ELİNDEN GELENİ YAPAN VAR MI?

Çok merak ediyorum..

Türkiye’de işçi temsilcileri, işveren temsilcileri, sanayi bölgesi başkanları, esnaf oda başkanları, turizmciler, sendikacılar ve siyasetçiler..

Dünyanın içinde bulunduğu bugünkü durumdan ve hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağından BİHABER mi yaşıyorlar acaba?

Ya da..

Akılsızca-mantıksızca isteklerde bulunarak, “POPÜLİZM”le koltuklarını mı koruma peşindeler?

Medyada yer alan açıklamalarını gördükçe, bu soruları sormadan edemiyorum..

***

Açıklamalara dikkat..

- “Pandemi nedeniyle sanayicinin gözünün önünde sis bulutu var, firmalarımız geleceğe güvenle bakamıyor..”

- “Kısıtlamalarla esnaf ve sanatkar mağdur edilmemeli, hükümetten somut destek istiyoruz..”

- “Kafe ve restoranların paket servise geçmesi esnafı zor duruma düşürdü..”

Pazarcı yeterince ürün satamıyor DESTEK istiyor..

ÜRETİCİ her türlü desteği alıyor, ama YİNE DESTEK istiyor..

Bu örneklere TURİZM başta olmak üzere, bütün sektörleri ekleyebilirsiniz..

Hepsi AYNI ŞEYİ söylüyor:

“Hükümet destek versin, desteği de SOMUT olsun”..

Yani, “PARA VERSİN PARRRAAA..”

Tamam versin de, zaten veriyor da..

Bu parayı yine bu “somut destek” isteyenlerin temsil ettiği vatandaşlar, “dolaylı-dolaysız vergilerle ve cezalarla” ödemeyecek mi?

Bunu söyleyeni, hiç görmüyorum..

***

Yapmayın..

Dünyanın her tarafı “PANDEMİ KRİZİ”nde..

Dünyanın her yerinde işçisinden üreticisine, esnafından işverenine kadar herkes zor durumda..

Evet, piyasalarda maddi-manevi büyük bir sıkıntı var..

Evet, evlerimizde ve işyerlerinde büyük sıkıntı var..

Ama..

“BİZE SOMUT DESTEK VER” diye devleti yönetenleri farklı vergi ve cezalara yönlendirmeyin..

Böyle ZOR dönemleri atlatabilmek için herkesin, her kesimin elini taşın altına koyması gerekir..

Bence hükümet elinden geleni yapıyor..

Peki ya siz ikinci-üçüncü araba alanlar, ikinc-üçüncü ev ve yazlık alanlar, yani biraz parası olanlar (ki bunlara o destek isteyen başkanlar dahil), siz elinizden geleni yapıyor musunuz?

Yoksa, “ne yapar da daha az vergi veririm” diye muhasebecinizin başının etini mi yiyorsunuz?

 

……………………..

GONG

CHP'li Fikri Sağlar, "türbanlı hakim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var” demişti.

Yani, Müslüman kadın eğer “köylü” ise seviyorlar..

“Gitsin tandırını yaksın, gözleme falan yapsın.. Ama, şehre gelip de HAKİMLİK yaparsa olmaz..”

Bu da IRKÇILIĞIN başka bir versiyonu..

……………………..

HİÇ “ARKADAŞ”INIZ VAR MI?

Savaşın en kanlı günlerinden biri..

Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü görür..

İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı mermi yağmuru altındadırlar..

Asker teğmene koşar ve “teğmenim” der, “fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?”

“Delirdin mi” der gibi bakar teğmen, “gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş.. Büyük olasılıkla ölmüştür bile.. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın..”

Asker ısrar eder ve teğmen, “peki” der, “git o zaman”

İnanılması güç bir mucize..

Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaşır..

Onu sırtına alır ve koşa koşa döner..

Birlikte siperin içine yuvarlanırlar..

Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene eder..

Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döner, ”sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim.. Bak bu zaten ölmüş” der..

Asker, ”değdi komutanım” diye cevap verir..

Teğmen şaşırır, “nasıl değdi? Bu adam ölmüş, görmüyor musun” diye sorar..

”Gene de değdi komutanım” der asker..

Ve devam eder:

“Çünkü, yanına ulaştığımda henüz sağdı... Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için..”

Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarlar:

“Geleceğini biliyordum” demişti arkadaşı, “geleceğini biliyordum..”

***

Ne olursak olalım..

Kalbimizde "arkadaşlık" adında bir mucize var da, buna inancımızı kaybettik galiba..

Merak ettim, kaçınızın ARKADAŞI var?

 

…………………..

TRAFİK

Birincide yersin ceza, ikincide yaparsın kaza, üçüncüde hayata elveda..