Emine Erdoğan: Kalıcı barış için çaba göstermeliyiz
Emine Erdoğan, Gazze’nin meçhul çocuklar şehri olduğunu belirterek, “Bir anne, bir kadın, bir insan olarak böyle kirli bir mirası hesabı görülmeden sonraki nesillere devretmeyi reddediyorum. İsrail devletinin ilgili bütün mensuplarının, işledikleri tüm savaş suçları sebebiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarını talep ediyorum” dedi.
Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde
ev sahipliği yaptığı, pek çok ülkeden devlet ve hükümet başkanlarının eşleri
ile özel temsilcilerin katılımıyla düzenlenen "Filistin İçin Tek
Yürek" temalı zirvede konuklara hitap etti.
Bugün, bütün öğrencileri şehit olduğu için öğrenim yılının
resmen sona erdiğini açıklayan Gazze Eğitim Bakanlığını konuşmak için
buluşmadıklarını belirten Erdoğan, "Kardeşlerini 'Korkmayın, birazdan
öleceğiz.' sözleriyle teselli eden, tabuttan daha güvenli bir yer bilmeyen
çocuklar için de çok geç bugün. 'Büyüyünce ne olacaksın?' sorusuna, 'Filistinli
çocuklar büyüyemeyiz ki.' diyen o yavrular için de geç kaldık. Oyunları
bombalardan kaçmak, sedyeyle yaralı taşımak, enkaz kazmak ve şehitlik olan
çocukları anmak için toplanmadık bugün. Bugün buradayız, çünkü biz amasız ve
niyesiz bir ateşkes talep ediyoruz" diye konuştu.
Emine Erdoğan, tarihte yaşatılan korkunç mağduriyet
üzerinden kendine uluslararası meşruiyet alanı açmış bir devleti, ona karşı
duyulan suçluluk psikolojisi içinde on yıllardır, göz göre göre şımartan
uluslararası sistemin son 40 gündür nasıl bir canavara dönüştüğüne şahit
olduklarını dile getirdi.
"Her şey aklıma gelirdi de bir gün savaşlarda kimliği
belirlenemeyen askerler için kullanılan 'meçhul asker' kavramını çocuklar için
kullanacağımızı düşünmezdim." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
"El-Şifa Hastanesi'nde çalışan doktorun, 'En zor şeyin,
ölmüş küçük bir bebeğin vücuduna meçhul bebek yazmak' olduğunu söylemesi,
Gazzeli çocukların içinde bulunduğu dehşeti özetliyor. Gazze bugün artık,
meçhul çocuklar şehri. Bir anne, bir kadın, bir insan olarak böyle kirli bir
mirası hesabı görülmeden sonraki nesillere devretmeyi reddediyorum. İsrail
devletinin ilgili bütün mensuplarının, işledikleri tüm savaş suçları sebebiyle
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmalarını talep ediyorum. Filistin'de bugün
yaşanan post-modern holokostun, bir kendini savunma hakkının tezahürü olduğunu
iddia edenlerin de aynı şekilde sorumlu tutulması gerektiğine inanıyorum. Artık
kimse bu komik retoriklerle dünyanın vicdanlı insanlarını aptal yerine
koymasın."
"YAKIN GEÇMİŞTE
YAHUDİLERİ YOK ETMEK İSTEYEN ZALİMLİK İLE AYNI YERDE ANILACAKSINIZ"
Neredeyse bir asırdır Filistin halkına reva görülen ırkçı
uygulamaları, sistematik hırsızlığı ve işgal planlarını, artık bütün dünyanın
apaçık bir şekilde gördüğüne işaret eden Erdoğan, doğuda ve batıdaki tüm
devletler değilse de bütün halkların artık Filistin'in haklı davasının müdafisi
olduğunu belirtti.
