ELMALI’NIN ADINI, KÖTÜYE ÇIKARDILAR

Antalya’nın Elmalı ilçesi. Kimimize göre yaz aylarında mesirelik veya yaylalık bir kaçamak seyfiye yeri. Kimimize göre de Elmalılı Hamdi Yazır hazretlerinin memleketi. Ama son dönemlerde adı skandal olaylarla gündeme gelen bir ilçemiz. Her ikisi de geçen yıl ortaya çıkan yüz kızartıcı bir olay.

Birincisi benim ortaya çıkardığım Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk’ün ‘Noter Onaylı Aşk Skandalı’, diğeri ise iki kardeşe üvey babaları tarafından tecavüz iğrençliği. Her iki olayda Elmalı için hiç ama hiç gündeme gelmemesi gereken olaylar.

Elmalının tarihi ile iki olayı yan yana getirmek bile insanı üzmeye yetiyor. Ama maalesef iki çirkinlikte bu ilçemizde yaşandı. Ehli namus Elmalıları tenzih ediyorum ama yaşanan bu iki olay inanın birçok kişi gibi benimde midemi bulandırıyor.

TEKRAR TUTUKLANMALI

Geçen yıl haziran ayında, Balıkesir'de savcılığa giden babaanne G.S., o dönem 6 ve 9 yaşında olan iki torununun cinsel istismara uğradığı iddiasıyla, eski gelini Merve A., kocası Rahmi A. ile gelininin erkek arkadaşlarından şikayetçi olmuştu. Savcılık, babaannelerinin yanında olan, istismara uğradığı öne sürülen ana sınıfı öğrencisi G.E.G. ile ağabeyi İ.E.G.'nin, Çocuk İzlem Merkezi'nde ifadesine başvurmuştu.

İki çocuğumuzun anlattıkları ve çocukların çizdikleri resimler insanlığı dehşete düşürmüş ve iğrenç olay ortaya çıkmıştı. İstismarın detayını ve neler olduğunu tekrar buradan anlatıp midenizi bulandırmak istemiyorum. Ama o çocukların çizdiği resmi görüp de gözü yaşarmayan insan, insan değildir bana göre. Hatta ya baba ya da anne değil.

Ne söylesek ne anlatsak ne yazsak boş bu olay üzerine. Olmaması gereken bir olayın olması çünkü. İnsan oğlunun en hassas ve en zayıf noktası çocuklardır da ondan. Şimdi, tutuklu yargılanan anne ve üvey babanın tahliye edilmeleri ile iğrenç olay tekrar gündeme geldi.

Kamuoyunun haklı tepkisi ve ardından da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın olaya tekrar müdahil olması ile dosya yeniden ele alınacak gibi. Savcılıkta karara itiraz etti ve tekrar tutuklanmalarını talep etti.  Bekleyip göreceğiz. Tahliyenin gerekçesini ve tekrar tutuklanıp tutuklanmayacaklarını. Aksi halde vicdanlar çok sızlayacak.

Evet buradan siyasilere de seslenmek istiyorum. Çocuk istismarcıları için acele yeni düzenleme yapılmalı ve en ağır cezalar kanunlarımıza girmeli. O masum çocukların dünyasını  karartıp hayallerini yok edenlerin hayatı da bir nebze olsun karartılmalı.

Bizim çocuklarımız istismarı iğrençliğini değil, güneşi, bulutu, çiçeği ve hayallerini çizmeli. Benim bu noktada son olarak asıl vurgulamak istediğim konusu ise bu tür rezilliklerin Elmalı’da sık yaşanmaya başlaması. Biraz düşündürücü değil mi? Yani imam cemaat meselesi gibi değil mi?

KİM ÖZ KİM ÜVEY EVLAT?

Döndük dolaştık İsmail Balaban’a geldik. Kırkpınar Başpehlivanının magazin programı şampiyonluğunu maskaralığa benzetene mi hak verirsin, yoksa onun bu manidar başarısını sahiplenen Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e mi?

Vallahi ben karar veremedim. Birkaç gün öncede yazdığım gibi işin içinde azıcık spor olması vallahi adını bile anmayacağım bu işin. Binlerce yıllık geleneğe sahip güreşte başpehlivan unvanını taşıyan elit bir sporcunun böyle bir organizasyonda yer alması hoş bir tercih olmadı.

İsmail kendi tercih etti bu mecrayı. Yani Kırkpınar’ı gölgede bırakacak bir işe imza atmayı yeğledi. Sonuçta İsmail'in tercihi bu. Fakat asıl ondan sonrası çok abartıldı gibi geldi bana. İşin içine belediye başkanları girdi, olay başka mecralara çekildi. Siyasiler bu işe yani magazine sahip çıktı. Ve hani ruh hali içinde olduklarını gösterdi.

Hatta, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek bir adım daha ileriye giderek belediyenin sporcusu olan İsmail balaban için, “Manevi evladım” diyerek kucak açtı, canlı yayınla otobüsle şehir turu attırarak belediyede karşılama seremonisi bile yaptı.

Ama belediyenin önünde rekor kırarak 709 gündür grevde olan Hizmet İş Sendikası üyesi işçilerini görmezden gelerek. Yani öz evlatlarını! Yahu anladık. Hizmetleri ve yatırımları, kendi vaat ettiğini özel projelerinizi yapmıyorsunuz. Bu nedenle de halkı uyutmak için magazinsel işlere ağırlık veriyorsunuz bari vicdan terazinizi bari doğru çalıştırın. Evlatlarınız arasında ayrım yapmayın.

Son söz olarak ise; “Size emanet edilen imkanlar ve makamlar, bir gün mutlaka elinizden alınacaktır. Buradaki esas mesele, onları teslim ettikten sonra elinizin temiz kalıp kalması olacaktır.”

Yoksa kimin öz kimin üvey evlat olduğu çokta önemli değil.