ELMALI’DA, YİĞİTLİĞİ ÇAYIRDA BOĞDULAR

Hafta sonunda Türk’ün İlk Er Meydanı 669.Tarihi Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri yapıldı. Skandallarla başlayan güreşler yine skandallar ile devam etti. Yüzlerce pehlivanın katıldığı güreşler dün İsmail Balaban-Yusuf Can Zeybek final güreşinde kazanan İsmail Balaban’ın başpehlivanlığı ile sona erdi.

Güreşlere gelmeden önce ne entrikalar yaşandı. Elmalı’nın ‘Noter Onaylı Aşk Skandalı’nın kahramanı Belediye Başkanı Halil Öztürk yüzünden magazin programlarına konu olacak malzemeler çıktı.  Öztürk, önce muhtarlarla içkili gazinoda toplantı yapmayı yeğledi. 

Ardından kafasına göre kendi adına davetiye bastırıp dağıttı. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek kendisinin yok sayılmasına kızıp fırça atınca ikinci kez davetiye bastırıldı. Meşhur başkan yaşadığı skandal aşk nedeniyle (ki şoförünün eşi ile) yüz bulamayınca ne Bakanlara ne de Cumhurbaşkanı’na kendisi davetiye götüremedi.

Baktı bu işler böyle olmuyor Başpehlivanlardan Survivor Sampiyonu İsmail Balaban’ın kıspetinin paçasına sarıldı. Kadim Şehir Elmalı’da olmayan ve akla hayale gelmeyecek bir işe imza atıldı. Survivor yarışmacıları Batuhan Karacakaya, Aleyna Çalışkan ve İlayda Şeker güreşlerin baş konuğu oldu. (Ne gereği varsa)

668 yıldır böyle bir magazinsel tanıtıma ihtiyaç duyulmayan Tarihi Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri'ni 669’uncu yılında niye böyle bir işe imza atıldı anlamak mümkün değil. Dün öyle bir ayıba ve skandala daha imza atıldı ki duyanlar “Yuh artık” demekten kendini alamadı.

Kırkpınar ve Elmalı’nın Başpehlivanı Ali Gürbüz’ün annesi Hatice ile eşi Zeliha Hanım güreş alanına alınmadı. Er meydanın yiğitlik bozuldu. Sen Survivor ünlüleri Batuhan, Aleyna ve İlayda’yı baş köşeye oturt, şebelek gibi kıspet giydirip çayırda dolaştır. Sonra da Gürbüz’ün ailesine sırtını dön öylemi.

Bu da yetmezmiş gibi Gürbüz’ün adına güreştiği Korkuteli Belediye Başkanı Ömer İşlek’e davetiye vermeyerek pas geç. Vay anam vay. Sen ne yürekli adammışsın da biz bilmezmişiz Halil Öztürk. 

Evet… Elmalı’da skandallar bununla da bitmedi. Kırkpınar Başpehlivanı Ali Gürbüz ketenpereye getirildi.  Ali Gürbüz-İsmail Koç karşılaşmasında galip taraf İsmail Koç ilan edildi. Ali Gürbüz’ü maalesef ava giderken avladılar. Bence resmen harcadılar.

Zaten müsabakalar öncesi antrenör Hikmet Tuğsuz şüphelerini dile getirmişti. Haklı da çıktı. Aynı oyunda İsmail'in pozisyonuna devam kararı veren hakemler Ali’yi yenik saydı. Maalesef yazık oldu Başpehlivanın emeklerine.

Zaten balık baştan kokmuştu. Yukarıda yazdıklarımla er meydanın ne hale getirildiğini anlatmıştım. Perşembenin gelişi çarşambadan belli ve bende haklı çıktım.

Fakat ben seni çok iyi anlıyorum. Skandala imza atan Başkan Halil Öztürk’ün bu tür işleri çok sevdiği. Sanki bir skandalı örtmek için başka bir skandala imza atma düşüncesi var aklında.

Vallahi ne yapansan yap hiçbir skandalın başka bir skandalın üstünü örtemez Başkan. Öyle seni Elmalı’nın genç yiğidi Survivor Şampiyonu ve Elmalı’nın yeni Başpehlivanı İsmail Balaban’ın paçasına tutunmakta seni kurtaramayacak.

Be er meydanın yiğitleri bir gün bu yaptıklarını fitil fitil burnundan getirecekler. Seni cazgır gibi yaptığın ihale anonsları bile kurtaramayacak.

Demedi deme.

OKULAR AÇILDI, SIRA AŞIDA

Bu sabah Türkiye’deki bütün mini mini birlerin ilk ders zili çaldı. Sizi bilmem ama eylül ayı bana ucu yeni açılmış bir kurşunkalem kokusuyla gelir(di). Ama neredeyse iki yıldır bu hayal oldu.

Ana sınıfı ve birinci sınıflar diğerlerinden bir hafta erken başladı eğitime. Okula daha çabuk ve kolay alışabilsinler diye. Baksanıza! Öğrencilerin hepsi, yazdan arta kalan bir eylül sabahı tekrar düştüler yola. Korkuyla karışık bir tebessüm var yüzlerinde.

Haksızlar mı? Bu sorunun cevabı kocaman hayır. Çünkü içinde bulunduğumuz ortam 7’den 70’e herkesi korkuya sevk ediyor. Çocukların korkusu gayet normal.

Neden mi? 300 bin öğretmen aşı olmayı ret ediyormuş! Hem çocuklara hem de velilere örnek olması gereken öğretmenler. Ülkemizin geleceği çocukları düşünmesi gerekenlerin böyle davranması hiç aklıma mantığıma yatmıyor. Neymiş, “İnsan hak ve hürriyetleri kısıtlanıyormuş.”

Peki, çocuklarımızın yaşam ve eğitim hakkı ne olacak hocam?  İnsan haklarının, hele çocukların sağlığının ön plana çıktığı bir ortamda senin özgürlüğün olamaz sevgili öğretmenim. Şimdi olaya şöyle bir örnekle bakmak gerektiğini düşünüyorum. Diyelim ki bir öğretmeni kuduz köpek ısırdı. Acaba kuduz aşısı olmadan ortalık yerde gezebilir misiniz? Sanmam.

Peki, bu aşı olmama ısrarı neyin nesi o zaman? Bırakın bu inadı da hem çocuklarımızı hem de toplumu ölüme terk teşvik etmeyin. Peki, bu noktada aşı karşıtı veliler için ne demeli? Vallahi başkasının çocuğunu düşünmüyorsanız bari kendi çocuğunuzu düşünün. Bu noktada sorumluluk öğretmenler kadar sizin de.

O zaman yapılacak tek bir şey var o da gidin paşa paşa aşılarınızı olmak. Yoksa ne sizin geleceğiniz ne de ülkemizin geleceği çocuklarımız olmayacak. Daha doğrusu koronavirüs nedeniyle sapır sapır dökülecek.