Emine Erdoğan, "Sözde hümanist değerlerin taşıyıcısı
olduğunu iddia eden tırnak içinde 'medeni dünyanın' 40 gündür içine düştüğü
acziyetten, izlediği iki yüzlü siyasetten, kendi halkları gibi biz de büyük bir
utanç duyuyoruz. Kimse ilk taşı atamıyor, çünkü çoğunun bu suçta tarihi bir
payı var. Bugün yaşanan etnik temizliği, yaratıcının buyruğu olarak savunanlara
sesleniyorum. Allah, hiçbir çocuğun öldürülmesine izin vermez. Yaratıcıya böyle
korkunç bir iftirayı, ne cüretle atarsınız? Bir Müslüman olarak bunu şiddetle
reddediyorum. Çünkü bizim inandığımız Allah, rahmandır, rahimdir. İlahi azabı
hak etmiş şehirlerde bile en azından 10 masum bulunur diyen, o masum canlar
için azabın gelmemesini dileyen, kendisini o canlar için feda etmeye hazır, tüm
insanlığı manevi çocukları kabul eden, ortak atamız Hazreti İbrahim
Aleyhisselamın karşısına hangi yüzle çıkacaksınız? Merak ediyorum, 4 binden
fazla çocuğu, kendi sapkın ideolojiniz uğruna katlettiğinizi, Hazreti İbrahim'e
nasıl açıklayacaksınız?" ifadelerini kullandı.
Hazreti İbrahim ve diğer peygamberler başta olmak üzere
bütün iyilik önderlerinin, kendilerini adadıkları barış ve selamet yolunu
izledikleri için bugün burada olduklarını dile getiren Erdoğan, Aliya
İzzetbegoviç'in işaret ettiği gibi şiddet sarmalını oluşturan bir intikamın
değil, herkes için adil ve sürdürülebilir bir barışın peşinden gittiklerinin
altını çizdi.
Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hiçbir ideoloji, hiçbir siyasi menfaat, hiçbir
ekonomik kazanç, masum bir insanın canından daha değerli değildir. Siyonist
çarkın gerçeklikten kopuk, adaletten uzak planlarını işletmek için çocukları,
adeta harcanacak bir yakıt gibi gören bu narsisizmine, insanlığın yenik
düşürülmesini reddediyorum. Yaptıklarınızla dünyada iyiye, güzele, doğruya dair
ne varsa hepsini incitiyorsunuz. Öldürdüğünüz kardeşlerinizin kanı topraktan
sesleniyor, duyuyor musunuz? Hiçbir ilahi ahit, hiçbir meşru siyasi ideoloji
zulmü kapsamaz. Yeryüzünde katliam, işgal ve hırsızlık yapanları, inançların
yaşanmasını engelleyenleri nasıl bir son beklediğini tarih sayısız örnekle
gösteriyor. Tarihin vicdanı, hiçbir dönemde zalimin yanında olmamıştır. Bugün
bu zulmü gerçekleştirenler bilsinler ki onların isimleri, kıskançlığı ve hırsı
yüzünden kardeşinin canına kıyan Kabil'in, çocukları katleden Nemrud'un,
yüzlerce yeni doğanı öldüren Firavun'un yanında anılacak. Yakın geçmişte
Yahudileri yok etmek isteyen zalimlik ile aynı yerde anılacaksınız."
"BU VAHŞETİ DURDURMAK
İÇİN HANGİ KRİTİK ÖLÜM EŞİĞİNİ BEKLİYORSUNUZ?"
İkinci Dünya Savaşı'nda, 13 yaşında Yahudi bir kız çocuğu
olan Anne Frank'in yaşadığı zulmü günlüklerine aktarırken kullandığı ifadelerin
neredeyse aynılarını bugün Gazze'de evi yıkılan ve güneye kaçmak zorunda kalan
Bisan Owda'nın videolarında izlediklerini aktaran Erdoğan, "İsrailli bir
bakan, Gazze'ye atom bombası atmayı seçeneklerden birisi olarak
değerlendirirken sesini dahi çıkarmayanlar, Hiroşima'nın kızı Sadako ile
Filistin'in çocukları arasında ne fark görüyorlar, merak ediyorum. Dün
'Çocukları küçük kurşunla öldürürler, değil mi anne?' diye soran Bosnalı çocuğu
kurtaramamanın ağırlığını taşıyan küresel vicdan, bugün Gazzeli çocukların üstüne
yağan füzeleri durdurmak için daha neyi bekliyor? Yerin üstü bir cehenneme,
yerin altı bir çocuk nekropolüne çevrilmişken, orada vaat edilen herhangi bir
geleceğin neşet etmesi mümkün değildir. Böylesi bir yıkımın üstüne bina edilmiş
bir düzende kim kendini gerçekten güvende hissedebilir?" diye konuştu.
