Düz ve alengirsiz insanlara

Yaz aylarına girmeden önce “EURO2024 sonrası Olimpiyatlar al sana kavgasız, gürültüsüz, fresh spor içeriği” beklentisindeydim. Sıkı bir Süper Lig seyircisi olarak sene boyunca maruz kaldığımız suni ve manasız gerginliğin hepimize olmasa da çoğumuza bunu dedirttiğini tahmin ediyorum. En azından düz ve alengirsiz insanlara. 
***
Demez olaydım. Türkiye’nin EURO2024’e Türk futbol ailesi, medyası, menajerleri, YouTuberlar ve kankalarıyla birlikte dahil olduğunu unutmuşum. Ancak her türlü baskıya rağmen dirayetli kalıp “ilerde daha iyisini yapabiliriz” dedirten bu genç ve hırslı takım; beklentimi bir nebze olsun karşıladı diyebilirim. Final maçındaki İspanya’nın dramatik golü ise “Kendini dünyanın merkezi görme, herkes için duygusal ve yoğun” mesajını açık açık verdi en azından bakmak isteyen düz ve alengirsiz insanlara. 

Lider Haber (22)-5​​​​​​​
***
Son derece debdebeli geçen EURO2024 sonrası “Artık ne olabilir ki” beklentisiyle nihayet Olimpiyat açılışını izlemeye koyuldum. Hayranlık duyduğum Zinedine Zidane’ı, Rafael Nadal’ı, üstüne de Marie Antoinette’in idamını simgeleyen görüntüler eşliğinde Gojira grubunun sahnesini görmek açıkçası şaşırtmalı bir mutluluk yaşattı diyebilirim. 
***
Her şey güzel giderken orada neden olduğunu anlayamadığım garip dansçıların, drag queenlerin, morbid obezlerin, çok renkli giyinen siyahilerin, özetle Woke Kültürü ve LGBT+ hareketinin bir anda gösterinin odak noktasını ele geçirdiğini gördüm. Paris 2024’ün insanlık geleneğini devam ettirmekten ziyade internet çağının yarattığı sol/liberal akımın bir nevi miting alanına dönüşmesini açıkçası beklemiyordum. 
***
Milli kültür ve DNA’sında ABD ve NATO karşıtı damar taşıyan bir ülkenin; normal şartlarda şahsi ihtişamını sergilemesini beklediğimiz Olimpiyat açılış gösterisinde, bunun tam tersi şekilde alenen Amerikan kültürüne itaat ettiğini ilan ederek benliğini ezdiğini görmek açıkçası tedirgin etti. 
***
Açılış gösterisinde kullanılan simgeleri, kıyafet seçimlerini, neden orada olduğu anlaşılamayan ve birçok komplo teorisine de alan bırakacak konuları bir kenara bırakalım. Antik çağlara dayandırılıp bütün insanlığı temsil ettiği defaatle ve yıllarca ilan edilen Olimpiyat ateşi; neden Amerika menşeili Woke ve LGBT+ hareketi odağında gerçekleştiriliyor? Düz ve alengirsiz insanların neden herhangi bir hükmü kalmadı?
***
Amerikan emperyalizminin Soğuk Savaş sırasında Sovyet Rusya ve Marksizmini ortadan kaldıramayacağını anladığında bu kültürü dejenere etmeye çalışmalarını artık biliyoruz. Yıllarca çeşit çeşit darbe, suikast planları, uydu hükümetler kurma hayallerinin gerçeğe dönüştüren bir CIA’ye sahip olmak da haliyle bunu gerektiriyor. Karşısında dirayetli bir şekilde kapitalizm karşıtlığı gerçekleştiren bu kültürün enerjisini cinsellik veya sosyal yaşamda harcatıp, geri kalan tüm konularda daha ılıman bir sol/liberal çizgiye çekmek tam da ABD tarafından istenebilecek bir durum. İstihbarat Servisinin savaş sonrası dönemde McCarthy’ci Kongre’yi atlayarak, kültürel üretici ve tüketicileri tereddütsüz eşitlikçi soldan uzak tutacak alternatif sol projelere doğrudan destek vermesi de direkt olarak bunu işaret ediyor diyebiliriz. 
***
Geçmişte Marksizmi yok etmek için yapay şekilde doğurtulan bu ucube kültür; günümüzde ise Avrupa kıtasını da tamamen ele geçirdi. Dünyada sınırların kalkmasıyla değişen ve zayıflayan “komşuluk” meselesine bir nebze olsa riayet ederek söylüyorum, bu vaziyet artık Türkiye’nin de kapısında. Herhangi bir konuyla alakalı olarak “Bakın burada bir terslik var” dendiğinde Avrupa’da söylenen “Sen aşırı sağcısın” kalıbı Türkiye’de de başka bir formatla kullanılıyor olabilir mi? Bu Woke Kültürü ülkemize de mi dahil oldu acaba?
***
Sabah erken saatlerde kalkan, düz bir şekilde beslenen, okuluna/işe giden, sosyalleşme çabasını güden, spor yapan, karşıt cinsinden hoşlanan, evlenen, aile olan insanların artık bir hükmü yok, temsiliyeti kalmadı. Düz ve alengir insanlara söylüyorum, vaziyet sandığınızdan da karanlıkta. 28.07.2024