ELVEDA RAMAZAN

Esselamu aleyküm büyüklerim ve kardeşlerim!

Bir Ramazan ayının daha sonlarına doğru gidiyoruz. Hayat acısıyla tatlısıyla devam ediyor, geriye kalan hoş bir sadâ bırakmak. Gönül seccadelerimiz her daim serili Elhamdulillah, çok şükür aynı gök kubbenin altındayız yine. Oruç üzerine son bir şeyler yazalım dedik izninizle.

***

Varlık aleminin öznesi halifesi düşünen, yapan yıkan onaran tamir eden insandır. Biliyorsunuz ki alemlerin Rabbi insanı cüzi irade; yani kendi işlerinde seçimlik hakkı vermiş iyi ve kötüyü ayırt etme kabiliyeti vermiştir insana. İşte bu yüzden de sorumluluk bilinciyle hareket etmesini istemiştir. Asıl meselemiz olan Allah rızasına nail olmaya çalışmak ve her şeyden evladır o.

***

Biliyoruz ki mah-ı Ramazan, zaten başlı başına 12 ayın sultanı. Ağzını mühürledikten ve kendini muhafaza ettikten sonra, her halin her eylemin bir hayra dönüştüğü bir çağlayan gibidir. Bu oruç ibadetine; namaz zikir tefekkür mukabele sadaka teravih teheccüd ve itikaf gibi güzel ibadetler de eklediğimizde sevaplar binleri aşar gider Allah’ın izniyle.

***

Ramazan deyince aklıma; açlık ve çeşit çeşit yemeklerden ziyade, tutmak kelimesine yoğunlaşırım. Çünkü bilirim ki Allah’ın cc. bizim açlığımızdan ziyade eylemlerimizle ilgilendiğini. Her söz, her duruş her eylem bizi diğerlerinden üstün kıldığını. Mertebelerimizi yükselttiğini. O yüzden herkes oruç tutar ama sevapları aynı değildir mutlaka (Allah bilir biz bilmeyiz).

***

Hani diyor ya Efendimiz (SAV); nice oruçlar vardır ki, onlara sadece açlık kalır. Nice namazlar vardır ki, onlara sadece yorgunluk kalır. Yani değersizdir, aslolan halis niyet, bilinç ve ihlastır. İhlas kelimesinin çok önemli bir yeri vardır hayatımda... Samimiyetle yapılan her hizmetin ve ibadetin Rabbim katında kaybolmayacağına olan inancım! Miskale zerretin sırrınca, (Zilzal Suresi) yani zerre kadar iyilik ve kötülüğün yazılışı!

***

İhlas öyle sağlam bir iptir ki ona dayanan ne halkın övme ve beğenisini kazanmak, ne yerme ve kınamasını düşünür! Sırf ibadet ve eylemlerini iyi ve halis bir niyetle yaparak; nifak riya süm’a (duyurma, desinler dediğimiz) hile ve tuzaklardan uzak durmaktır. Söz fiil ve davranışlarımızda dosdoğru olmak demektir. Bunu yapanlara da muhlis denir.

***

İşte muhlis olmak Allah ile kul arasında bir sırdır melek bilmez yazsın. Kalbe ait bir ameldir bunu ancak kişi kendisi ile Allah bilir. Ameller niyetlere göredir hadisi de burdan gelir. Ve o yüzden biz iyyake na'budu ve iyyake nestain  (yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz) deriz her eyleme durduğumuzda ve dünya işlerine mola verdiğimizde.

***

Bu mübarek ayın sonlarına doğru ilerlerken; İhlas kelimesinin üzerine yoğunlaşalım lütfen... Halis, duru, temiz ibadetlerle Rabbimize yakınlaşalım inşallah. Az olsun ama devamlı olsun eylemlerimiz. Burada sebat ve karar kılalım ve yine Oruç deyince aklıma “ tutmak” kelimesi gelir her şeyden önce. Mesele sadece açlık aç kalmak değildir; Sözlerini eylemlerini düşüncelerini de hizaya koymaktır! Asıl mesele; kendini kin haset nefret, kırıcı ve boş söz, yalan gıybet öfkelenme saldırganlık gibi nahoş eylemlerden de uzak tutmaktır.

***

Kırmadan dökmeden incitmeden zedelemeden orucu; bilinçle yaklaşmaktır. Gösterişin ve riyanın en az karıştığı ibadet oruçtur ve bunları başardığımızda orucumuz makbul olur. Her oruç kişinin “özel kalesidir” bence. İşte bu kalemizi duruşumuz ve eylemlerimizle korumalıyız. Allah muhafaza; sonra her söz ve davranışta zede alır orucumuz ve geriye sadece açlık kalır.

***

Paylaşmaktır bence elinde ne varsa ne geldiyse... Hani Efendimiz sav. diyor ya; bir bardak fazladan su yemeğe koy; komşuna ver işte böyle bir inanışla.. Komşunu düşkünü dulu yetimi akrabayı gözetmektir bence. Güler yüzlü olmak ihtiyacı sormaktır. Hele de bayram yaklaşmışken!

***

İyilik ile kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel davranışla sav (Fussilet 34.) ayetiyle yola çıkarak. Bu rahmet ayında  ve sonrasında; aşkın evi gönüller olan, gönüller yapalım. Empati kuralım garip gureba ne yer ne içer, kendimiz götürelim yada ihtiyacını giderelim elimizden geldiği kadar. Ve gördük ki mekan değildir zamandır önemli olan; velakin o da değildir eylemdir önemli olan ve dahi o da değildir kalp olmadıkça. Ne güzel söylemiş Zarifoğlu zarifçe. Evet kalp sevme hissiyatını anlam yüklediğimiz kıymetli organ.

***

Kör olan gözler değil, göğüslerdeki kalplerdir (Hac 46) ayetiyle hatırlayarak, gönüllerimizi köreltmeden gönüller fethedelim. Her şey bir insanı sevmekle başlar düsturuyla. “Severse paylaşır insan” sloganımız olsun. Bu Ramazan ve her zaman elinde olan ne varsa paylaş kardeşim!

***

SON SÖZ

Ramazan’ımız gönülden tevhidi yaşamak olsun. Bilinçle söz ve davranışlarımızı da ihlasla şekil verip hizaya koyalım kendimizi Sürçi lisan ettimse affola. Oruç kalemizi muhafaza etmek ümidiyle vesselam! Muhsine bir kul.