Emine Erdoğan, İsrail'e ve Birleşmiş Milletler'in daimi 5
üyesine şu sözlerle seslendi:
"Buradan, İsrail devletine ve dünyada barış ve düzeni
tesis etmekle mükellef Birleşmiş Milletler'in daimi 5 üyesine sormak istiyorum,
bu vahşeti durdurmak için hangi kritik ölüm eşiğini bekliyorsunuz? Vicdanları
sağır eden sessizlikteki uluslararası topluma sormak istiyorum. 40 gündür devam
eden bu utanç döneminden sonra hangi hakla dünyada barışı ve adaleti, insanlığın
evrensel değerlerini savunacaksınız? Charlie Hebdo'da, ölenlerin hukukunu
korumak için sıraya giren, o fotoğraf karesinde büyük bir şevkle boy gösteren
dünya liderlerinin, Gazzeli masumlar karşısında büründüğü sessizlikten hangi
anlamı çıkarmamız gerekiyor? İnsan Hakları Beyannamesi'nde ve uluslararası
birçok sözleşmede, hakları koruma altına alınmış insan tanımı, sadece Batı'nın
belirlediği sınırlar içindekileri mi kapsıyor?"
Emine Erdoğan, "Bir canı diğerinden ayıran, kendisinden
olmayan herkesi ve her şeyi değersizleştiren bu karanlığa asla teslim
olmayacağız. Dili, dini, ırkı, rengi ne olursa olsun insanı merhametle
kucaklayan, özü itibarıyla değerli gören bir küresel anlayışı savunacağız.
Masumu, mülteciyi, kadını ve çocuğu, velhasıl insanı geldiği yere göre
değerlendiren ayrımcı zihniyetin ilelebet karşısında duracağız." mesajını
verdi.
EMİNE ERDOĞAN
"FİRST LADY"LERİ "GAZZE İÇİN SES OLMAYA" DAVET ETTİ
Bugün tanık oldukları şeyin bir savaş değil, sadece en güçlü
ve zalim olanın hayatta kaldığı, öteki hayatların kolayca harcanabildiği bir
dünya düzenini kabul ettirme çabası, ezelden gelip ebede sürecek olan iyinin,
güzelin, hakikatin batıl ile kavgası olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam
etti:
"İşte bu sebeple bütün devlet başkanı eşlerini,
Gazze'de öldürülenlerin, kitlesel bir kıyım sürerken sesleri bastırılmak ve
susturulmak istenenlerin sesi olmaya davet ediyorum. Gazzeli ve uluslararası
basın mensupları, sağlıkçılar, insani yardım çalışanları; onları korumakla
mükellef uluslararası toplum başarısız olurken, canları pahasına insanlık için
adeta bir nöbetteyken, biz de ateşkes ilan edilene dek onlar için bulunduğumuz
her yerde elimizdeki tüm imkan ve araçlarla nöbet tutalım. Yeni kamusal alan
haline gelen sosyal medyada hep birlikte nöbet halinde derhal ateşkes, barış ve
insani yardım çağrımızı sürdürelim. Her birimizin ayrı ayrı güçlü, bir araya
gelince ise çok daha güçlü bir sesimiz var. Sözlerimizi, onlar için ve dünya
için hemen şimdi ateşkes için birleştirelim. Gelin bu buluşmayı, sözden eyleme
taşıyarak Filistin'de barış için bir inisiyatif haline getirelim.
