İsmail Akkaya’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen Antalya Konuşuyor’a; Antalya Fırıncılar Odası Başkanı Mustafa İnce ve ATSO Yönetim Kurulu Üyesi Murat Totoş konuk oldu. Ekmek fiyatlarını düşük tutmak için çiftçinin zor durumda kaldığını belirten İnce, “Buğday ithal ediliyor. Çiftçiyi cezalandırıyorlar” dedi. Borçlu belediyelerin halk ekmek üretimine de tepki gösteren İnce, “5 aylık toplu ulaşımın ücretini ödeyemeyen o belediye 30-35 milyona halk ekmek kurmaya çalışıyor. Nasıl ucuza yedirecek? Ek-Dağ pazartesi 2 TL’den satış yapacak. Başkanın attığı imza kendi mal varlığını bağlasın” diye konuştu.

“UNLU MAMÜLLER TÜREDİ”

Serbest piyasa ekonomisinin uygulanması gerektiğini söyeleyen İnce, “Antalya’nın 950 binle 850 bin arası ekmek tüketimi var. Antalya’da ortalama 400 civarında fırın var. Ortalama 170 tanesinin ekmek ruhsatı var. Unlu mamüller diye bir meslek türedi. Önceden pastane ve fırın vardı. Ekmek ruhsatı almak için. 3 ana iskelet  şartı var. Bunlardan birincisi 250 metrekare yer, 2 bitişik düzen olmayacak yani bina bağımsız olmalı, üzerinde mesken olmamalı. Bir fırıncı arkadaşımız inşaata başlayalı 2 ay oldu. Fırın ruhsatına sahip olmak için 8 daireyi iptal etti. Namuslu insanı sınırlandırıyorz. Maliyetlerin yüksek olmasının en büyük ana sebebi kurulu kapasite 1 milyon 600 bin ekmek çıkaracak düzeyde iken çıkan ekmek 850 bin” diye konuştu.

“FIRINCI GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLDİ”

ATSO Yönetim Kurulu Üyesi Murat Totoş ise, ekmek fiyatlarındaki en küçük bir artışta kendilerinin günah keçisi ilan edildiğini belirterek, “Fırıncının derdini dile getiren bu güne kadar kimse olmadı. Herkes ekmeği üreten fırıncıyı suçlu ilan ediyor. Biz dilenci değiliz. Bu enflasyonla ayakta kalamayız. Mahkemeye bilirkişi ilan edin dedik. Ekmek üretiyoruz ama ekmeğe muhtaç olan biziz. 35-40 tane fırın kapanmış. Geçenlerde Valimizin makamına çıktık. Vali beye de arz ettik. Bugüne kadar gelen süreçte; unlara gelen zamları da belirttik. Kar amaçlı kuruluşken nasıl zararlı gidiyoruz? Gelinen noktada, biz un maya üretmiyoruz. Biz şuan zarar ediyoruz. Antalya’daki fırıncılrın yüzde 80’i devlete olan borcunu ödeyemiyor. Ekmeğin kıymeti çok önemli. Halk sağlığını yakından ilgilendiren bir ürünü ayaklar altına alırsanız, halkın sağlığıyla oynamış olursunuz” ifadelerini kullandı.  

“HAKSIZ REKABET”

Fırıncıların yaşadığı temel sorunlarla ilgili konuşan Totoş, haksız rekabetle karşı karşıya kaldıklarının altını çizerek, “Biz sektör olarak 8 seneden beri dile getirdiğimiz haksız rekabetle karşı karşıyayız. Artık belediyelerle mücadele etmeyi de bıraktık. Plansız ticaret var” diye konuştu. Herkesin fırın ruhsatı almasına tepki gösteren Totoş, “Eczaneleri her yerde açabiliyor musunuz? Şartları var. Halkın en temel maddesini önüne gelen herkesin yapmasına nasıl müsaade ediyorsunuz. Bunun da bir ustalığı olması lazım. İşyeri ruhsatını verenler belediyeler. Belediyeler siyasi kurum. Planlı bir ticaret yapmazsanız karsız olursunuz. Bizim imalatlerimiz tam kapasite giderse maliyetlerimiz düşer. Antalyaya yetecek fırın sayısı 200’dür. 200 fırınla Antalya’yı beslersiniz. 400 fırın var kayıt dışı olan da var. Kar olmayınca işletmeler de zarar ediyor” dedi.

“ANTALYA’DA TÜRKİYE’NİN SESİ OLUYORUZ”

Belediyelerin halk ekmek satışını ‘siyaseti ekmek üzerinden yapıyorsunuz’ diye nitelendiren Totoş, Federasyon başkanına da tepki göstrerek, “Ağlanacak halimize gülüyoruz. Kutsal bir ürün üretiyorsunuz, temel sorunlar ve halkın bilmesi gereken sorunlar var. Bizi temsil eden Federesyon başkanı olmak üzere kimsenin sesi çıkmıyor. Biz Antalya’da Türkiye’nin sesi olmaya çalışyoruz. Hergün zam geliyor. Ben ekmeğe zam yapmak için bir sürü yoldan geçiyoruz. Kar zarar dengesini gözetip herkes fiyat artıyor. Ama bu şekilde fırınlar ayakta kalamaz” diye konuştu.