireysel başvuru adımını attığımız zaman Türkiye'de, Anayasa Mahkemesi'ni bir defa bütün yolları tüketme unsuru olarak gördük. Bundan sonra AİHM de devreye girebilir, bu şekilde bu adımı atıyor. Ama şimdi görüyoruz ki burada bütün yollar tüketilmeden AİHM bu tür kararları alma yoluna tevessül etmiştir. Tamamıyla bu adımlar siyasidir, bunun da gereğini, gerekçesini biliyoruz" dedi.
"BU NE SAPKINLIKTIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uyuşturucu kaçakçılarına organ mafyasına vergi diyor bu ne demek bu? Uyuşturucu satıcılığı yapabilirsiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz demek. Ya sen ne yapıyorsun farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır ya? İstikametini tamamen şaşırmış" dedi. Erdoğan, "CHP’nin kafasında 1940’ların faşist uygulamalarına geri dönüş gibi bir hesap varsa peşinen bunun yanlış olduğunu söylüyoruz. Korkarız bu İstiklal Mahkemelerini yeniden kurmaya kadar varır."
'AİHM BÖYLE BİR TERÖRİSTİ SAVUNMANIN ARKASINDA OLDUĞUNU BİLMELİDİR'
AİHM'in Selahattin Demirtaş ile ilgili hükmünün, aynı mahkemenin İspanya'daki Batasuna Partisi kararındaki gerekçelerle açıkça çeliştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mahkeme Batasuna Davası kararında bırakınız şiddet eylemlerini teşvik etmeyi, şiddet eylemlerini açıkça kınamamanın dahi cezaya konu suç sayılabileceğine hükmetmiştir. Terör örgütünün şiddet eylemini kınamamayı teröre destek olarak kabul eden bir mahkemenin, 6- 8 Ekim 2014'te 39 vatandaşımızın hunharca katledilmesiyle sonuçlanan bir eylemin baş sorumlusunun tahliyesini istemiş olması resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür. AİHM Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa önce dönüp, kendi çelişkilerini sorgulamalıdır. Buradaki tartışmanın konusunun Avrupa Parlamentosu'nun terör örgütü olarak kabul ettiği PKK ile içli dışlı olan, elinde onlarca masumun kanı bulunan siyasetçi maskeli bir kişi olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. AİHM şu anda böyle bir teröristi savunmanın arkasında olduğunu bilmelidir. Bilmiyorsa biz devamlı bunu söyleyeceğiz. Söylemeye devam edeceğiz" diye konuştu.
'KOBANİ'NİN KATİLİ BUDUR'
"Bu şahıs siyasi görevleri veya siyasi söylemleri sebebiyle değil, terörle arasına mesafe koyamadığı, bölücü terör örgütünün emriyle onlarca kişinin ölümüne yol açtığı için milletimizin gözünde de suçludur" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kobani'nin katili budur, Diyarbakır’daki 53 tane gencin, yavrumuzun katili budur. Oradaki Kürt kardeşlerimi sokağa döken, ondan sonra da bu kardeşlerimizin ölümüne neden olan odur. Ey AİHM, sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz. Aynı mahkemenin FETÖ davaları için takınacağı tavrın da işaretleri şimdiden gözükmeye başladı. PKK’ya terör örgütü muamelesi yapmayan, PKK ile irtibatlı kişileri terörist kabul etmeyen bu mahkemenin FETÖ ile ilgili olarak aynı yaklaşımı sergilememesini temenni ediyoruz. Aksi takdirde bunca çifte standarda ve riyakarlığa daha fazla tahammül etmek mecburiyetinde olmadığımızın da bilinmesini isterim."
DHA