Çünkü ateşkes, öncelikli hedefimiz olsa da nihai hedef
değil. Bütün dünyayı, aynı sesle Filistin'de ve İsrail'de kalıcı barışın
sağlanması için çabalarımızı birleştirmeye çağıralım. Filistinli çocuklara ve
gençlere, ölmek ya da öldürülmek dışında insan onuruna yakışır bir gelecek
borçluyuz. İşte bu yüzden başkenti Doğu Kudüs olan, toprak bütünlüğü korunmuş,
tam bağımsız bir Filistin devletini kapsayan iki devletli çözümün vaat ettiği
gecikmiş barışı tesis etmenin artık tam vakti. Bölgenin ve hatta dünyanın barış
ve huzuru için Filistin'deki haksız işgal sona ermeli ve İsrail gasbettiği toprakları
sahibine, Filistinlilere geri vermelidir. Gazze, çocuklarına aydınlık bir
gelecek sunabilecek şekilde, yıkıntıları arasından yeniden inşa edilmelidir.
Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlar
bünyesinde, İsrail'in yıktığı okulları, parkları, hastaneleri yeniden inşa
etmek üzere şimdiden bir fon kurulmalıdır."
Emine Erdoğan, bugün burada bulunarak ve video mesaj
göndererek Filistin için tek ses, tek yürek olma çağrısına amasız, şartsız
destek veren konuklara teşekkür ederek, bu salonda, barış ve kardeşlik adına
söylenecek her sözün birbirine karışıp dünyada ve en çok da karar vericiler
nezdinde anlamlı bir akis bulacağını umut ettiğini söyledi.
"Lütfen unutmayın, bugün Filistin'i yıkıntılar, kan,
gözyaşı ve dumanlar arasında görüyor olabiliriz ama bu karanlık resmin
ötesinde, bizim bir Filistin hayalimiz var." diyen Erdoğan,
"Gazze'nin sahillerinde dini, etnik kökeni fark etmeksizin Filistinli
çocukların el ele, kardeşçe koşturduğu bir hayal. Limon ağaçlarının çiçek açtığı,
güneşin zeytin dallarındaki meyvelere vurduğu, babaların korkusuzca
evlatlarıyla buluştuğu, annelerin çocuklarını öpüp mezara değil yatağına
koyduğu bir Filistin. Bu Filistin hayali bizim ellerimizde, vereceğimiz
sözlerimizde, bugünkü eylemlerimizde. Etrafımızı saran karanlıkta,
vicdanlarınızla insanlığa ışık olmaya niyetli sizler, iyi ki varsınız." ifadeleriyle
sözlerini tamamladı.
ZİRVEYE 14 ÜLKEDEN
LİDER EŞLERİ VE ÖZEL TEMSİLCİLER KATILDI
Zirveye, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'nin annesi
Şeyha Moza binti Nasır, Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall'ın eşi Marieme Faye
Sall, Malezya Kraliçesi Tunku Azizah Aminah Maimunah Iskandariah, Özbekistan
Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'in eşi Ziroat Mirziyoyeva, Kongo Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Denis Sassou N'Guesso'nun eşi Antoinette Sassou N'Guesso,
Bangladeş Cumhurbaşkanı Muhammed Şahabuddin Çuppu'un eşi Rebeka Sultana, Bosna
Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Hırvat üyesi Zeljko Komsic'in eşi Sabina
Komsic, Lübnan Başbakanı Necip Mikati'nin eşi May Mikati, İskoçya Bölgesel
Başbakanı Hamza Yusuf'un eşi Nadia El-Nakla, Libya Başbakanı Abdulhamid
Dibeybe'nın eşi eşi Amina Ali Muhammed El-Shavush El-Dilawi, Filistin Özel
Temsilcisi Ferial Kamel Abdalrahman Salem, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri
Bakanı Abdullah bin Zayid en-Nehyan'ın eşi Sheikha Alyazia bint Saif Al Nahyan,
Mısır Planlama ve Ekonomik Kalkınma Bakanı Dr. Hala Elsaid ve Türkmenistanlı
Diplomat Chinar Rustamova katıldı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in eşi Mihriban
Aliyeva, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın eşi Rosangela da
Silva ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun eşi Cilia Flores de toplantıya
video mesaj gönderdi.
Emine Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'ne gelen konukları
kapıda tek tek karşıladı. Daha sonra Emine Erdoğan ile konuklar aile fotoğrafı
çektirdi.