Duygu kontrolü çocukluk döneminde ailede öğrenilmeli
İstanbul Eyüpsultan’da Iraklı eski öğrenci Y.K. tarafından silahla vurulan okul müdürü İbrahim Oktugan'ın ölümüyle özellikle ergen ve gençlerde duygu kontrolünün önemi bir kez daha gündeme geldi. Prof. Dr. H. Nermin Çelen, evde şiddet davranışı varsa çocuğun duygu düzenlemesini öğrenemediğini vurguladı. Prof. Dr. Çelen’e göre duygu kontrolü çocukluk döneminden itibaren önce ailede sonra akranlardan öğreniliyor.
İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri
Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Nermin Çelen, duygu
kontrolüne ilişkin değerlendirmede bulundu. Sağlıklı bir insanın duygularını
kontrol edebileceğini belirten Prof. Dr. Çelen, “Duygu kontrolünü ya da
duygularımızı düzenlemeyi çocukluktan itibaren öğreniyoruz. Duygu kontrolü her
insan için geçerlidir. Her duygumuzu yoğun şekilde yaşamak çok sağlıklı
olmayabilir” açıklamasında bulundu.
Duygu kontrolünün oluşabilmesi için önce aile sonra
akranların katkıda bulunduğuna değinen Prof. Dr. H. Nermin Çelen, “Eğer aile
içerisinde şiddet varsa, masa yumruklamak, kapıları çarpmak, tokat atmak gibi
şiddet davranışları ailede varsa çocuk duygularının nasıl düzenleneceğini
öğrenemiyor. Anne ve babanın duygu kontrolündeki rolü çok büyük. Diyelim çocuk
okul öncesi ya da ilkokula gitti, duygu kontrolünü bilmiyorsa diğer çocuklar
ondan hızla uzaklaşıyor. Yalnız kalmamak için duygularını yavaş yavaş kontrol
etmeye başlıyor” dedi.
ERGENLİK DÖNEMİNDE
DUYGULAR ÇOK YOĞUN YAŞANIYOR
Eğer bunlar olmadıysa yani çocuk ailede ve ilkokul döneminde
bunları öğrenemediği taktirde ergenlik döneminde farklı problemlerin
yaşandığını belirten Prof. Dr. Çelen, “Beyinde duygularımızın merkezi limbik
sistem ve amigdaladır. Gençlik döneminde amigdala duyguları özgürce üretir.
Fren sistemi henüz gelişmemiştir. Freni olabilmesi için prefrontal lob
dediğimiz alnın arkasındaki beyin bölümünün, limbik sistem arasında biyolojik
iletişim kurması gerekiyor. Bu da zaman alıyor. Amigdala sayesinde ergenlik
döneminde duygular çok yoğun yaşanıyor. Ön beyin lobu ile iletişim olmadığında
duygular frenlenemiyor. Öfke ve benzeri sonuna kadar yaşanabiliyor. Ergenlik
döneminde dopamin üretimi çok artıyor, fışkırıyor diye tabir ediliyor. Ama daha
önceden duygularını kontrol etmeyi öğrendiyse nispeten onları yumuşatıyor”
şeklinde konuştu.
OLUMSUZ İMKANLAR
DONAKALIM DURUMUNU ORTAYA ÇIKARIYOR
Olumsuz imkanların kişide frustrasyon da denilen donakalım
durumunu ortaya çıkardığını da belirten Prof. Dr. Çelen, “Özellikle ergenlik
döneminde çocukluktan itibaren duygu kontrolü yoksa, birtakım olumsuz imkanlar
varsa mesela yabancı olmak, sığınmacı olmak, arkadaşları tarafından
onaylanmamak, ders notlarının düşük olması, yeni çevreye uyum sağlayamaması bireyde
donakalım denilen durumu ortaya çıkarıyor. Donakalımda şu oluyor: Diyelim evden
çıkacaksın kapının kilidi düştü ve çıkamıyorsun. O an ne hissedersin? Ya da
eşine mesaj göndereceksin şarjın bitmiş, ne hissedersin? İşte o anda yaşanan ve
hissettiğin şeye donakalım deniyor” dedi.
DONAKALIM ÖFKE
DUYGUSUNU ORTAYA ÇIKARIYOR
Donakalımın fizyolojik bir durum olup öfke duygusunu ortaya
çıkardığını belirten Prof. Dr. Çelen, duygu kontrolü yoksa onun da şiddet
davranışına dönüşebildiğini ifade etti. Prof. Dr. Çelen, “Gencin çözemediği
sorunu varsa dışarıya da zarar vermiyorsa kendine dönük şiddet uygulayabilir.
Dövme yaptırmak, dudağa pearcing taktırmak içe dönük şiddettir. Dışarıya
yönelik şiddette cam kırar, duvarı yumruklar. Bunun en uç noktası adam
öldürmektir. İçe dönük şiddetin en uç noktası ise intihardır” dedi. Prof. Dr.
Çelen, şiddet davranışının sadece erkek çocuklarda değil, kız çocuklarında da
ortaya çıkabildiğini söyledi.
DUYGULAR TAKLİT
YOLUYLA DA KAZANILIR
Prof. Dr. Çelen, “Davranışları onaylı ya da onaysız da olsa
prestij sahibi, popüler kişilerin davranışlarının taklit edilmesi söz
konusudur. Toplumda, medyada çok örnek bulunmaktadır” dedi.
DUYGU DÜZENLEMESİ
DUYGUSAL ZEKAYLA İLGİLİ
Duygu düzenlemenin duygusal zekayla alakası olduğunu
kaydeden Prof. Dr. Çelen, “Bilişsel zekâmız doğuştan biçilmiş olarak dünyaya
geliyoruz ama duygusal zekayı artırabiliyoruz. Yani insanların duygu
düzenlemesinin dolayısıyla duygusal zekâsını özel programlarla ve profesyonel
yardımla artırmak mümkün” dedi.
Prof. Dr. Çelen şöyle konuştu:
“Medyada son günlerde yer alan vakalardaki şiddet örnekleri
yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda değerlendirildiğinde gençlerin fizyolojik
yapısı, isteklerini erteleme özelliklerinin olmayışı, donakalım yaşantısının
geçmişi ve taklit edilecek modellerin çokluğu günümüz imkanlarında sadece bizde
değil, dünyada büyük bir sorun haline gelmiştir. Tabii bunda duygusal zekânın
yeterli olmayışı da söz konusudur. İnsan, hayvan ve doğa sevgisi öğretmek de
çok önemlidir. Unutmayalım ki gençler dünya kurulalı beri otoriteye de
karşıdır.”
PROFESYONEL YARDIM
ALINMALIDIR
Prof. Dr. Çelen son olarak duygu kontrolü ile ilgili sorun
yaşayan çocuk ya da ergenle ilgili profesyonel yardım alınması gerektiğini
belirterek “Ebeveyn sorunun farkındaysa çocukları için profesyonel yardım
almalıdır. Ayrıca ailenin yanı sıra okullardaki rehberlik servislerine büyük
sorumluluk düşmektedir” şeklinde sözlerini tamamladı.
İHA